Amerika halıyı kimin altından çekti?

SURİYE’de işlerin nereye doğru gittiğini görmek için geçen çarşamba günü biri Zagreb’de, diğeri İstanbul yakınlarında meydana gelen iki hadiseye bakmak yeterli.

Haberin Devamı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Zagreb’de yaptığı bir açıklamayla, Suriye muhalefetinin en önemli örgütü Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) “temsil” niteliğine sahip olmadığını belirterek, yeni bir muhalefet yapılanmasına gidilmesi için devreye girdiğini duyuruyor.
Clinton’ın “Artık muhalefetin öndeki lideri olarak görülemezler” açıklamasının muhatabı olan SUK’un üst yönetimi o gün nerede diye merak edebilirsiniz. Söyleyelim, Suriye’de savaşan Özgür Suriye Ordusu’nun temsilcileriyle Silivri’de bir otelde Türkiye’nin ev sahipliği ve “mentorluğu” altında geçiş hükümeti için hazırlık toplantısı yapıyorlar...

AŞIRI GRUPLARA DİKKAT

Hillary Clinton’ın Zagreb çıkışını, Washington’un krizin başından bu yana yaptığı en kuvvetli hamlelerden biri olarak görmek gerekiyor. Clinton, SUK’un mevcut liderliğinin Suriye’den kopuk olduğunu, bütün ülkeyi temsil etmediğini belirtiyor.
En önemlisi, ABD Dışişleri Bakanı’nın çok açık ifadelerle “aşırı” çizgideki grupların muhalefette baskın bir konuma gelmiş olmasından duyduğu rahatsızlığı kayda geçirmesidir. Clinton, “Suriye devrimini kaçırmak (hijack) isteyen aşırı grupların çabalarına kuvvetle karşı duracağını gösterecek bir muhalefete ihtiyaç var” diye konuşuyor Zagreb’de.
The New York Times, Clinton’ın bu sözlerini aktarırken, “SUK’un, başından itibaren Türkiye tarafından desteklenen sürgündeki Müslüman Kardeşler’in başlıca aracı haline geldiğine” dikkat çekme ihtiyacı hissediyor.
Bu hamle, hafta sonunda Katar’da başlayacak olan Suriye muhalefetinin yeniden yapılandırılmasını konu alan Arap Birliği’nin gözetimindeki konferansın hemen öncesine rastlıyor. Clinton, aynı açıklamasında Katar toplantısının planlamasıyla yoğun bir şekilde ilgilendiğini de kaydediyor.

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA KURULMUŞTU

Öyle anlaşılıyor ki, muhtemelen Türkiye’nin de temsil edileceği Katar konferansından Suriye muhalefeti için yeni bir organizasyon modeli çıkacak. Beklenen, bu yapıya SUK’un da dahil edilmesi ama yeni modelde bu örgütün Suriye muhalefeti adına eski başat konumunu kaybedeceğini söylemek bir hata olmaz.
Clinton’ın çıkışının Ankara cephesinde rahatsızlık yarattığını tahmin etmek mümkün.
Amerika’nın altından halıyı çektiği SUK, kuruluşu 23 Ağustos 2011 tarihinde İstanbul’dan bütün dünyaya duyurulan, bu haliyle büyük ölçüde Türkiye ile özdeşleştirilen bir örgüt. SUK’un Ankara’ya yakınlığı Türkiye’yi de Suriye denkleminin içine kuvvetli bir şekilde yerleştiriyor, bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olma iddiasını destekliyordu.
Ayrıca, Suriye politikalarının koordine edilmesi ve yürütülmesinde Türkiye ile ABD arasında “stratejik ortaklık” ilişkisinin gerekleriyle örtüşmeyen bir kopukluğun yaşandığı görülüyor. İki ortak, en azından aynı makamdan çalmıyorlar Suriye dosyasında.

TÜRKİYE ZEMİN KAYBEDERKEN

Haberin Devamı

Sonuçta, Türkiye’nin belirgin bir şekilde zemin kaybettiğini söylemek mümkün. Başkanlık seçiminin geride kalmasıyla birlikte ABD’nin Suriye krizinde daha yakın ve müdahil bir şekilde devreye girmekte olduğu, ayrıca Katar’ın profilinin de yükseldiği söylenebilir.
Amerika’nın geldiği noktada, Suriye’deki İslamcı örgütlerin, hatta El Kaide çizgisindeki cihadist grupların cephede ve muhalefet hareketinde ön plana çıkmasının yarattığı tedirginliğin izlerini de görebiliriz.
Son gelişme, AK Parti hükümetinin Suriye politikasını ciddi bir şekilde elden geçirmesi gerektiği konusunda yeni bir uyarı işareti olarak alınmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları