Astroloji

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Saldırganlığı besleyen düşünce

Saldırmak, bir strateji oyunu labilir. Ancak, şimdi demek istediğim şey bu değil. Yani, şuurlu, planlı bir saldırıyı kastedmiyorum. Daha çok bir an içinde kişinin içinden yükseliveren saldırganlık duygusundan söz ediyorum.

Düşünmeden, planlamadan sadece içimizden aniden yükselen bu duygunun bizi ele geçirmesi sonucu ortaya davranış biçimi olarak çıkan saldırganlık aslında nedir?

Gerçek şu ki, ‘‘saldırganlık’’ şeklinde açığa çıkan duygunun öncesinde bir hazırlık süreci var.

Ön hazırlığı oluşturan en önemli unsur ise, o anda olay veya nesneye yönelik kişinin düşünce biçimi... Tabii bu düşünce şekli de öyle hemen o dakikada oluşan bir şey değil.

Önce düşünürüz. Fakat, bu düşünceler bize çok daha önce öğretilen, yani o dakikaya kadar (Düşünce aşamasına gelinceye kadar) ne öğrendiysek bundan ibarettir.

Düşüncelerimiz, içimizde duygunun oluşumunu sağlar ve bu duygular da düşüncelerimizi besler. Daha yoğun düşünceler, duygularımızın da daha fazla yoğunlaşmasına neden olur. Yani bir çeşit zincirleme reaksiyon meydana gelir. Ve sonucunda bizi ele geçirir.

Bundan sonra düşünemeyecek hale geliriz. Bütün dikkatimizi saldırmak, yerle bir etmek ve yok etmeye yönelmiştir. Yıkıcı düşünce ve duygular bütün benliğimizi sarmış, karşımızdaki olay ve yaratıcılarını yok etmeye yönelmiştir. Bu aşamadan sonra insani hiçbir değerin, insanı insan yapan özelliklerin esamesi bile görünmez.

O anda artık insan olmayıp başka bir şey olur, YOKEDİCİ'ye dönüşürüz.

Yokediciye dönüşen kişinin kendisi de yoktur artık. Yok etmeye çalıştığımız her ne ise, bununla birlikte kendimizi de yok ediyor olduğumuzu anlayamayız.

Tıpkı ‘‘keskin sirke kabına zarar’’ misali keskin duygular da sahibine zarar verir. Ve yok etmeye çalıştığımız şey düpedüz kendimizden başkası değildir.

Çevremizde bulunanları ortadan kaldırarak var olabileceğimizi düşünmekten daha aptalca bir şey olamaz. Bu durumda şiddet, dehşet ve yok edici duyguları besleyen düşüncelerden kurtulmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Bunun için de daha gerilere gidip saldırganlığa neden olan korkunun kaynağına inmeliyiz. Çünkü, sadece korktuğumuz şeyi ortadan kaldırmaya çalışırız.

Korkularla başa çıkabilmenin tek yolu da kendimizle barışmak. Kendimizde iyi ve kötü olanı kabul edip sevebilmek, düşüncelerimizin de yönünü değiştirecektir, diyorum, Yasemin'ce...



Yazarın Tüm Yazıları