Anayasa Mahkemesi’nde 3.5 yıllık skandal

YER gök yıllardır telefon dinlemesiyle inliyor. Yer gök telefon dinlemeleri üzerinden dava üstüne dava açılmasıyla inliyor.

Telefon dinlemeleri üzerinden Türkiye’de yeni bir düzen kuruluyor.

Şimdi kemerlerinizi bağlayın, koltuk arkalarını dik hale getirin ve iniş için hazır olun. Huzurunuzda Anayasa Mahkemesi, hukuk, uygulama ve ötesi. 32 kısım tekmili birden, heyecanlı bir serüven.

3 Temmuz 2005’te Meclis’ten bir yasa geçiyor. İletişimin denetlenmesini jandarma ve emniyetten alarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na bağlıyor.

Bağlamanın devamı var. Aynı yasa İletişim Başkanı’nı atama yetkisini doğrudan Başbakan’a veriyor.

Ne ilginç, denetleme bürokrasiye, o denetimi yapacak bürokratın atanması da Başbakan’a geçiyor.

İletişim, miletişim diyerek kafa karıştırmaya gerek yok. Telefon işte, başta telefon denetlemeleri.

YASA İPTAL

3 Temmuz 2005. Yasanın kabul tarihi. CHP iptal için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor.

Anayasa Mahkemesi karar veriyor. Tam üç buçuk yıl sonra. Üstelik yasayı iptal ediyor, tam üç buçuk yıl sonra.

İptal kararını 29 Ocak 2009’da açıklıyor. Gerekçeli karar 3 Nisan 2009’da yayınlanıyor.

Üç buçuk yıl ne demek? İptal edilen yasa, üç buçuk yıl yürürlükte kalıyor, demek.

Üç buçuk yıldır telefon denetlemeleri o iletişim başkanlığında. O iletişim başkanını da Tayyip Erdoğan çoktan atamış bulunuyor.

Üç buçuk yıl içinde neler oluyor? Telefon dinlemeleri ayyuka çıkıyor. O dinlemeler üzerinden davalar birbirini izliyor. Ülkede Genelkurmay başkanları, Anayasa Mahkemesi başkan vekilleri bile dinleniyor.

DİNLEME İTİRAFI

Ülke dinleme cehennemine dönüyor.

Oysa, o yasa iptal ediliyor. Ama, tam üç buçuk yıl sonra.

Devamı var.

Telefon dinlemeleriyle yer gök inleyince, Meclis’te araştırma komisyonu kuruluyor. Cümle álemin Telekulak Komisyonu diye bildiği komisyon.

Orada Erdoğan’ın atadığı İletişim Başkanı Fethi Şimşek itiraf ediyor:

"Mobil dinleme yapılıyor, başka kurumlar da dinliyor."

Mobil dinleme, yani hareket halindeki araçlardan dinleme. O araçlar kime ait?

Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin yazılı soruya verdiği yanıtta bir başka kavram getiriyor:

"O görüşmeler ortam dinleme yoluyla gerçekleşiyor."

Ortam dinleme ne demek? CHP Konya milletvekili Atilla Kart bu soruyu İçişleri Bakanı’na soruyor. Bakanın yazılı yanıtı:

"Hukukumuzda ortam dinleme diye bir kavram yok."

Bunlar komedinin yan unsurları. Asıl olay Anayasa Mahkemesi’nin bir yasayı karara bağlamak için, tam üç buçuk yıl beklemesi. Üç buçuk yıl içinde atı alan Üsküdar’ı geçiyor ve telefon dinlemelerinde rekor kırılıyor.

KART’IN DİLEKÇESİ

CHP milletvekili Atilla Kart birkaç gün önce Anayasa Mahkemesi’ne dilekçe veriyor.

Dosya incelemesindeki gecikmelerin "toplumsal sonuçları" olduğunu belirterek, "kişi temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdığını, telafi edilemez mağduriyetlere yol açtığını" yazıyor. Bu durumu, Anayasa Mahkemesi’nin güvenirliğini zedeleyen süreç olarak niteliyor.

Kısaca, elinizi çabuk tutun, yargıçların çok iyi bildiği gibi, geciken adalet, adalet değildir, demeye getiriyor.

Son derece yerinde bir uyarı. Uyarı yerinde de, sırada hálá karar bekleyen ve yirmi bin işçiyi ilgilendiren bir başka yasa daha var.

Adalet, demokrasi, yargının bağımsızlığı gibi, yeri gelince büyük nutuklar atmak yerine, Anayasa Mahkemesi karar alma sürecini hızlandırsa, iyi olacak.

Hiç kuşkum yok, şimdi Osman Paksüt’le ilgili işlemin hızına kimse yetişemeyecek.

Hızlı ya da yavaş, nereye baksan, elinde kalıyor. İşte, size Anayasa Mahkemesi.
Yazarın Tüm Yazıları