Adı konulmamış seçim hazırlıkları

‘ENİŞTE buradayız işte!’ Böyle yazıyordu pankartlarında.‘‘Kız tarafı’’ Şebinkarahisarlıların dün Başbakan Ecevit'i ziyaretiyle birlikte DSP'de de erken seçim için düğmeye basıldığı anlaşılıyor.

Daha doğru ifade ise şu: DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in de erken seçim için düğmeye bastığı anlaşılıyor.

Görüntü buydu. Rahşan Ecevit, Şebinkarahisarlılara, her parti liderinin, her seçim öncesi, her ilçede yaptığı konuşmada verdiği sözü verdi otobüs üzerinden yaptığı kısa konuşmada.

Cumhuriyet tarihinin başından beri vaatlerle oyalanan Şebinkarahisar il olmalıydı!

Ecevit'in başbakanlık görevini sürdüremeyeceğini söyleyenlerin başlattığı ‘‘iftira kampanyası’’na karşı ‘‘Enişte buradayız işte’’ pankartlarıyla Oran Sitesi'ne gelenlerle ilk seçim meydanı provası yapıldı. DSP'nin de yeni bir dönemin başladığı gerçeğiyle yüzleşmekte olduğu ortaya çıktı.

* * *

NE kadar inkar edilirse edilsin, bütün işaretler bir erken seçimin hızla ülke gündemine girdiğini gösteriyor.

MHP'nin, bir yıl önce altına imza attığı bir belgeyi yok farz edip, ‘‘idamdan da vaz geçmem, ana dil önündeki eğitim ve yayın engellerini de kaldırmam’’ netliğiyle ortaya çıkması seçim sath-ı mahalline girildiğinin ilk işaretiydi.

Mesut Yılmaz'da rotasını seçime çevirdi. Çok kısa süre önce, Başbakan'ın görevini sürdürmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığını söyleyerek, hükümete karşı tüm eleştirilere göğüs geren Yılmaz, artık erken seçim tarihi veriyor. 2003'ün sonbaharını gösteriyor.

Seçim fikrinin kamuoyunda da benimsendiği anlaşılıyor. Yoksa DYP Lideri Çiller'in Cumhurbaşkanı'nın davetine katılmaması büyük bir skandal olarak nitelenir ve halktan öyle tepki görürdü. Seçime yönelik bir taktik olarak değerlendirilip geçiştirildi. Oysa, hepimizi temsil eden bir makamın davetinin geri çevrilmesi, sadece bir protokol skandalı değil, aynı zamanda millete hakaretti.

* * *

BU hükümetin görevde olduğunu söylemek artık zor. Birbirine karşı muhalefet yapma zorunluluğu ile karşı karşıya olan bir hükümetin ortak sorumluluk altına girmesi mümkün olabilir mi?

Her gün kürsülerden birbirini suçlarken, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri açısından en kritik bir dönemden geçtiği bu günlerde siyasi yükümlülük getiren kararları alması mümkün mü?

Ekonomik kriz bahanesiyle statükoyu korumak da, gerçekleri gizlemek de mümkün değil artık.

Dünkü Radikal Gazetesi'nde yer alan habere göre, Başbakan Ecevit'in ilk hastaneye yattığı 3 Mayıs'tan bu yana faiz ve dolardaki artışın iç borca yansımasının faturası 9.2 katrilyon lira.

Belirsizliğin bedeli bu.

* * *

EVET, erken seçim talebi ile, bu yıl sonuna kadar Avrupa Birliği'nden tam üyelik müzakereleri için bir tarih alma hedefi birbiriyle çelişiyor.

Ama erken seçim tarihinin belirlenmesi ve hükümetin ne zamana kadar nasıl devam edeceğiyle ilgili senaryoların netleşmesi, her an seçime girilecekmiş endişesinin taşınmasından daha iyi olacak. Hükümete başladığı işleri bitirme fırsatı verecektir.

Eğer böyle bir niyetleri ve bizlere karşı sorumlulukları varsa tabii.
Yazarın Tüm Yazıları