Tüm yılın yorgunluğunu atmak ve yenilenmek için yılda en az bir kere ''Basıp gidiyoruz.'' Tatile çıkıyoruz ve tatil denince de aklımıza ilk Güney ve Ege sahilleri geliyor öyle değil mi? 4-5 yıldızlı herşeyin dahil olduğu otellere gidiyor ve 7 gün sonrada o otellerden çıkıp, tekrar eski hayatımıza devam ediyoruz .
HERŞEY DAHİL DE ANILAR HARİÇ Mİ?
Sahillerimizde geçirdiğimiz tatillerde bizi bekleyen lüks beton binalarin otel odaları... Her gün limitsizce sunulan yemekler, her gece yine aynı otelde izlenen animasyonlar, sınırlarının ötesine geçilemeyen ve giderek monotonlaşan TEK MEKAN TATİL ANLAYIŞI...
Dışarı çıkmanıza gerek yok diyorlar bize …
Hiç göremediğimiz o ahçının elinden sınırsız çeşitlerle yemekler sunuluyor, servis yapan Ahmet ya da plaj havlumuzu getiren Mehmet ile aynı dili konuşuyoruz ama onlar da bizler gibi yurdun dört bir yanından sezonluk gelmiş misafir değiller mi? Hani sorsak onlara buraların en lezzetli yemeğini onlarda bize bakacak aynı soran gözlerle...
Aynı ekibin her gece farklı animasyonunu seyretmiyor muyuz? Değişen kostümler değişen danslara rağmen biliyoruz ki onlar aynı insanlar...
Ve hatta gün boyu voleybol, yoga ve benzeri dersleri de onlar düzenlemiyor mu?
Kapının dışı içinden daha sönük ve ıssız olan bu steril bina komplekslerinde, TRUMAN SHOW misali tatiller bedenimizi bir ihtimal besliyor olsa da ruhumuzu besleyebiliyor mu? Biz akşam üstü Süleyman Efendi'nin yerinde kahve içerken ya da akşam onun pişirdiği balıkları yerken onunla da bir çift laf edebilelim istiyoruz... Bize hizmet eden Süleyman Efendi'nin oğlu Ahmet yörenin insanı olsun, bize iklimin rehaveti içerisinde yaşadığı yeri ve nimetlerini anlatsın hayatlarına karışabilelim istiyoruz. Ve oradan ayrılırken bir gün ben de buralara yerleşeceğim diyebilmeyi istiyoruz. Kimine göre Ali'nin kimine göre Salih'in yerinde Akdeniz'in en güzel gözlemesini yemek için yakıcı öğlen sıcağına aldırmadan yürümeyi göze alalım istiyoruz. Geceleri şık ve temiz kaldırımlarda sınırlarını keyfimizin belirlediği kıyılarda yürürken uzaktaki meyhanelerden taşan müzikleri dinleyebilelim. Tüm bu anlattıklarımızı artık kendi ülkemizde yaşamak biraz hayal ve biraz da nostalji oldu. Yap-boz yollardan varılan steril, lüks ve herşey dahil'e hapsolmuş sahillerimiz, ekonomik Avrupalı turistler ve seyrettikleri
Türk dizilerindeki yaşamın etkisine kapılmış Ortadoğulu misafirlerle dolu artık …
BÜTÜN BU ANLATILANLARI YAŞAMAYA MECBUR MUYUZ?
Peki neden farklı ve aslında ihtiyacımız olan tatil anlarını bize sunabilecek yerleri tercih etmiyoruz? Dünyaca ünlü tatil cennetlerini bilinir ve tercih edilir kılan en önemli özellik doğallıklarını kaybetmeden misafirlerine farklı deneyimler yaşatıyor olmalarıdır. Biz bugüne kadar Capri, Sardunya, Fransız Rivierasi ve İbiza gibi dünyaca ünlü cazip tatil merkezlerini biliyor, duyuyor hatta keşif turlarında kısa duraksamalar ile ziyaret ediyorken tatil seçeneği olarak planlarımız arasına çoğumuz katmayı hiç düşünmüyorduk. Bu kıyıların bize mesafe olarak yakın olduğunu her ne kadar biliyorsak da nedense hep ulaşılmaz gelmiyor muydu? Yakın zamana kadar Amerika'dan Avustralya'dan bile uzun uçuşları göze alarak tatillerini buralarda geçirmeye gelen turistlerin yerini artık bizim insanımız almaya başlıyor. Çünkü değişen dünya şartlarında artık Türk insanının da yapısı ve alışkanlıkları değişiyor.
