Avrupa'dan tarih almak yetmez

AVRUPA tarih veriyor mu vermiyor mu?

Avrupa'nın strateji raporunu yayınlamasıyla birlikte bu içi boş bir slogan haline geldi.

Avrupa Birliği Aralık ayında Kopenhag Zirvesi'nde ‘‘Türkiye ile üyelik görüşmeleri 1 Ocak 2003'de başlayacak’’ dese çok memnun olacağız. Çok yanlış.

Çünkü tarih, bundan böyle kendi başına anlam taşımıyor.

* * *

AVRUPA Birliği'nin genişleme sürecine, öncelikle alınacak on üye arasında Kıbrıs'ın bulunduğunun açıklanması her şeyi değiştirdi.

Bu bir sürpriz değil. Ama Kıbrıs'a tam üyelik tarihi resmen verildi.

Kıbrıs'ın üyeliği Polonya, Macaristan ya da diğerleri gibi bir üyelik olamaz.

Brüksel'in bu farkı belirtmeden Türkiye'ye tarih vermesinin anlamı kalmaz.

Çünkü, Avrupa Birliği'nin 1981 tarihli belgelerinde Yunanistan'ın üyeliği ile ilgili olarak düşülen rezervlere uyulmadığını Türkiye kendi deneyimleri ile yaşadı.

Bu belgelerde, Yunanistan'ın AT üyeliğini Türkiye aleyhinde kullanamayacağı yer alıyordu. Ama sonra ne oldu?

Türkiye-AB ilişkilerinde Yunanistan her zaman veto kozunu kullandı. Brüksel'e taahütler hatırlatıldığında ise ‘‘Ama Yunanistan bizim üyemiz’’ yanıtı alındı.

Eğer Kıbrıs'ın üyeliğinin her hangi bir sorunu çözeceği sanılıyorsa Brüksel yanılıyor. Avrupa Birliği, Türk-Yunan sorunlarının çözümü için olumlu bir platform hiçbir zaman yaratmadı. Tam tersi, Atina'nın elinde Türkiye'ye karşı kullandığı bir koz haline geldi.

Aynı imtiyazın Kıbrıs Rum yönetimi'ne de verilmesi Türkiye-Avrupa ilişkilerinde ciddi sorunlara neden olacaktır.

Kıbrıs'ın üyeliğinin hiçbir şekilde Türkiye'ye karşı kullanılamayacağı ve eksikli bir üye olacağı mutlaka belirtilmeden, tarih verilmesinin de bir değeri kalmayacaktır.

* * *

AB'nin ilerleme raporunda maddi hatalar var, AB Genel Sekreterliği'nin bunları en kısa zamanda Brüksel'in dikkatine sunmak için bir çalışma başlattığını öğrendim. Ama kriterlere uyum konusunda Türkiye'nin geride kaldığını gösteren doğru olan saptamalar da var.

Kopenhag Zirvesi'ne kadar önümüzdeki süreyi iyi değerlendirmek için üç önemli adım var önümüzde.

. İlerleme raporundaki maddi hataların düzeltilmesi;

. Kophenhag kriterlerine uyum konusunda Türkiye'nin kararlı olduğu mesajının, baraj sorunu olan hükümet ortakları dışındaki Avrupa yanlısı partiler tarafından da, Brüksel ile sürekli temas kanalı yaratılarak verilmesi;

. Kıbrıs konusunun, Türkiye için tarih almak kadar önemli olduğunun çok net ve açık biçimde Brüksel'in dikkatine getirilmesi.

Avrupa'nın olduğu kadar bizim de söyleyecek sözümüz var. Ama önemli olan öfkesiz, ağır başlı samimiyet üslubunu tutturmak.
Yazarın Tüm Yazıları