UNESCO’nun çağrısıyla her sene 23 Nisan’da 100 ülkeden milyonlarca insanın katılımıyla kutlanan Dünya Kitap Günü; yayına, yayın hakkına, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygıya en çok ihtiyacımız olan bugünlerde önemli bir farkındalık yaratıyor aslında. Uluslararası kültür alışverişini sağlayan ve karşılıklı anlayış ile hoşgörüyü geliştiren niteliğiyle dünya barışına da hizmet eden “kitap okuma” alışkanlığının ön plana çıktığı Dünya Kitap Günü’nün 23 Nisan’da kutlanmasının elbette bir sebebi var. Cervantes, Shakespeare, Vega, Nabokov gibi birçok ünlü yazarın doğum ya da ölüm yıl dönümü olması bugünün anlamını daha da güçlendiriyor.
Gelişen bilgisayar teknolojilerinin etkisi altında kaldığımız ve bu bağlamda kitap okuma alışkanlığımızı ciddi ölçüde yitirdiğimizi söylemek çok da yanlış olmaz sanıyoruz. “Kitap okuma” eyleminin boş zamanlarda yapılmaması gerektiğinin ve bireysel gelişimimizi etkileyen kitapları her fırsatta okumamız gerektiğinin altını çizerek, Dünya Kitap Günü’nde sevdiğiniz insanlara ve hatta kendinize bir kitap hediye ederek bugünü kutlayabileceğinizi hatırlatmak isteriz. Evde, otobüste, vapurda, kampüste, parkta daima elinizi çantanıza attığınızda orada olacak bir başucu kitabınız yoksa eğer, bizim çok severek okuduğumuz bu kitaplarla tanışmak için hiç de geç kalmadınız demektir.
1- Nietzcsche Ağladığında – Irvin D. Yalom
Ümitsizlik temasını ele aldığı halde elinizden düşüremeyeceğiniz kadar sürükleyici bir kurguya sahip olan “Nietzsche Ağladığında” kitabında kahramanımız Nietzsche, henüz tanınmış bir felsefeci değil. Sadece iki kitabı yayınlanmış, insanlardan zarar görmüş ve büyük bir bunalımın eşiğinde… Anlaşılmak gibi bir derdi olmayan filozofun sizi içine çekecek yalnızlık öyküsünün labirentlerinde Freud’la karşılaşacağınız gibi zekası ve güzelliğiyle büyüleyen Salome ile de kalıplaşmış cinsiyet algılarınızı yıkmaya hazır olun.
2- Mülksüzler – Ursula K. Le Guin
İçinde yaşadığımız dönemde bir başka biçimde yaşamanın mümkün olduğunu kabullenmek, dünyaya bir göktaşının çarpma ihtimali ya da uzaylılar tarafından kaçırılma ihtimalimizi kabullenmekten daha zor. Ocak ayında kaybettiğimiz yazar Guin, tam da “aidiyet” duygumuzun sarsıldığı bir dönemde ele aldığı bilimkurgu fantezi kitabıyla bize tarafsız bir ütopyanın kapılarını aralıyor. Üstelik bu hiçbir taraf tutmayan ütopya, ilginç bir şekilde zihin açıcı ve iç ferahlatıcı bir etki bırakıyor. İktidar ve ideal kavramları üzerine düşünmeye zorlayan ‘Mülksüzler’ sahip olmanın eksik kalan tatmin edici gücünü paylaşmanın çoğaltıcı gücüyle çarpıştırıyor.
3- Görme Biçimleri - John Berger
Düşündükleriniz ya da inandıklarınız nesneleri görüşünüzü etkiler. Bakış açınızı ve düşüncelerinizi değiştirdiğinizde gördüğünüz ve algıladığınız dünyanın ne kadar farklı olduğuna inanamayacaksınız. 17. yüzyıl resim sanatı ile sanatın günümüzde etkin olan diğer dinamiklerini ele alan bir John Berger kitabı olan ‘Görme Biçimleri’, toplumsal olaylara, yaradılışa, cinsiyet sorunsalına ve davranışsal problemlere yaptığı atıflarla bu öznelliklere bambaşka perspektifler kazandırıyor. Özellikle bu nü resimlerde kadın vücudunun konumlanmasına dair yaptığı tespitler ve bu tespitlerin reklam dünyasındaki gözle görülür yansıması hayranlık uyandırıcı… “Bu kitabı tamamlamayı okurun kendisine bırakıyoruz.” sözleriyle biten kitap farklı arayışlar içerisinde olanlar için birebir.
4- Çürümenin Kitabı - Emil Michel Cioran
5- Kurtlarla Koşan Kadınlar – Clarissa Pinkola Estés
6- Buzda Yürüyüş – Werner Herzog
7- Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez
8- Troya’da Ölüm Vardı – Bilge Karasu
9- Taş Bina ve Diğerleri – Aslı Erdoğan
10- Belirsizlik Ahlakı Üzerine – Simone de Beauvoir
Yazan: Özge Yağmur