Güncelleme Tarihi:
Epilepsinin beyindeki bir grup sinir hücresinin anormal elektriksel deşarj yapması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten İzmir Tınaztepe Üniversitesi Özel Galen Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Baklan, tek seferlik nöbetler veya dış etkenlere bağlı (örneğin düşük şeker, kalsiyum eksikliği, tiroid bozukluğu gibi) nöbetlerin epilepsi olarak kabul edilmediğini kaydetti. Epilepsi tanısının kışkırtıcı bir neden olmaksızın tekrar eden nöbetlerle konulduğunu ifade eden Baklan, “Bu nöbetler her zaman kasılma ve titreme şeklinde olmayabilir; dalgınlık, boş bakma veya ani davranış değişiklikleri gibi belirtiler de gösterebilir. Histerik krizlerle karıştırılabilen epilepsi, ruhsal kökenli krizlerden farklıdır” dedi.
NÖBETLERİN ÇEŞİTLERİ
Epilepsi nöbetlerinin tipinin beyindeki epileptik odağın yerine bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini belirten Baklan, “Epileptik odak konuşma ile ilgili alanlarda ise, nöbet sırasında konuşamama, boş bakma, söylenenleri anlamama gibi bir fonksiyon kaybı olabilir. Beynin özellikle yan loblarından (temporal lob) kaynaklanan nöbetlerde tam bir bilinç kaybı olmasa da, farkındalık kaybı olabilir. Epileptik nöbetler sırasında beyin kontrolünü kaybettiği için bebeklikte yapılan bazı primitif hareketler yeniden açığa çıkabilir (Ağız şapırdatma, kıyafetle oynama gibi). Yaygın görülen nöbetler arasında ise dalma ve uzun dalma nöbetleri yer alır. Özellikle çocuklarda daha sık gözlemlenen bu nöbetler sırasında birey boş bakışlar sergiler. Beyindeki epileptik kaçağın olduğu bölgeye bağlı olarak nöbetlerin tipi değişebilir ve her bireyde farklı belirtiler ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.
HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR
Epilepsinin her yaş grubunda görülebileceğini ifade eden Baklan, “Bebeklikte, çocuklukta, ergenlikte ve yetişkinlikte farklı nedenlere bağlı olarak görülebilir. Örneğin, bebeklikte beyindeki yapısal anormallikler sıkça neden olurken, erişkin yaşlarda beyin damar hastalıkları ve tümörler epilepsiye yol açabilir. Yaş ilerledikçe, özellikle 50-60 yaşlardan sonra, beyinle ilgili hastalıkların artışıyla epilepsi görülme sıklığı da artar. Epilepsi, bazen kendisi bir hastalık olarak ortaya çıkarken bazen de beyindeki başka bir sorunun belirtisi olabilir” diye konuştu.
TANI VE TEDAVİ SÜRECİ
Epilepsi tanısında nöbetleri tetikleyen nedenlerin araştırıldığını vurgulayan Baklan, şunları söyledi: “Tetikleyici faktörler bulunur ve mümkünse ortadan kaldırılır. Örneğin, bazı grip ilaçları nöbetleri tetikleyebilir. Bu tür tetikleyiciler engellendiğinde tedaviye gerek kalmadan nöbetler sona erebilir. Ancak, tetikleyici bir neden bulunamazsa, ilaç tedavisi devreye girer. Türkiye’de ve dünyada kullanılan yaklaşık 16 çeşit epilepsi ilacı bulunmaktadır. Bu ilaçlar hastalığı tamamen iyileştirmez, nöbetleri baskılar. Hastalar 2 yıl boyunca nöbet geçirmezse ilaçlar doz azaltılarak yavaş yavaş kesilir. İlaçların aniden bırakılması nöbetlerin tekrar etme riskini artırır. İlaç tedavisine direnç gösteren hastalar için cerrahi müdahale seçeneği de vardır. Ancak, cerrahi tedavide beynin çıkarılan bölgesi fonksiyon kaybına neden olabileceği için dikkatli bir değerlendirme gereklidir. Türkiye'de henüz yaygınlaşmamış olan pil uygulamaları da dirençli epilepsi için alternatif bir seçenektir. Epilepsi hastalarının yaklaşık üçte ikisi ilaç tedavisi ile nöbetsiz hale getirilebilirken, geri kalan grup için cerrahi ya da diğer yöntemler gerekebilmektedir. Ancak her zaman önceliğin ilaç tedavisi olduğu unutulmamalıdır.”