Ayla Erduran’ın sırrı

Ayla Erduran, salı gecesi Süreyya Operası’nda Burçin Büke ve Sedef Erçetin ile muhteşem bir konser verdi.

Haberin Devamı

Salondaki tüm kadınlar gıpta ve takdir ile izledi Erduran’ı.
Neden biliyor musunuz?
O gece konu sadece müzik değildi.
Sahnedeki efsane, bize müzikten daha ötede, başka bir hikaye anlattı.
Onu sevenler, büyük bir yetenekten, bir ustadan güzel müzik dinlemekle kalmadı.
Hiçbir zaman kaybetmediği gençliğinin, güzelliğinin, zarafetinin ve başarısının sırrını da kulağımıza fısıldadı.
Erduran hiç konuşmadı.
Bu sırrı, kemanı aracılığıyla anlattı.
Her notada dedi ki: Yetenekli olduğunuz ve sevdiğiniz mesleği yapın.

İzmirli Audrey Hepburn

Tarihçi Kitabevi’nden çıkan, Osman Öndeş’in günümüze kadar ulaşabilmiş İzmir ve İstanbullu levanten ailelere ait tarihi belgelere dayanarak kaleme aldığı Modalı Vitol Ailesi isimli kitapta, Audrey Hepburn’ün annesinin İzmir doğumlu bir levanten olduğu bilgisinin yer aldığını biliyor musunuz?
Hepburn’e ait biyografilerde yer almayan fakat Murat Bardakçı’nın da geçmiş yıllarda yazılarında yer vermiş olduğu konu, bu defa Öndeş’in kitabında İzmir’deki levanten ailelerinin yer aldığı bölümde karşıma çıktı.
1800’lerin sonlarından itibaren Moda’ya yerleşmiş ve burada kendi küçük İngiltere’lerini kurmuş olan Whitall ailesinin kökleri de İzmir’e dayanıyor. (Hani daha sonraki yıllar Barış Manço’nun satın aldığı ve yaşadığı, bugün müze olan meşhur evini 1800’lerin sonunda ilk yaptıran ve burada yaşayan Whitall ailesinin fertleriydi, dün kısaca bahsetmiştim.)
Hikaye şu: İlk olarak İzmir’e yerleşen Whitall’lar, burada diğer levanten ailelerle evlilik yoluyla akrabalık kuruyor ve köklerini salıyorlar.
Zaman makinesini biraz ileri doğru saracak olursak, ilerleyen senelerde torun Whitall’ların bir kısmı İzmir’de kalırken, bir kısmı ise İstanbul’a göç ediyor, Kadıköy’ün Moda semtinde kendilerine yeni bir dünya kuruyorlar. Tabii o zaman henüz adı Moda değil, hatta bir semt bile değil...
Tekrar Ege sularına dönelim: Whitall’ların İzmir’inde, kendilerinin dışında, akrabaları olan Giraud’lar ve başka levanten aileler de yaşamakta...
Bunlardan biri Hollandalı levanten aile Van Heemstra’lar.
Bakın Osman Öndeş, ucu Audrey Hepburn’e kadar giden hikayeyi nasıl kaleme almış:
“Tarımcılık yapmak amacıyla Cumaovası’nda (Panoramio) aldığı çiftlikte pamuk ziraati kadar bu bölgenin dünyada eşi benzeri olmayan Sultaniye üzümünü de yetiştirmiştir.
Van Heemstra’nın anne tarafı Beaufort ailesinden gelen Wilhelmine de Beaufort’tur.
Barones Ella Van Heemstra, Arnoud Jan Anne Aleid Van Heemstra ile Elbrig Wilhelmine Henritte Van Asbeck’in kızı olarak 1900’de İzmir’de dünyaya geldi.
Ella, ünlü bir İngiliz bankacı olan Joseph Victor Anthony Hepburn-Ruston ile evlenmiş, fakat 1938’de ayrılmışlardır.
Bu ailenin göç ettileri Brüksel’de 4 Mayıs 1929 yılında dünyaya gelen kızları Audrey Kathleen Ruston ileriki yıllarda Audrey Hepburn adıyla dünyaca ünlü bir film yıldızı olacaktır.
Özgeçmişinin yer aldığı bazı kayıtlarda doğduğundaki adı “Edna” veya “Edda Van Heemstra Hepburn-Ruston” olarak gösterilmesine karşın, 2. Dünya Harbi başlarında Nazi işgali altına giren Hollanda’da annesi kızlarının ismini Edda olarak değiştirmişti...”

Yazarın Tüm Yazıları