Avrupasız tam bağımsız mı olacaklar?

SİZ, değişim düşmanları., Siz, Avrupa Birliği'ne karşı olabilirsiniz. Her ne kadar, sizin halkınızın yüzde 70'i Avrupa Birliği'ne ‘‘evet’’ dese de siz, üstelik de politikacı olmanıza rağmen bu iradeyi hiçe sayabilirsiniz.

Bu sizi bağlar.

Halkla bu kadar zıtlaşmayı göze alarak siyasete devam etme kararınız sizi, kendiniz gibi düşünmeyenlere karşı ‘‘Terk edin bu toprakları’’ diye bağırtan Hitler çizgisine çekse de, karar sizin.

Ama, Türkiye'nin bağımsızlığını ve ulusal değerlerini koruma kılıfı ardına saklanmayın.

Bütün dünyayı Türkiye'ye düşman ilan ederek, sorunları çözmek yerine onlarla yaşama ısrarınızı haklı çıkartmaya uğraşmayın.

Sizin tavrınız, Türk halkını ilerletme tavrı değildir. Sizin çizginiz, insanların bilgisizlik ve çaresizlik yüzünden kurbanlarını sokaklarda boğazlamalarına göz yumulmasını, Avrupa'ya karşı kişilikli tavır gibi göstermeye kalkan ‘‘halkı küçümseme’’ çizgisidir.

* * *

SİZ Avrupa karşıtları, halka tepeden baktığınız için ona güvenmezsiniz. Size göre bu halk, özgürlükleri ele geçirirse ulusal çıkarlara ters düşen faaliyetlere girişir.

Türkiye'yi böler, dış mihraklarla işbirliği yapar, kendisini de topraklarını da satar.

Siz toprağa, insandan fazla önem verirsiniz.

Siz Atatürkçü geçinir ama Mustafa Kemal ve İsmet İnönü'nün Lozan'daki ilkelerinin, borçlardan kurtulma ve ‘‘güçlü bir ekonomiye sahip, güçlü bir devlet kurmak’’ olduğu gerçeğini bir türlü anlayamamışsınızdır.

* * *

SİZ, halkın kafasını karıştırmakta ustasınızdır. İdam cezasının kaldırılması gündeme geldiğinde, ‘‘Avrupa bunu Abdullah Öcalan'ı kurtarmak için istiyor’’ diyerek idamı savunursunuz.

Hiçbir insanın diğerini öldürme hakkı yoktur. Öldürmek, ceza olarak bile toplumsal bilinçten, dolayısıyla da yasalardan silinmelidir.

Namus cinayetlerinin, kan davalarının arkasındaki ürkütücü cehaletin yaşandığı bir toplumda, terörden bunca çeken bir ülkede bu kararın ne kadar gerekli olduğu üzerinde hiç durmazsınız.

İnsan yaşamının değer kazandığı bir yerde, demokrasinin kalitesinin artacağını, barış kültürünün güçleneceğini aklınıza bile getirmezsiniz.

Siz en milliyetçi geçinenler, Azerbaycan'ın idamı kaldıran ilk Türk devleti olmakla gururlanmasından ders de çıkartmazsınız.

Ve siz bağımsızlık, egemenlik gibi derin değerleri sığlaştıranlar, Türkiye'nin eşit haklar ve güçle karşılıklı bağımlılık sisteminin etkin bir aktörü haline gelmesine karşı çıkarak tek yolu dayatıyorsunuz.

O yol, sizin bağımsızlığınızı ve egemenliğinizi hiç de umursamayan 'her şeyi benim ulusal çıkarım belirler' diyen bir güçlünün dümen suyunda, teslimiyet yoludur.

O yol size hayırlı uğurlu olsun.
Yazarın Tüm Yazıları