İspanyollar karaya ayak bastığında karşılaştıkları Taino yerlileri adanın gerçek halkı. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan Tainolar dost canlısı barışcıl bir halkmış. Tarihlerindeki en büyük hatayı 1493 yılında Kolomb ve arkadaşlarına topraklarındaki altını gösterip “istediğinizi alabilirsiniz” demekle yapmışlar. İlk yolculuğa keşif, ikinci yolculuğa İspanya Krallığı’na sömürge sağlamak amacıyla çıkan Kolomb ve denizcilerinin gözlerindeki pırıltıyı tahmin etmek hiç de zor değil. 50 bin kişinin yaşadığı adaya Vaftizci Aziz Yahya (St. John the Baptist) anısına San Juan Bautista, altın madeninin yoğun bulunduğu yere de “zengin liman” anlamında “Porto Riko” adı verilmiş.
KISA HABERLER Sintra’nın masal sarayı |
SAN JUAN
490 yıllık İspanyol yapıları altın, gümüş kaplı şapeller
Porto Riko’nun başkenti, Atlas Okyanusu’nun kıyısına kurulmuş. İspanya’nın imparatorluk günlerini anımsatan binaların yanı sıra günümüzün parayı ve statüyü hatırlatan modern binalarını da görebileceğiniz bir yer burası. İspanyolların 1521 yılından itibaren gelmeye başladığı şehri gezmek için seçebileceğiniz en iyi yöntem yürümek. Yaşları yüzyıllarla ölçülen binaların hakkını vermek için yorulmaya değer. Şehirde sanatseverleri mutlu edecek müzeler var. Ülkenin en önemli müzelerinden biri kabul edilen Sanat Müzesi (www.maapr.org) ile Museo de las Americas, San Juan Müzesi önereceklerim arasında.
EL YUNQUE
Bulutların Ormanı
San Juan’a sadece 40 kilometrelik uzaklıktaki bu cenneti kaçırmayın. 11.2 bin hektarlık alana yayılan, 250 türde ağacı barındıran ormanın resmi kayıtlardaki adı Karayipler Ulusal Ormanı ama halk arasında “Bulutların Ormanı” anlamına gelen El Yunque olarak biliniyor. Misafirlere ilgi alanlarına göre birçok yürüyüş ve bisiklet yolu seçeneği sunulmuş. Ülkenin doğal ormanlık alanlarının yüzde 75’ini kaplayan El Yunque’de çok farklı hayvan türleri de yaşıyor, işin güzel tarafı avlanmak yasak. Piknik yapabilirsiniz ama kamp kurmak istiyorsanız izin almanız gerekli
PONCE
İtfaiye binası kentin sembolü
San Juan’dan 120 kilometre uzaklıktaki ülkenin ikinci büyük şehri adını Ponce de Leon’dan (ülkenin ilk İspanyol valisi) almış. Hem şirin hem de tarihi mirası çok iyi korunmuş. 17’nci yüzyıldan kalan İspanyol binaları insana çağ atlatıyor. Sadece ticaret için değil aynı zamanda turizm açısından da ülkenin en işlek limanı. Bu durumda ülkenin en temiz denizine de sahip olması bizler için oldukça şaşırtıcı bir durum. “Güneyin İncisi” lakabını taşıyan şehir ilginç müzeleriyle de dikkat çekiyor. Porto Riko Müzik Müzesi (Musoe de la Musica Puertorriquenqa), Ponce Sanat Müzesi (Museo de Arte de Ponce) ve El Museo Castillo Seralles listenizde olmalı. Müzeler sadece sergiledikleri koleksiyonlarla değil, tarihi binalarıyla da göz kamaştırıyor.
SAN GERMAN
Açık hava müzesi gibi
Porto Riko’nun ilk kurulan şehirlerinden biri. Karayoluyla Ponce’den sadece bir saat uzaklıkta. 16’ıncı yüzyıl başlarından kalma şehrin günümüzde bir açık hava müzesi olarak korunduğunu görünce darısı bizim sahip olduğumuz çok daha alımlı yerlerin başına, diye düşünüyorsunuz. Porto Riko’nun en muhteşem kiliselerinden biri Iglesia Porta Coeli (Cennetin Kapısı) görülmezse olmazlardan. Casa Morales bir mimarın evi ve hâlâ özel kullanımda. İçini gezmeniz özel izne tabi olsa da dışarıdan görüntüsü bile ruhları okşamaya yeter.
SAFFET EMRE TONGUÇ'UN YAZISININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