Son yıllarda uluslararası turizm platformunda Türk turistlerin değeri giderek yükseliyor. Bu değişimde ülkemizdeki bireysel refahın artmasının yanısıra dünya'nın bir çok gelişmiş ülkesinin de tam tersine ekonomik krizlerle boğuşuyor olması etkili oluyor. Krizle boğuşan ülkelerin turizm sektörü de elbette bundan nasibini alıyor. Dünyaca ünlü tatil cennetlerinin bugüne kadar ağırladığı varlıklı turist profilini krizle kaybetmeye başlamasıyla bu boşluğu artık yurtdışını tercih eden, gezmek isteyen ve tatil tercihini buralara yönelten yeni turistler alıyor. Yakın zamana kadar tatilini Kanarya Adaları, Sardunya, İbiza gibi yerlerde geçiren Amerikalı ve Avrupalı turistlerin boşalttıkları yerleri de büyüyen ekonomileri ile dikkat çeken Hindistan, Çin, Rusya ve elbette Türkiye alıyor.
DEĞİŞ - TOKUŞ BAŞLADI! : ONLAR KRİZDE SIRA BİZDE
Eskinin erişilmez sanılan cazip ünlü kıyıları artık bizleri bekliyor.
Her ne kadar adları bize tanıdık değilse de küçük bistrolarda ki Antoine, Sebastian, tavernalardaki Yorgo ve benzersiz dantel dükkanında ki Marie de Akdeniz'e özgü sıcaklıkları, misafirperverlikleri ile unutulmaz anılar hediye etmek için bekliyorlar.
Akşam üzeri otelimizden dışarı adım attığımızda son derece şık ve temiz bulvarlarda gezinebiliyoruz... Okullarda öğrendiğimiz ünlü ressam ve yazarların müze evlerini gezebiliyor, deniz kenarında ister şık bir butik otel veya 4-5 yıldızlı otellerde kalıp , kalabalıklardan uzak ama birbirine yakın insanlarla mum ışığında istiridye yiyebiliyoruz...
Dükkanın önündeki küçük taburede sohbet ederken artık bağışıklık kazandığımız geçmiş kriz deneyimlerimizden bahsedip Marie'ye, Antoine'a ve Yorgo'ya merak etme bu da geçer diyor gülümsüyoruz. Temmuz ayı itibarı ile her hafta bu tatil beldelerine son derece uygun fiyatlarla seyahat etme imkanı sunuyoruz. Capri Adası'nda şık 4 yıldızlı bir otelde, uçak, transfer ve Tükçe asistanlar eşliğinde 450-500 Euro'ya 5 günlük tatil yapmanız artık mümkün...Hatta; Portoroz'da, Cannes'da, Marbella'da... Sadece otel ile sınırlı olmayan yeni deneyimler kazandıracak, anılar biriktirmenizi sağlayacak bu tatiller sundukları eşsiz deneyimleriyle size 5 yıldızlı dinlenme olanağı sağlıyor.
Tura Turizm olarak diyoruz ki ; Kendi ülkemizde çok tatiller yaptık, yapmaya da devam edebiliriz.
Ama aynı şeyleri tekrar etmektense, bu sefer kendimize de şans verelim... Bizim olanı pahalıya almak yerine, bize sunulan paha biçilmez anılara sahip olalım...
ADALAR MI ? CRUISE MU ? MAVİ YOLCULUK MU ?
Son yıllarda kruvaziyer turizmine ilgi giderek artmakta. Bunun en güzel örneği de VİZESİZ YUNAN ADALARI gemi seyahatleri...
Birbiri ardına kampanyalar ve farklı konseptler sektöre renk katıyor. 46 yılını kruvaziyer turizmine adamış değerli hocam Erkunt Öner'den öğrendiğim en önemli ders gemi seyehatlerinin kara turlarından çok farklı ve bir o kadar da memnuniyet riski taşıdığı bilgisi olmuştur. Bu sene yola çıkarken ardımızda yarım asırlık bir tecrübe, önümüzde her daim yenilikçi bir vizyon ve nasıl farklı ürünler sunabilirizin heyecanını taşıyorduk. Ve buda bizleri bir çok farklı soru ile karşı karşıya bıraktı.
Yunan Adaları denildiği kadar yakın, elimizi uzatabileceğimiz mesafede mi ? Adalara yol alırken tercih ettiğimiz gemi, bir ulaşım aracı mı ? Yoksa bir deniz seyahati deneyimi mi olmalı ?
Hele ki ulaşım aracı orta düzeyde bir gemi ise adalara vardığımızda buna değecek kadar vakit geçirebiliyor muyuz?
Santorini, Mykonos ve Rodos bu adaların en bilinenleri... Peki ya başka adalar? Madem yola çıktık ve 4-5 gün orta ölçekli bir gemide seyahat edeceğiz birbirine çok yakın olan diğer adalara da uğrasak fena olmaz mı ?
Tura Turizm olarak önce bu soruları kendimize sonra misafirlerimize sorduk ve aldığımız cevapları tecrübemizle harmanlayarak şu sonuca vardık. 4 gün gibi sınırlı bir sürede görülmesi planlanan Mykonos, Santorini ve Rodos feribot ile gemi arasında kalmış orta ölçekli deniz araçları ile yapılacak kadar cazip olmayabilirler ki hali hazırda kıyılarda seyreden ürünler bu konseptde devam ediyor...
