Armağan’la arkadaşları davası

DOKTOR sivil. Sağlam bir genç için, çürük raporu verdiği iddia ediliyor. İddia sonrasında, sivil doktor askeri mahkemede yargılanıyor ve ceza alıyor.

Doktorun avukatı şimdi DTP milletvekili Hasip Kaplan. 1995’te yaşanan bu olay üzerine, Kaplan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruyor.

"Bir sivilin askeri mahkemede yargılanmasına" itiraz ediyor.

AİHM itirazı yerinde bularak, "adil yargılama hakkının ihlal edildiği" kararına varıyor, Türkiye’yi doktora tazminat ödemeye mahkum ediyor.

AİHM kararında, "bir sivilin askeri mahkemede yargılanamayacağını" belirtiyor ve ekliyor:

"Türkiye bu konudaki mevzuatını değiştirmelidir".

Bu dava AİHM’de, yargılananların isminden dolayı, Armağan’la Arkadaşları Davası olarak anılıyor, tam günümüzün tartışmasına oturuyor.

AKP HAKLI

Bir gece yarısı AKP CMK’daki bir maddeyi değiştiriyor, ortalık birbirine giriyor. Değişiklik çarpıcı.

Bundan böyle, asker bir kişi, askerlik dışında işlediği bir suçtan dolayı, askeri mahkemede değil, sivil mahkemede yargılanacak. AİHM kararındaki gibi.

Yaklaşık on beş yıllık gecikmeyle yapılan düzeltme, hukuk açısından doğru. Türkiye on beş yıl sonra, AİHM kararını yerine getiriyor. AKP burada doğru bir iş yapıyor. Anayasanın 90. maddesindeki gereği yerine getiriyor.

Eksiklik nerede? İki yerde.

1- AKP, bu kadar önemli bir adımı muhalefetle paylaşmıyor. Gece yarısı, yangından mal kaçırır gibi, bu kararı Meclisten geçirmek, durup dururken gerginlik yaratmaktan başka işe yaramıyor.

2-Zamanlama parmak ısırtıyor. AKP değişikliği Ergenekon’da askerlerin yargılanmasına denk düşüyor.

GÖREVLİYİ KORUYAN HUKUK

AİHM bir sivilin askeri mahkemede yargılanmasına nasıl itiraz ediyorsa, evrensel hukuk açısından, bir askerin askerlik dışı işlediği suçtan dolayı, askeri mahkemede yargılanmasına da karşı.

Bunun AİHM’de Güleç, Menteş, Akduvar davaları gibi, örnekleri var.

Bunların kimi köy yakma, kimi faili meçhul cinayet, kimi kayıp davaları. AİHM, bizdeki uygulamayı, devlet görevlilerini koruyan hukuk olarak görüyor. İşin özü burada. Değişikliğin mantığı burada.

On beş yıl sonra, aslında bizim hukukun alkışlarla karşılaması gereken bir değişiklik, gece yarısında, gereksiz ayak oyunlarına kurban gidiyor.

Mardin’deki köy: "Michael Jackson hepimizin yakını"

İNZİVAYA çekilmek için, köyde mağaralar var. Köyde aya ve güneşe tapanların bir kaç bin yıllık tapınakları var. Köyde kilisenin yanında camii var. Mardin’in Mercimekli köyü. İki gün önce bu köyde Michael Jackson için cenaze namazı kılınıyor, helva dağıtılıyor.

Mardin’in bir köyü ve Michael Jackson için namaz, dua, helva. Akla gelmeyecek müthiş bir refleks. Töreni hazırlayan, o köyde yaşayan Dinler Diller ve Medeniyetler Arası Diyalog Derneği üyeleri. Dernek başkanı Mehmet Ali Aslan’la konuşuyorum. Aslan:

"Bizim köyde Hıristiyanlar ve Müslümanlar yaşıyor. Bizim köyde Türkçe, Kürtçe, Süryanice, ve Arapça konuşuluyor. Biz çok kültürlülüğe ve dinler arası diyaloğa inanıyoruz. Michael Jackson dünyaya mal olmuş, hepimizin yakını, onun ruhu için dua ettik".

İnsana onur katan geniş görüş, uygar tavır. Geçen Ramazan Bayramında köydeki Süryani papazlar, Müslümanların mezarını ziyaret ediyor, onlar için dua ediyor. Çok kültürlü dünya ve hoşgörü işte bu.

Ne yazık ki, orada kalmıyor. Birileri "iyi yaptınız" derken, birileri dernek üyelerini polise şikayet ediyor, misyonerlik yapmakla suçluyor. Eh, ne de olsa, burası Türkiye, Levent Kırca misali, olacak o kadar.

Mardin’in köyündeki bu anma, aslında dünya basınına geçecek bir tören. Evrensel içerikte, dinler arası diyalog açısından örnek olaylardan biri.

Başını Türkiye ile İspanya’nın çektiği "Medeniyetler Arası İttifak" toplantılarına götürülecek bir örnek.
Yazarın Tüm Yazıları