Ah be Tarkaaannnnn!

Daha birkaç gün önce eski ama eskimeyen, insanı alıp götüren bir şarkısına kendimden geçerek eşlik etmiştim.

Haberin Devamı

Hatta şarkı bitince de ‘Yeni albüm için Mayıs ayını beklemeyip, bahar sürprizi yapsan keşke’ dedim içimden.

 

Ve yeni yazımı yazmaya koyuldum.

 

Bitirince de mola vermek ve en son haberleri almak üzere internete girdim.

 

Vakit gece yarısı…

 

Anasayfada ‘Flaş’ olarak verilen haberi okudum.

 

‘Tarkan gözaltına alındı!’

 

Tekrar okudum ve bu kez hece hece…

 

Haberin Devamı

‘Beykoz’daki evinde 12.5 gram esrar bulunan Tarkan, göz altına alındı!’

 

‘Hadi canımmm! Yok artııııııkkkk daha neler…’ dedim ve çalışma masamın sağ tarafında yer alan takvimime baktım hemen.

 

Hani 1 Nisan’ı mı gösteriyor tarih, şaka mı bu diye…

 

Ama hayır Nisan değil…

 

Şubat’a yakışır kötü ve soğuk bir sürprizdi, yeni albüm haberi yerine gelen.

 

Evinde kokain bulunmuş ve uyuşturucu kullandığı…

 

Kokain deÄŸil, bu haberdi beynimi bir anda uyuÅŸturan.

 

Sadece beni değil, onu sevenlerin beynini karıncalandırmış, uyuşturmuş olmalı bu tatsız olay.

 

‘Yalan olsun Tarkan’ dedim defalarca.

 

Yalan olsuuuuuuunnnnn!

 

Ama deÄŸildi iÅŸte.

 

Haberin Devamı

Beynimde bir uğultu…

 

Hüzünlü ve üzgün bir halde ‘Sen de miii Tarkan?’ yerine ‘Nasıl olur ya nasılll?’ sorusu kimbilir kaç kez tekrarlandı aklımda?

 

Kime uydun, kime kandın? diye de…

 

Hani sevdiklerinize konduramaz, yakıştıramazsınız ya böyle şeyleri.

 

Benimki de o hesap…

 

‘Nasıl olabilir, nasıl yapabilir böyle bir şey?’

 

Durup düşünmeye yöneltti bu durum beni.

 

Dışardan bakıldığında; insanın başını döndüren, gözünü kamaştıran bir dünya.

 

Sahne, şöhret, para, güç, lüks…

 

Evet ‘ışıltılı’ tüm bunlar. Görüldüğü gibi parlak değil sözde ışıltılı, gerçekte çakıltaşlı…

 

Ama önemli olan sözde parlayarak dönen, insanın başını döndüren bu dünyadaki karşılaşılan olaylara çok kaptırmadan, bunları özümseyerek, kendini bilerek yola devam etmek.

Haberin Devamı

 

‘Paraya, başarıya, şöhrete, ilgiye ulaşan insana, bir süre sonra bunlar ve bazı şeyler yetmiyor da, bu tür kaçışlara ya da çare arayışlara yani uyuşturucuya mı yöneliyor acaba?’ diye düşünmeden kendimi alamadım.

 

Neydi yetmeyen?

 

Neeeeeee?

 

Ä°lgi miydi, sevgi miydi batan?

 

Yoksa rahatlık mı?

 

Hayranların sevgisi mi, imza atılan başarılar mı, kazanılan çok para mı?

 

Bunlar mı aslında ünlülerin hayatını bitiren?

 

Ve sonrasında yollarını uyuşturucuya, kokaine çıkaran?

 

Tabii ki zaman zaman mutsuz olduğumuz, düştüğümüz, daraldığımız, çaresiz kaldığımız, bunaldığımız dönemler olacak. Oluyor da…

 

Ama hayatta bizi dibe çeken bunlardan kurtulmanın yollarını maddelerde aramak… Oysa her şey içimizdeki maneviyatta, ruhumuzdaki gücün sınırında.

Haberin Devamı

 

Bir süreliğine beyni ve yaşanan tatsızlıkları dondurmak ve uyuşturmak yerine hayatı uyuşturmak!

 

Ne kadar mantıklı ki?

 

Yaşamın değerini, mutluluğu; kendi içinde, ailede, sevgide, işimizde, üretmek yerine uyuşturucuda aramak…

 

Birçok ünlünün başının bu dertten çok yandığı bilinen bir gerçek.

 

Ki son örnek Deniz Seki’ydi.

 

Bu da mı ibret olmadı birçok kişiye?

