Ayşe Arman: Girmesi kolay çıkması zor konu






Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Tamam, benim suçum. Yine ağır bir konuya daldım. Bu tür konulara girmek kolay da, çıkmak zor oluyor. Ama Pazartesi günkü mail'e çok yanıt gelince yayınlamamak da hıyarlık olurdu. Yine de arkadaşlar, bu devam ettireceğim anlamına gelmiyor. IQ'mu aşan konulara dalmak, takdir edersiniz tercih edeceğim bir şey değil. Ama bir gençlik var, yeni bir gençlik ve onlar böyle şeylere meraklı. Onların beni okumadıklarını düşündüğüm için, kıskançlığımdan böyle bir tezgah kurdum. Ama görüyorum ki, çok uzarsa diğer okurlar için sıkıcı olabilir. Önümüzdek ilk yazıda normal hayata dönmek üzere...

E MAİL 1

ABARTMAMAK LAZIM

FRP oynayan, Tolkien okuyan Serdar B. konusunda endişelenmeyin. Kafa üstü tepeden atlamak gerçekten kıç ister. Atlayacak adam da, Ayşe'ye yazıp anlatmaz bunları! Yine de güzeldir o dünya. Kaç kere ağladığımı bilirim o fantastik dünyanın hayalleri yüzünden. Abartmamak lazım tabii. (Yiğit K.)

YANIT 1

BEN DE İSTİYORUM

Gerçekçi olmanız hoşuma gitti. Hayal gücünüzü ve beyninizde kurduğunuz o dünyayı ben de anlamak istiyorum. İşi gücü bırakıp, Tolkien'in kitaplarına gömüleyim diyorum. Bakalım bünyeme uyacak mı?

E MAİL 2

GELECEKTEN KORKUYORUM

Anneme, babama ve onların arkadaşlarına bakıp, ‘‘Benim geleceğim de böyle mi olacak?’’ diyorum. Korkuyorum. Korktuğum için de kaçıyorum. Karanlık bir yerdeyim, üç dört yıldır. Tek ışıklı yol var. Onu da Tolkien açtı. Eddings ışık var dedi. İşte böyle genişledi benim dünyam. Son olarak da FRP ışığın varlığını gösterdi. Oyun bitip gerçeğe döndüğümde ise acı çekiyorum. (Esen G.)

YANIT 2

E MAİL 4'Ü OKU

Kendinizden ne yaratacığınız size kalmış. Annenize ya da babanıza benzemeniz gerekmiyor. E mail 4'ü okuyun!

E MAİL 3

BIRAKINIZ OYNASINLAR

Hatırlatırım: Bir süre önce, bir takım psikopatların işlediği ‘‘satanist cinayetler’’ medyamız tarafından o kadar abartıldı ki, (arkasından yayınlanan ‘‘bilimsel yorumlar’’ nedeniyle tabii!), FRP oynayan insanlara satanist muamelesi yapıldı. Ve bu oyunlar toplatıldı. Şimdi siz de kalkmış annesine sinirlenen ya da ‘‘İki kaşık Matrix üzeri az pişmiş Fight Club tükemimi’’nden sonra histeri krizi geçiren birinin yazısını yayınlıyorsunuz. Ne mi olacak? Zaten her fırsatta üzerine gelinen bir kısım genç insan daha da baskı altına alınacak. Belki de, bu yazı üzerine bir kaç heyecanlı muhabir, ‘‘Gençliğinin sorunları’’nı konuşmak için bir takım moronların kapısını çalacak ve röportaj yapacak. Sonra da arşividen ‘‘Satanist metalci FRP oynayan harcanmış üniversite gençliği!’’ fotoğrafı bulunup çıkartılacak. Ve bu şahane derleme ‘‘Gençlik elden gidiyor, eyvah!’’ formatıyla yayınlanacak. Mesajı hazır tabii: ‘‘Ey ana baba çocuğuna sahip çık!’’ Alt kutularda mı ne olacak? ‘‘FRP nedir?’’ ‘‘Tolkien kimdir?’’ Bir de mutlaka bir uzman görüş: ‘‘Fantazi edebiyatı gençlerin ruh sağlığını bozuyor’’ ya da ‘‘Çocuğunuz bu listedeki kitapları okuyorsa onu hemen psikoloğa götürün!’’. Tolkien'in fantazi dünyasının, gençleri gerçeklikten kopardığından şikayetçi olanlar, gençlere sundukları gerçekliğin kalitesini iyileştirme yönünde hiç bir adım atmazken, bu şikayetlerinde hiç de haklı değiller. Günde bir kaç saat Türkiye gerçekliğinden kopmak gayet yararlı bir terapi kanımca! Bırakın insanlar okusunlar ve oynasınlar. Hepsi oyun. Bazen gerçek olmasını dilesek bile... (Yağmur. A)