Bu noktadan hareketle 2012 yazında misafirlerimize 2 farklı alternatif sunmayı planladık.
Ya gerçekten dünyaca ünlü 5 yıldızlı süper lüks gemiler ile cruise deneyimini yunan adaları programı ile gerçekleştirelim.
Ya da Yunan Adalarına size özel yatlar ile gidelim . Hem de yine 4 gün ve sadece Mykonos, Santorini ile sınırlı kalmadan 3-4 ada daha ekleyerek...
İster 5 yıldızlı gemilerin büyük ve donanımlı havuzlarında serinleyelim, istersek özel yatda istediğimiz yerde demirleyip denize girelim...
Sabaha karşı Mykonos'dan ayrıldıktan hemen sonra Nogos adasına uğrayıp balık çorbasını neden içmeyelim?
İster akşam yemeklerini son derece şık geminin farklı restorantlarında yiyelim; ister akşam yatımızda sadece örtünüp yalın ayak oturup ellerimizle balığımızı yiyelim...
İstersek geceyi lüks kamaramızda rahat uyuyarak geçirelim; istersek yatımızın güvertesinde uyuyup günü püfür püfür esen sabah rüzgarı ile karşılayalım...
İster cruise seyahatinin tüm ihtişamını bize yaşatacak bir gemi ile yunan adalarına uğrayalım, istersek komşunun mavisini bizim yatımızla gezelim...
Tercihi misafirlerimizin seçimine bıraktık. Kampanyamızı da : AYNI ADALARA FARKLA ULAŞANLAR olarak adlandırdık.
Bu projemizin özel yat ile adalar ayağı son derece uygun fiyatları ile beklediğimizin çok ötesinde ilgi gördü.
Bu ürünümüzü öncelikle TURAVELLER üye ağımızda tanıttık ve bir ay gibi kısa bir sürede 25 kabinden oluşan özel yatımız MY VOYAGE'in tüm kabinleri Temmuz- Eylül arasındaki tarihlerde doldu. Bu heyecan verici taleple birlikte aynı rota da seyredecek ikinci yatımızı da önümüzdeki haftadan itibaren satışa açıyoruz.
TURAVELLER KART
2012 Ocak ayı itibariyle hayata geçirdiğimiz TURAVELLER kartımız müşterilerimizden yoğun ilgi gördü. Bu ilgi, alışagelmiş kartlarda ki ÖNCE HARCA SONRA PUAN TOPLA gibi bir yaklaşım yerine KART'a sahip olur olmaz avantajlara kavuşuyor olunmasından kaynaklanıyor.
Kartımıza sahip olanlar dört yıl boyunca erken rezervasyon indirimlerinden dönemlere bağlı kalmadan yararlanabiliyor.
Örneğin Şeker bayramında son anda Uzakdoğu seyahatine gitmeye karar verdiniz. Fiyatı 1.000 euro olarak yayınlanmış olan aynı seyahati Turaveller kart sahipleri erken rezervasyon dönemi olan Ocak-Nisan arası %30 indirim firsatı ile satın alabiliyor. TURAVELLER kart sahibi Tura Turizm'den son dakika dahi olsa önceden belirlenmiş indirim hakkını 4 yıl boyunca kullanabiliyor.
Turaveller kart sahipleri aynı zamanda otel konaklamalarında kategori yükseltme şansına sahip olabiliyorlar. Kart sahibi müşterilerimiz birinci senelerini doldurduktan sonra şehirler kategorisinde ki tüm seyahatlerinde 4 yıldız fiyatı ile 5 yıldız otellerde konaklama hakkına sahip oluyor.
Son avantaj olarak ta Turaveller kart sahiplerimiz, LasTura line'mız kapsamında ki açılan tüm seyahatlerimizde %50 indirimli tur seçeneklerine sahip olabiliyor...
AKILLI TATİL
FARKLI YAZLAR-CAZİP KIYILAR-YENİ MODALAR
15 Haziran - 15 Eylül arasında farklı programlar ile ekonomik bütçeler ile eşsiz tatil imkanları...
AKILLI TATİL SEÇENEKLERİ
Capri 28 Haziran - 30 Ağustos
Sardunya 28 Haziran - 30 Ağustos
İbiza 28 Haziran - 30 Ağustos
Fava Plajı 28 Haziran - 30 Ağustos
Phuket 28 Haziran - 30 Ağustos
Marbella 28 Haziran - 30 Ağustos
St. Tropez 28 Haziran - 30 Ağustos
Cannes 28 Haziran - 30 Ağustos
Nice - Monte Carlo 28 Haziran - 30 Ağustos
Positano 28 Haziran - 30 Ağustos
Batum 01 Haziran - 15 Eylül
Dubrovnik 15 Haziran - 15 Eylül
Mykonos 28 Haziran - 15 Eylül
DETAYLI BİLGİ İÇİN TIKLAYIN...