 

Tarkan konusunda son gelişme; sağlık kontrolü yapıldıktan sonra adliyede 8 saat ifadesi alındığı şeklinde…

 

Uyuşturucu kullandığını, bu illete 6 yıl önce bulaştığını, tedavi olarak kurtulmak istediğini belirtmiş.

 

Hayranlarını üzdüğünün de farkında.

 

Yaşadığı bu olay aklıma her geldiğinde, içimi bir üzüntü kaplıyor.

Haberin Devamı

 

Ve bu kez hüzünle geçiyor aklımdan bir şarkısının sözleri…

 

Aklanıp çıkacağını ve onu tekrar sahnede şarkılarını söylerken düşünerek…

 

‘Ah be Tarkan’ diyorum, başına gelen bu tatsız olaya hâlâ inanmak istemeyerek…

 

Nasıl inanayım ki…

 

Bundan birkaç yıl önce gittiğim bir konserindeki hali gözümün önünde canlanıyor.

 

Binlerce kişinin kendinden geçerek, şarkılarına eşlik ettiği öyle bir sihir, öyle bir dünyaydı ki…

 

İnsanları nasıl coşturduğunu, nasıl kendinden geçirdiğini, hüzünlü şarkılarıyla da nasıl duygulandırdığını, sahnedeki büyüsünü insanlara nasıl aktardığını, oradaki insanlarla arasındaki güçlü sevgiyi, o aşkı görseydiniz…

 

Hani orda, o coşkuyla, Tarkan, ‘Sevgiyle aşkın savaşı var, gidiyoruz!’ dese, emin olun, binlerce kişi onunla beraber giderdi.

Evet o kadar...

 

Ve o konser öncesindeki konuşmamız geçiyor gözlerimin önünden kare kare.

 

Tarkan’la konuşmak için kulise gitmiştim. Tarkan içerde hazırlanıyor.

 

Hazırlandığı odanın açık olan kapısından, sesini duyuyorum.

 

Arada bir de opera sanatçıları gibi "Aaaaaaaaa" diye bağırıyor!

 

"Şimdi havasından geçilmez" diye düşünürken, karşıma çıkıyor.

Yüzünde sevimli bir gülümseme ve alçak gönüllü haliyle elini uzatıyor. "Merhaba" diyor.

 

Tanıştıktan sonra başarılarını takdir ettiğimi belirtip, “Sesiniz Allah'ın bir lütfü. Size duyulan sevgi küçümsenecek gibi değil. İçeri tıklım tıklım. Ayrıca milyonlarca insan sizi çok seviyor. Pek az kişiye nasip olur bu. Değerini bilmek lazım, biliyorsunuzdur da zaten. Sizinle ilgili tüm bu olumsuzluklara, yıpratma furyalarına kafanızı takmayın, aldırmayın. Hatta tüm bunlara inat, güçlü olun, sabırlı olun ve bu şekilde bildiğiniz yolda yürüyebilirsiniz" diyorum. Bu cümleler dökülüyor dudağımdan bir çırpıda.

"Doğru söylüyorsun gerçekten, çok teşekkür ederim." diyor ve sonra konsere çıkmak üzere yanımdan ayrılıyor.

 

Ayrılırken de bana konseri nereden izleyeceğimi soruyor.

 

"En önden" deyince, "Harika, konserin tadına varacaksın o zaman" diyor. Bu cümlenin doğruluğunu, konserde kendimi kaybetmiş halde şarkılarına eşlik ederken daha iyi anlıyorum.

 

Arada bir ben de herkes gibi Tarkaaaaaaaaannnnn’ diye bağırırken buluyorum kendimi.

 

Konserin sonunda sesim çıkmıyordu.

 

***

İnsanları bu kadar etkisi altına almayı başarıyorken, şarkıları dillere düşüyorken, bu kadar çok seviliyorken, merak ettiğim konu şu; neden böyle bir şeye…

 

Doğa için, hayvanlar ve birçok konuda yararlı çalışmalar yapıp, başarılı işlere imza atmaya devam etmenin ümidiyle, şarkılarıyla hayranlarıyla kucaklaşmak yerine…

 

Kime uydun, kime kandın?

 

Az önceki bahsettiğim konserin sonunda şarkılarına eşlik etmekten sesim çıkmıyordu.

 

Şimdi de sesim çıkmıyor.

 

Bu kez sessizliğim hüzünlü…

 

5 kez konserinde onun ve sahnesinin büyüsünü yaÅŸamış, onu çok seven biri olarak, konserdeki ‘Tarkaaaaaaaannnn’ haykırışlarım yerine ÅŸimdi sadece ÅŸunu fısıldıyorum.Â

 

Aaaaaaaaahhh beeeeeee Tarkaaaannnnnnn!

 


                                                                             Â
MELİKE BİRGÖLGE

 

 

Yazarın Tüm Yazıları