AKM’ye geçici ama hüzünlü veda

YILLARDAN beri Atatürk Kültür Merkezi, sanatseverler için kutsal bir mabet gibiydi.

Gelecek sezon AKM yok.

Bu ayın sonunda binanın şalteri iniyor.

Hazirandan itibaren yapı büyük bir onarıma alınıyor.

14-15 ay sürmesi planlanan onarım nedeniyle bina, sanat etkinliklerine kapanacak.

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın verdiği söze göre AKM yepyeni yüzüyle 2009 Ekim’inde sanatsal etkinliklere açılacak.

İstanbullu sanatseverler, sanat mabetlerine kavuşacaklar.

Dilerim sanatseverlerin binanın akıbeti konusunda duydukları kuşkular doğru çıkmaz.

Verilen sözler tutulur ve AKM yeniden sanat merkezi olarak etkinliklere açılır.

Eğer ters bir durum ortaya çıkarsa Kültür Bakanı Günay bunun hesabını İstanbullu sanatseverlere veremez.

Ay sonuna kadar İstanbul Senfoni’nin konserlerini izleyeceğiz.

Bu yıl gerçekten çok ünlü şeflerin yönetiminde harika konserler izledik, çok yetenekli solistler dinledik.

2007-2008 sezonunun tadı damağımızda kaldı.

2009-2010 sezonunda yenilenmiş, pırıl pırıl hale gelmiş AKM’de çok daha güzel konserler dinleyeceğimizi umuyorum.

* * *

AKM’de son operayı ise 17 Nisan’da izledik.

Yekta Kara’nın bütün ustalığını kullanarak sahneye koyduğu "I Capuleti e Montecchi" (Romeo ve Juliet) gerçekten görülmeye değer bir opera.

Bellini, Romeo ve Juliet’in Tanrı’nın katına ulaşmış aşkını duyarlılıkla müziğine yansıtmış.

Genç áşık Romeo rolü için bir mezzo soprano düşünmüş.

Yekta Kara da Bellini’nin operaya vermek istediği duygusallığı daha ileri götürerek Romeo’yu bir kadına, ünlü Mezzo Soprano Aylin Ateş’e oynatmış.

Jüliet’i Otilya İpek, Capellio’yu Zafer Erdaş, Tebaldo’yu Caner Akın, Lorenzo’yu Bülent Atak başarıyla seslendirdiler.

Evet, son izlediğimiz operanın da tadı damağımızda kaldı.

2009 Ekim’ini heyecanla bekliyorum.

* * *

Geçen hafta Cemal Reşit Rey’de çok önemli bir sanat etkinliğini izlemek olanağını bulduk.

Kremlin Bale Topluluğu’nun iki gün üst üste sunduğu balenin ölümsüz yapıtlarını hayranlıkla izledik.

Birinci gün Kremlin Bale’nin seyretmeye doyamadığımız sanatçıları, Adan’ın Korsan balesinin bir bölümünü oynadılar.

Korsan’ı Aydar Shaidullin canlandırdı. Bu ünlü sanatçı dans etmiyor, sahnede uçuyordu. Hepimizi büyüleyen Shaidullin’in tek şanssızlığı boyunun biraz kısa olmasıydı.

Eğer boyu 5 santim daha uzun olsaydı tartışmasız dünyanın en ünlü bale sanatçılarından biri olurdu.

Onun sevgilisini canlandıran Alexandra Timofeeva ise olağanüstü bir balerin. Onu seyretmeye doyamıyor insan.

İkinci gün ise Minkus’un Don Kişot balesinden bir bölüm sergilendi.

Kitri’yi canlandıran Chistina Kretova da olağanüstü bir dansçı.

Her iki gün topluluk Çaykovski, Puni, Prokofief, Ovsiannikof, Massenet’in yapıtlarından çeşitli danslar sundular.

İstanbul’da bu ünlü topluluğu bize izlettiren Cemal Reşit Rey’in yöneticilerine İstanbullu bir sanatsever olarak teşekkür ediyorum.

Gelecek sezon aynı titizlik içinde hazırlayacakları programlarla nitelikli sanat etkinliklerini İstanbullu sanatseverlere sunacaklarına inanıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları