A400M 400 mühendisin eseri

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı, yeni nesil dört motorlu nakliye uçağı Airbus A400M’i, 2010’da teslim almaya hazırlanıyor.

Ortakları arasında Türkiye’nin de bulunduğu Airbus’ın askeri kanadı "Airbus Military" tarafından tasarlanıp üretilen uçağın ilki İspanya’nın Sevilla kentinde tamamlandı. Ekim’de uçacak A400M’in ilk teslimatı Fransa’ya, ikincisi de Türkiye’ye yapılacak. Toplam 10 uçak satın alacak Türk Hava Kuvvetleri’ne son A400M uçağı 2015’te teslim edilecek.

Askeri nakliye uçakları, bir ülkenin hava kuvvetlerinin operasyonunun başarıyla yapılabilmesi için çok önemli görevler üstleniyor. Malzeme akışı ve personel naklinin yanı sıra hava indirme, uçan hastane, elektronik karıştırma, deniz karakol, havadan yakıt ikmali gibi tüm destek görevleri yine özel olarak tadil edilen nakliye uçakları tarafından yapılıyor.

Nakliye uçakları, sadece savaş zamanı değil, barışta da insani görevlerde ön plana çıkıyor. Doğal afetlere ilk yardım nakliye uçakları sayesinde dünyanın dört bir tarafına ulaştırılıyor. Tahliyeler yapılabiliyor. Tüm operasyon zorlu şartlarda yani kısa toprak pistlerden, altyapının bulunmadığı alanlardan gerçekleştiriliyor. Bu açıdan yeni nesil nakliye uçakları, yüksek performansı ekonomik maliyetlerle birleştirmek zorunda.

ORTAKLIK 1985’TE KURULDU

Avrupa’nın ortak nakliye uçağı projesi olan A400M 1985’te başladı. 2003’te kurulan Airbus Military şirketine Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere, İspanya ve Lüksemburg ortak oldu. Güney Afrika ve Malezya’nın da katılımıyla projede toplam 192 uçak imal edilecek.

A400M, dört adet turboprop motora sahip. Toplam 37 ton yük kapasiteli uçak, hava indirme için 116 paraşütçü taşıyabiliyor. En büyük özelliği ise uzun menzili. A400M, 20 ton yükü 6 bin 382 kilometre menzile götürebiliyor. Uçağın boş olarak menzili ise 9 bin 300 kilometre. Bunun Türkiye için anlamı, acil durumlarda dünyanın dört bir yanına uçarak bayrak gösterebilmek. Bu kapasite halen, sadece süper güçlerde bulunuyor.

Airbus’ın sivil yolcu uçaklarında başarıyla uyguladığı kompozit gövde, Fly-by Wire olarak adlandırılan kablolu uçuş sistemi, uçuş verilerinin ekranlardan takip edildiği "glass cockpit" teknolojileri A400M’de var.

TAI HEM TASARLADI HEM ÜRETİYOR

Projede Türkiye’nin önemli bir rolü bulunuyor. Uçağın tasarım çalışmalarına katılan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI), A400M’in gövde, acil çıkış ve paraşütçü kapıları, ışıklandırma gibi ana sistemlerinin tasarımlarını gerçekleştirdi. Bu projeyle TAI, Airbus disipliniyle tasarım çalışmaları içinde yer aldı. Toplam 400 mühendisten oluşan tasarım ekibi, bundan sonra Airbus’ın yeni yolcu uçağı A350XWB’de de görev yapacak.

TAI, A400M için 2021’e kadar imalat yapacak. Önümüzdeki 20 yıllık süreçte A400M’in yaklaşık bin uçaklık pazara ulaşması bekleniyor. Bu açıdan TAI’nin alacağı pay daha da artacak.

Orta sınıf uçak ihtiyacı

Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterinde halen nakliye görevi yapan dört farklı uçak tipi var. Bu uçaklar arasında en büyüğü aynı zamanda tanker olarak kullanılan jet motorlu KC-135R. Ancak bu uçak, ağırlıklı olarak havadan yakıt ikmali operasyonunda görev alıyor. Pervaneli uçak olarak C-130B/E, C-160 ve TAI tarafından üretilen CN235 uçakları bulunuyor.

Envantere 1964’te giren 20 ton kapasiteli C-130’lar, TAI ile Kayseri’de 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı işbirliği ile modernize ediliyor. C-130’lar, "Erciyes" adı verilen projede yeni nesil uçuş sistemlerine sahip olacak. Hizmet ömürleri 10-15 yıl uzatılacak.

C-160’LAR 2012’DE EMEKLİ OLACAK

Orta-küçük sınıfta 1971’de envantere giren C-160’lar, hizmet ömürlerini 2012’de tamamlamaya başlayacak. Yerine A400M alınacak. Ancak bu uçakların kapasitesi, C-130 ve C-160’tan daha büyük. Hava Kuvvetleri’nin planlamasında ara birim olarak bir miktar orta kapasiteli nakliye uçağının alımı var. Özellikle yurtiçi operasyonda kullanılacak bu uçaklar, CN235’lerin kapasitesinin yetmediği alanlarda görev yapacak. Böylece dört motorlu uçaklara gerek kalmadan, kısa mesafeli uçuşlar ekonomik olarak gerçekleştirilecek. C-160 ile CN235 arasında olacak uçak için adaylar arasında İtalyan Alenia tasarımı C-27 ile İspanyol CASA şirketinin C-295 modelleri bulunuyor. C-295, CN235’le çok sayıda ortak sisteme sahip. Aday uçaklar çift motorlu. Taşıma kapasiteleri 9 ila 11,5 ton arasında değişiyor. Her iki uçak da ekonomik maliyetler sunuyor.