YANIT 3

TEBRİK EDİYORUM

Sizi tebrik ediyorum. Durumu bu kadar iyi kavramış olmanız ne kadar zeki olduğunuz bir kanıtı. Haklısınız, genelde böyle yapılıyor bu tür haberler. Ama benim o yazıyı kullanmanın nedeni, tam tersine sizlerle aramdaki kapıyı biraz olsun aralayabilmekti...

E MAİL 4

KAFAYA TAKMAK LAZIM

Ellerime baktım. Hücrelerden yapılmıştı. Neden bu hücreler, hep benim onlara söylediğimi yapıyorlardı ki? Onların içindeki atomları, başklarının atomlarından farklı kılan ne olabilirdi ki? İşte insanın doğasındaki ‘‘gerçek sorular’’ bunlar. Ne yazık ki şimdiki gençliğimize Tolkien'in Elf'lerinin doğasından daha yabancılar. Neden mi? Çünkü ‘‘birileri’’ doğamızı zehirledi. Yardımlaşmanın yerine para aldı. Aşk yapmanın yerini de seks. Hatta, sabahleyin kalıp güneşin doğuşunu izlemenin yerini bilgisayarda e-mail okumak! Doğamızı bozan, zehirleyen bu ‘‘birileri’’nden nefret etmemek imkansız. Ama farkında olmamız gereken, bunu yaratan ailelerimiz, arkadaşlarımız değil. Onlar da aynen bizim kadar sistemin çaresizleri. Yapılacak hiç bir şey yok mu? Olmaz mı? Ben sistemin dışındayım mesela. Oysa dışarıdan bakıldığında içinde gibi duruyorum. Ama vaktimin çoğunu, zaman kavramını, kara delikleri ve nötron yıldızlarını düşünerek geçiriyorum. Ama bu benim hikayem. Başkasının değil. Kıssadan hisse almak isteyenler için: Kısır döngülerden kurtuluş, bir şeyleri kırmak, yıkmakla değil, insanın kendini keşfetmesiyle mümkün. Ben kafayı ‘‘yaratılış’’ın hikayesine mi taktım, başkaları biyolojiye, kimyaya, matematiğe takabilir. Ama piyano çalmaya, resim yapmaya, baraj yapmaya da takılabilir kafa. Yeter ki, olayın içinde, tüm enerjisini verebileceği ‘‘insanın kendisine dönüş’’ temalı bir ‘‘iş ve oluş’’ olsun. Bütün bu anlattıklarım size boş laf gibi gelebilir. Ama azmim benim bu yıl Stanford, Harvad, Caltech gibi okulların doktora programlarının hepsine tam burslu olarak kabul edilmeme yol açtı. (Bilge. D)

YANIT 4

DOĞRU SÖYLÜYORSUNUZ

Size ve yazdıklarınıza ne diyebilirim ki? Durumu kim sizden daha iyi ifade edebilir ki? Olay budur. Yapılması gereken kafayı takmaktır. Ve kafayı taktığım şeyin içine bir anlam oturtmaktır.

Yazarın Tüm Yazıları