Ateşkes 1 Eylül’e uzadı

MECLİS Başkanı Köksal Toptan iyi niyetli. Beş DTP milletvekilinin davasına bakan mahkeme benzer biçimde iyi niyetli.

İki iyi niyet birleşiyor, sonuçta, çok büyük olasılıkla bugün kriz yok. Kriz bir kaç ay ileriye atılıyor. Herkes zaman kazanıyor.

Haklarında soruşturma açılan beş DTP milletvekilinin bugün duruşması var. Ancak DTP’liler, dokunulmazlık nedeniyle, ifade vermeye gitmiyor.

Ve "zorla götürülürler" gibi, on beş yıl öncesinde kalan tezler ortaya atılıyor.

Bu olasılık bugün için zayıf görünüyor.

BAKANDAN GÜVENCE

Köksal Toptan iyi niyetli, çünkü onların ifade vermeleri için mahkemeden gelen çağrıyı tutuyor, DTP’lilere iletmiyor.

Mahkeme iyi niyetli, çünkü DTP’lilerin zorla getirilmeleri için herhangi bir girişimde bulunmuyor. En azından dün öğleden sonra, bu yazıyı yazarken, yeniden araştırıyorum, böyle bir girişim yok.

Hükümet iyi niyetli, İçişleri Bakanı "kriz çıkmaz" diye güvence veriyor. DTP’liler ve kriz kapsamında bugün böyle bir kazaya pek ihtimal vermiyorum.

Temel nedeni var. Kürt sorunu için fırsat sözü herkesin dilinde. Ama, o fırsatın ve çözümün ne olduğunu şu anda yok.

BULUŞMA SİNYALİ

Kriz tedirginliği yaşanırken, AKP’den DTP’ye el altından, su üstünden bazı sinyaller gidiyor.

Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Ahmet Türk ile buluşma ihtimali.

Böyle bir görüşmenin buzların çözülmesine katkıda bulunacağı açık. Dün iki tarafı da arıyorum, DTP ve AKP, ılık rüzgarlar cephesi vaziyetinde.

Edindiğim başka bir bilgi bu cepheyi destekler türde.

PKK ateşkes süresini 1 Eylül’e kadar uzatıyor. Karar Apo imzalı. PKK daha önce ateşkesi 1 Haziran olarak ilan ediyor. Süre şimdi uzuyor. Ama, koşulu var. Türkiye operasyonlara son verecek.

Bütün bunlara toplu olarak bakarsak, sanki iyilik melekleri iş başında.

İyilikler manzumesine son paragrafı AB büyükelçileri yazıyor. Ankara’daki AB büyükelçileri sık sık AKP ve DTP ile görüşüyor.

Sıra, hükümetin baklayı ağzından çıkarmasına geliyor. Herkesin dilinden düşmeyen "fırsatın ne olduğunu" açıklamasına.

’Gül yargılanır’ tezi ayıp

ABDULLAH Gül’ün yargılanmasıyla ilgili tartışmaları izliyorum.

Ben hukukçu değilim. Hukukçuları dinliyorum, bir bölümü "yargılanır" derken, bir bölümü "yargılanamaz" görüşünde. Hepsi de, büyük hukukçu.

"Yargılanır" diyenler, mahkeme kararını gösteriyor. "Yargılanamaz" diyenler, Anayasanın 105. maddesinden yola çıkıyor.

O maddeye göre, Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetten yargılanabiliyor. Madde bu kadar açık. O maddenin dışında, bir başka maddede, Cumhurbaşkanının yargılanmasıyla ilgili hiç bir kayıt ve, fakat, ama gibi istisnalar yok.

Ben Gül’ü eleştiren ve Çankaya’ya çıkmasına karşı çıkanlardan biriyim. Bununla birlikte, "Gül yargılanır" tezi, bana göre, ayıp kaçıyor. 105. madde çok net.

Günün her saatinde, hukuk siyasallaşıyor diye, herkes tempo tutuyor. Ama, siyasal kutuplaşmanın bütün tarafları, hukuku siyasallaştırmak için elinden geleni yapıyor.

Ve bu yanlış oluyor.

Bahar havasıyla çelişen baskı

TAYYİP Erdoğan zaman zaman fena halde eleştirdiği iş dünyası ile yemekli sohbette bir araya geliyor.

Geçen hafta Başbakanla iş dünyası arasındaki buluşma bahar havası olarak yansıyor. Nezaket çerçevesinde, karşılıklı diyalog. Hatta, Başbakanın iş dünyasını IMF’nin isteklerine karşı koruma güdüsünün bile harekete geçtiğine ilişkin haberler var. İyi, güzel.

Ancak, daha iki hafta önce, aynı Başbakan Odalar Birliği seçimlerinde, bütün illerde kendine yakın isimlerin seçilmesi yönünde ciddi baskı uyguluyor.

Yetmiyor, Hüsamettin Cindoruk çevresinde toparlanmakta olan DP’ye gönül veren işadamlarına "dur bakalım, nereye gidiyorsun" uyarıları eksik değil.

Havuç ve sopa vaziyeti.
Yazarın Tüm Yazıları