En güçlü turboprop motor

A400M’de şu ana kadar imal edilen en güçlü turboprop motor kullanılıyor. TP400D-6 adı verilen motorun her biri 8 bin 250 kW güç üretiyor. Motor konsorsiyumunda Rolls Royce, Snecma, MTU ve ITP gibi şirketler var. Eskişehir merkezli TEI de projeye imal ettiği parçalarla katılıyor. TP400 çok iddialı bir motor. Her bir motorda 5 metre 30 santimetre uzunluğunda tam 8 pal var. Bu sayede uçak saatte 795 kilometre hıza çıkabilecek. Turboprop motorlar, jetlere göre yüzde 20 daha az yakıt harcarken, uçağı düşük süratlerde havada tutarak kısa pistlere inip-kalkmasını sağlıyor. Bakım maliyetleri de jetlerden yarı yarıya ucuz. Tolga ÖZBEK

Swiss hálá Swissair

Uzun bir aradan sonra Swiss Havayolları ile İstanbul’dan Cenevre’ye uçtum. Günü en başından yakalayıp sizi Avrupa’nın ortasında bütün zamanları değerlendirmek için planlanmış bu uçuş, mükemmel bağlantılar da sunuyor. Şirketin Airbus A319 uçağına Atatürk Havalimanı’nda bindiğim an büyülendim. Konsept değiştirmesine rağmen Swiss, bence hálá Swissair’di. Uçağa biner binmez dağıtılan birer şişe su, uçuşta kaybedeceğimiz sıvı için daha yolun başında yapılan bence en mükemmel ikramdı.

İnce yapılmış ama son derece rahat ve ergonomik koltuklar, Swiss uçağına ciddi bir ayrıcalık getirmişti. Daha uçağa adım attığınızda her şeyin hijyen kurallarına uygun olduğunu hissettiren temiz bir koku, şirketin Avrupalı kültürünün vazgeçilmeziydi.

Kalkıştan önce üç dilde yapılan, kuşkusuz Türkçe de gerçekleştirilen uyarı anonsları, diğer havayollarının çoğundan birkaç adım ilerideydi. Son derece anlaşılır ifadeler ve grafiklerle sunulan anonslarda, akılda kalıcı ve keskin bir anlatım hükmetmenin ötesinde zarif bir ifadeyle yapılıyordu. İyi efektler vurgulamalara yardımcı oluyordu. Cenevre uçuşu sırasında mükemmel bir ikram sunuldu. Yemek öncesi verilen içecekler ve ardından abartılmamış doyurucu ve yüksek zenginlikteki tepsi içindekiler, uluslararası uçak ikramının bütün testlerinde bence bir numarada yer alıyordu.

Cenevre uçuşu tam zamanında ve pilotun sürekli ve son derece düzgün ifadelerle bilgilendirmesiyle sürdü. Abartısız anonslar ve uçuş boyunca kabin ekibinin standartlar üzerindeki ilgisi, Swiss’in aslında hálá o efsane Swissair olduğunu gösteriyordu.

Bu tip bazı havayolları ekonomik krizler yaşasalar da adlarında ticari nedenlerle değişiklik olsa da yapılarında bozulma yerine gelişme görülüyor. Bu özellikle havayolu şirketlerinde olması gereken kurumsal yapıdan kaynaklanıyor. Swiss bence Swissair ile yakalanmış mükemmel bir kurumsal yapının faizini kullanıyor. Hovarda değil. Bu yüzden Swiss gelecekte orta Avrupa merkezli en iyi şirketlerden biri olarak yerini hep koruyacak. İlk ihaneti kendi ülkesindeki bankacılar yapsa bile, direnişi kurumsallığı yüzünden hep güçlü olacak...

Toprak pistlere izin çıktı

Geçen yıl Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından yasaklanan pervaneli uçakların toprak pistlere iniş-kalkışına yeniden izin çıktı. SHGM Genel Müdür Yardımcısı Haydar Yalçın imzalı yazıda, acil durum, yangınla mücadele ve zirai ilaçlama dışında kulesi bulunmayan toprak pist ve şerit yüzeylere inişe, görerek şartlarda ve pilot sorumluluğunda izin verildi. Bu kararla birlikte Sapanca, Ayvalık Sarımsaklı gibi toprak pistler, amatör pilotların kullanımına tekrar açılmış oldu.

Kartal Vakfı yardımlarınızı bekliyor

Türk Hava Kuvvetleri’nde görev başında şehit olan, hayatını kaybeden veya sakat kalan personele ve ailelerine destek olmak amacıyla kurulan Kartal Vakfı katkılarınızı bekliyor. 1997’de "Şehitlerimiz vatanımızın özgür semaları uğruna hayatlarını feda ederken, eş, çocuk ve anne/babalarını Hava Kuvvetleri ailesinin diğer fertlerine emanet ederek şahadet mertebesine ulaşırlar" sözüyle yola çıkan vakıf, konut edindirme, şehit çocuklarına eğitim-öğretim ile sürekli tedavi gerektiren hastalıklarda devlet tarafından karşılanmayan ilaç, tedavi, protez gibi konularda yardım yapıyor. Daha fazla bilgi, vakfın 0312 419 87 14 numaralı telefonundan veya www.kartalvakfi.org.tr adresindeki internet sitesinden alınabilir.
Yazarın Tüm Yazıları