Baharsız

BAHARI, hiç kötü bir şeyin habercisi gibi düşünmüşlüğünüz olmuş mudur?

Bahar havasına "kötü gözle" baktınız mı ya da daha önce...

Dışarıda bahar gibi hava, ama herkeste bir (u)mutsuzluk.

"Hava çok güzel", demek ki bir yerlerde bir şeyler ölüyor.

"Hava çok sıcak" demek ki bir yerlerde bir şeyler eriyor, yok oluyor.

Bir depremi, bir felaketi bekler, yaşar, hisseder gibi bakıyoruz güneşli gökyüzüne.

Güneş mi; hani, o yalancı güneş.

* * *

Her şeyi çalabildiklerini, çalabileceklerini, başkalaştırabileceklerini, yok edebileceklerini biliyordum.

Düşünebiliyordum.

Ama mevsimleri, kışı, baharı, güneşi asla.

Ö(ç)aldılar işte.

* * *

Umudun, coşkunun, aşkın soyadı olan bahar, şimdi bir arızanın/hastalığın belirtisi.

Bitevi bir aksırık, bir ağır nezle.

"Yalancı bahar" bir yan etki.

Küresel ısınmanın çıktısı.

Aslında Şubat ayında, kış ortasında yaşadığımız bu "ısı", yalancı bahar da değil.

Çünkü bahar yalancı değil.

Pastırma yazı da kalmadıysa örneğin; ne pastırma yalancı, ne çemeni, ne de yaz.

Yalancı olan başkası, başkaları.

Bahar değil.

* * *

Yine açıyor garibim erikler çiçeğini, Şubat ortasında.

Çünkü bilmez erik yalanı, yalancı baharı.

Ağaçtır, gazete-kitap okumaz.

Kesilir gazete kağıdı, kitap sayfası olur.

Başka "kütük"lerle zirve de yapmaz.

Bilmez küresel ısınmayı. Ama mümkün olduğunca durabilir "ayakta", dik.

* * *

Yalan bize aittir.

Kirlilik, hırsızlık bize.

Zirve de bize dairdir; yalanın da hırsızlığın da zirvesi, en tepesi.

Kandırma da bize, kanma da bize.

Boyun eğmek de.

* * *

Eğer durabilirsek bir gün gövdelerimizle, dimdik. Çınar gibi.

Mesela çınardan öğrenirsek eğer bir miktar direnci, dik durmayı.

Biz de "yalancı bahar" olmaktan kurtulur, "insan" oluruz belki.
Yazarın Tüm Yazıları