AB'den kadın koşulu

İŞTE size Avrupa Birliği ile onurlu bir pazarlık konusu daha. ‘‘Kadın’’. Sizin yerinizde olsam, ben de isyan duyguları ile dolar ve bunlar da fazla oldu artık diye sinirlenebilirdim.

Ama ben, bizim yerimizdeyim. Öteki tarafta.

Demokrasi, özgürlükler, eşit haklar, hukuk devleti talep eden kesimlerden biri olan kadınlar arasında.

O yüzden bu son mektubu sevinçle karşıladım.

Avrupa Birliği Parlamentosu Kadın Hakları ve Fırsat Eşitliği Komisyonu, 3 Eylül'de yedi partiye mektup göndererek listelerinde kadın adaylara daha fazla yer verilmesini istedi.

Komisyon Başkanı, Yunanlı Milletvekili Anna Karamanou tarafından kaleme alınan mektupta, kadınların Türkiye Parlamentosu'nda yeterince temsil edilmediği, kadın milletvekili oranının çok düşük olduğu belirtiliyor ve ‘‘Bu durum komisyonumuzdaki tüm üyeler tarafından endişe ile karşılanıyor’’ deniyor.

Kadın erkek eşitliğinin demokrasinin öncelikli ilkesi olduğu vurgulanan mektupta, bu ilkenin AB üyeliğinin koşulu olduğunun altı çiziliyor.

‘‘Türkiye'nin Katılım Ortaklığı belgesinde de parlamentoda kadın milletvekili oranının yükseltilmesi koşulunun yer aldığı’’ hatırlatılıyor.

Mektup, DYP, AKP, ANAP, MHP, DSP ve YT'ye gönderilmiş.

* * *

DÜN
bizim gazetede baş yazarımız Oktay Ekşi'nin son paragrafına kadar tamamen paylaştığım ‘‘Hanımlar istiyorsa’’ başlıklı bir makalesi yayınlandı. Türkiye'de kadınların birçok batılı ülkeye göre toplumsal yaşamda daha aktif rollere sahip olduğunu vurgulamış, ama siyasetten dışlandığını belirtmiş, ‘‘Peki öyleyse kadınlarımız neden siyasette aynı oranı tutturamıyorlar?’’ sorusunu sormuştu.

Oktay Ekşi, ki kendisini bunca zamandır kadınlar konusunda en açık görüşlü ve eşitlikçi insan olarak diye bilirim, bu soruya kendisinden beklemediğim bir yanıt vermiş. ‘‘Bir meslek (veya uğraş) diplomayla kazanılıyorsa onu göze alıyorlar ama sahada çalışarak bir yere gelinecekse o makam kendilerine gümüş tepsi içinde sunulsun diye bekliyorlar. O zaman da nasihat alıyorlar.’’

* * *

HAYIR
doğru değil. Kadınlar sahada çok çalışıyorlar. Parti binalarının temizliğinden, bildiri dağıtmaya, toplantı organizasyonlarından, para toplamaya, kadınlarla konuşmaktan eğitim seferberliğine kadar küçük büyük demeyip her işe fedakarca dalıyorlar. CHP'li kadınların Anadolu'daki çalışmalarını küçümsemek mümkün mü? Refah Partisi'nin iktidara taşınmasında kadınların saha çalışmalarının hiç mi payı yoktu? ANAP'ın umut olduğu dönemleride kadınlar örgütlerde az mı uğraştılar?

Kaldı ki, kadınların geleneksel toplumsal rollerini aşıp, bir partide siyaset yapmaları da kolay değil. Evde kocalarını bırakıp parti toplantılarına bile gitmeleri sorun. Buna rağmen kadınlar koşullarını zorluyorlar.

Ama seçime gelince, para ve güç sahibi olanlara yer açmak için-ki maalesef hálá erkekler bu konuda önde gidiyor- aday listelerinde önce kadınlardan feragat ediliyor.

* * *

YİNE
de Ekşi'nin kadınlara yaptığı mücadele çağrısına katılıyorum. Kadınlar daha fazla mücadele etmeli.

Nitekim ediyorlar da, Kadın Adayları Destekleme Derneği Ka-Der'in girişimiyle çok sayıda kadın örgütü ‘‘Kadın Koalisyon Girişimi’’ni oluşturdu. Seçilebilir sıralarda kadın adaylara yer vermeyen partilere ‘‘oy yok!’’ kampanyası başladı. Kadınlar, aday olmaya teşvik ediliyor. Aday adayı olan kadın sayısı 500'ü geçti, Cumhuriyet tarihinin en yüksek sayısı bu.

Bu mücadelelerin etkili olacak inanıyorum. Pekiyi kadın olmak siyasete kadın bakış açısını yansıtmakta yeterli mi? Değil, ama temsilde eşitlik önemli bir fırsat, bir ilk adım.
Yazarın Tüm Yazıları