ABD’nin yeni dış politikası Türkiye’ye sıkıntı yaratır

ABD, Irak'tan çekildi, Afganistan'dan çekiliyor. Yani 15 yıla yakın bir zamandır sadece ABD'nin değil, dünyanın da kaderini değiştiren bir dönem kapanıyor.

Haberin Devamı

Haliyle, 11 Eylül sonrası oluşturulan agresif dış politikanın da yeni bir anlayışla yeniden şekillendirilmesi gerekiyor.

İşte yeniden şekillendirilen ve aslında bir süredir uygulamasını gördüğümüz o dış politikayı dün Obama yaptığı konuşmayla kayıtlara geçirdi.

İlginç ve daha önemlisi ilk bakışta çok anlaşılmasa da Türkiye'yi yakından ilgilendiren noktalar vardı, bu konuşmada...

Satır aralarına bakıldığında, Türkiye’nin gerekli manevra değişikliğini yapmadığı sürece başını ağrıtacak bir sürecin başladığı görülüyor.

EL KAİDE’NİN COĞRAFİ SINIRLARI

Öncelikle Obama, "Suriye" ve "Afrika" dedi... Libya, Somali, Mali gibi ABD halkının muhtemelen haritada bile bulamayacağı yerlerin adını zikretti... Daha birkaç yıl önce dış politika "pivot"una oturttuğu Asya'dan bahsetmedi.

Haberin Devamı

Çizdiği coğrafi alan çok dikkat çekici. Zira, ABD, 2000'lerin başında Afganistan'a girdiğinde El Kaide'nin bayrağı bir tek burada dalgalanıyordu.

Şimdi ise Irak'tan Cezayir'e kadar Ortadoğu ile Kuzey Afrika'yı içine alan kuşağın hemen her noktasında bu bayrağı görmek mümkün.

Yani, ABD, Usame bin Ladin'i öldürdük, amacımıza ulaştık, çekiliyoruz dese de, şimdi El Kaide'yi çok daha geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren bir örgüt olarak dünyaya miras bırakıyor.

Ve Obama da zikrettiği ülkelerin isimleriyle bu gayrı resmi El Kaide coğrafyasının da sınırlarını çizmiş oluyor.

TERÖRİSTLERLE MÜCADELE

Bugüne kadar hep Suriye halkının "diktatörlüğe karşı verdiği mücadele"den bahseden Obama'nın, bu kez zalim diktatörün yanına teröristleri eklemesinin nedeni de tam olarak bu.

Haberin Devamı

Yani, Suriye konusunda yalnızca ne olursa olsun Esad'ın devrilmesi değil, savaşın uzamasıyla yabancı uyruklu cihatçıların devreye girmesiyle ortaya çıkan El Kaide bağlantılı grupların durdurulması da artık hedefler arasında.

Tabi, bunun nasıl olacağı ve Suriye konusunda nasıl bir yol izleneceğinin ipuçları yine Obama'nın konuşmasında vardı.

Birincisi, Suriye'de "teröristlere ve zalim diktatöre karşı en iyi alternatifi sunan muhaliflere" yardımı artıracaklarını söyledi. Bu tanımdan insanın aklına haliyle ilk olarak Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) geliyor.

Lakin sınıfın uslu ancak dağınıklığından neyi nereye koyduğunu bilemeyen tembel öğrencisi ÖSO'nun da bu "en iyi alternatifi" ne kadar sunacağı şüpheli...

Haberin Devamı

İkincisi, Obama konuşmasında bir de Suriye'ye asker göndermeme kararlarının ne kadar doğru olduğunu anlattı. Giderek mezhepsel bir boyut kazanan bu iç savaşın askeri değil, siyasi yöntemlerle çözülmesi gerektiğini vurguladı.

ABD ESAD’LI ÇÖZÜME YAKLAŞIYOR

Denkleme Ukrayna'da olayların devam ettiği bir dönemde Rusya'nın Suriye'de Esad'a desteğini ısrarla devam ettirmesi ve İran'la yapılan müzakereler, yakınlaşma süreci de eklenince yapılan yorumlar Obama'nın giderek Esad'lı bir çözüme sıcak baktığı yönünde.

Son dönemde, özellikle ABD basınında çıkan ve Washington'ın belli koşullar altında Suriye rejimiyle masaya oturmaya kapıları kapatmadığı yönündeki haberler de bu yorumları destekler nitelikte.

Haberin Devamı

İşte Türkiye için de meselenin sıkıştığı nokta bu. Obama, terörle mücadeleye öncelik veriyor. Ve hem sığınmacılar hem de terörle mücadele için Ürdün ve Türkiye gibi Suriye'nin komşularına destek sözü de...

Suriye'de savaşan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün bünyesindeki çoğu yabancı uyruklu cihatçının geçiş yaptığı ülkeler arasında Türkiye'nin de olduğu bilinen bir gerçek.

ABD BASKIYI ARTIRABİLİR

Obama'nın verdiği mesajların satır aralarında artık ABD’nin Türkiye'den sınırlarını daha sıkı kontrol etmesi gerektiği yönündeki baskıyı artıracağını görmek mümkün.

Aynı şekilde, artık İstanbul-Hatay uçaklarında görmeye alıştığımız yabancı uyruklu, uzun sakallı cihatçı görüntülerinin de sona ermesi için de baskı gelebilir.

Haberin Devamı

Ve daha önemlisi, bir süredir kendini hissettiren bu değişim süreci, Türkiye'nin bugüne kadar Suriye politikasının da tamamen taca çıkması anlamına geliyor.

Türkiye de hem dünyada hem de bölgesinde koşullar değişirken, kendi dış politikasını gözden geçirmeye pek hazır ve istekli görünmüyor.

En nihayetinde, Suriye sorunu, İslamcı örgütlerin belli alanlarda sıkıştığı, Esad'ın genel olarak ülkeyi yeniden kontrol altına aldığı bir senaryoyla çözümlenecek gibi duruyor.

Böyle bir durumda da yanlış hesaptan dönmediği her geçen gün Türkiye de hem devirmek için ciddi uğraş verdiği ancak bu süreçten güçlenerek çıkan komşu ülke lideriyle baş başa kalacak hem de Suriye'ye giden cihatçıların ilk kaçış noktası olacak.

Yazarın Tüm Yazıları