Astroloji

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Kadın, erkek ve aşk (3)

Ataerkil toplumların gelişimi her ne kadar erkeksi kavramların altını çizmiş olsa da aslında erkeği yüceltmemiş, sadece erkeksi olanı yüceltmiştir. Erkek ve erkeksilik birbirinden çok farklı kavramlar.

Yani erkek doğasından uzaklaşarak, kendi yarattığı ideallere dönüşmüş, ideallerinin tutsağı olmuştur. Kadını sevemez, duygularını dile getiremez, ağlayamaz, aşık olamaz hatta baba bile olamaz.

Fakat, doğanın sesi her zaman en yüksek çıkan, diğer bütün sesleri bastırandır. Yaşadığımız şu günlerde artık erkekler kendileri ve doğalarıyla yüzleşmeye başladılar. Ve bir geçiş süreci yaşıyorlar.

Erkeksilikle erkek arasındaki çizgi hayli yumuşamış durumda. En azından ilk bakışta görüntü bu yönde. Yine de cinselliğe karşı şizoid yaklaşımlar, kendi vücudundan kaçış, bugün için pek çok erkeğin farkında olmadıkları sorunlar.

Özgün bir erkek kimliği yaratmak:

Erkekler artık aşkı, kendilerini, kadınları ve cinselliği tekrar keşfediyor. Zaten ilişkilerin sağlıklı olması açısından ve tatmin olabilmek için bu er ya da geç gerçekleşmek zorunda.

Kadından ve cinsel enerjiden korkan kültürler fahişelik kurumunu ve pornografiyi yaratmış bulunuyor. Bu iki olgunun da gittikçe güçlenerek büyüdüğünü görmek, erkeklerin not defterlerinde hala bir soru işareti. Hala pek çok erkek, cinselliği pornografi de zarar görmeyeceği duygusuz ilişkilerde arıyor.

Dolayısıyla gündeme bir başka ikilem geliyor. Zevk almak ve rahatlamak için cinsel ilişki mi, yaşıyorsunuz, yoksa cinselliği aşkı daha da derinleştiren, bir zevk objesi haline getiren büyü olarak mı, görüyorsunuz?

Tercihini birinci seçenekten yana kullananların ihtiyacını bir gecelik duygusuz ilişkiler, pornografi vs karşılıyor. Ancak bu da bir kurtuluş değil, tutsaklığın yeni çehresi.

Tercihini aşktan yana kullananların önü de zannedildiği kadar açık değil. Her ne kadar aşk istiyorsak da hala aşık olmaktan korkuyoruz.

(Sürecek)



Yazarın Tüm Yazıları