68’in kadınları (II) ve 78’inkiler

KADINLARDAN mesaj geldi. "Devam et!"

"68’in kırkıncı yılında Türkiye, dünyayı sarsan bu deneyimi sadece erkeklerle tartışıyor, 68’in kadınları da vardı" diye yazmıştım dün.

O kadınlardan mesaj geldi. "Devam et. Hatta 78’in kadınlarını da yaz" dediler.

Haziran başında bir araya gelmek için "68 kadınlarının" kollarını sıvadıklarını da öğrendim.

Bugün Türkiye’de sivil toplum denince kadın örgütlerinin akla gelmesi kadın hareketinin bu derece güçlü oluşu tesadüf değil.

68’in ve 78’in kadınları var onun arkasında.

80 darbesinden sonra siyasetin tamamen susturulduğu o karanlık günlerinde, ellerine simitlerini alarak çay toplantısına gider havasında ve her köşe başında pusu kuran polisin gözleri önünden süzülüp evlerde bir araya gelen kadınlar attı Türkiye’de feminist hareketin ilk adımlarını

Sınıf baskısının yanı sıra, erkek egemen toplum baskısını ve bu baskının solu sağı olmadığını fark etmişlerdi.

Mücadelede omuz omuzalardı ama o zaman da erkekler konuşur, kadınlar susardı.

Bunu fark ettiklerinde, "feminist hareket"ten söz ettiklerinde ilk tepki "içeriden" gelmişti. Nasıl bir sinirlilik haliydi o hiç unutmayız. "Sol" u bölmekten tutun da hainliğe kadar bini bir para suçlamalar uçuşmuştu havada.

* * *

YILLAR
sonra, 78’de İslamcı hareket içinde yer almış olan bir kadın arkadaşım ile konuşurken, yaşadıklarımızın ne kadar benzeştiğini fark ettik.

"Bacı" formülü solda da vardı sağda da. Hareketin ayak işlerine koşan, erkeklerin yaşamını döndüren, evleri yaşanır hale getiren, çamaşırları yıkayan, yemekleri pişiren, yönetilen kadınlardı, bacılar. Devletin şiddetine, "arkadaşları"nı korumak adına önce feda edilenler.

Bunları daha fazla konuşmalı ve ortaya çıkarmalıyız demiştik ki tam, onlar iktidara geldiler.

Ve "Biz bazı şeyleri sorgulamayız" demeye başladılar.

Ne kadar yazık ki, türbanın en önemli kadın hakkı olarak erkekler tarafından ilan edilmesine suskun kaldılar, türbanları üzerinden siyaset yapılmasına ses çıkartmadılar.

Birlikte sorguladıkça ortaklıklar çoğalacaktı ve bugün Kürt hareketi içindeki kadınlar da bu tartışmaya katılacaklardı.

68 tartışmaları yeniden bir fırsat yaratır diye düşünmüştüm. Kadınların fark ettiği baskılar sorgulanmadıkça, ayrımcı egemen zihniyet ile yüzleşmedikçe hiçbir eşitlik, hiçbir demokrasi mücadelesinin anlamı yok çünkü.

Yanılmışım. Kadınlara kimse sormadı.

* * *

BUGÜN
19 Mayıs gençlik bayramı.

Bugün onlar değil, biz toplanıp stadyumlarda, elimizi şakaklarımıza koyup düşünelim.

Gençliğe karşı tek sorumluluğumuz onların sportif bir vücut yapısına kavuşmalarını sağlamak mıdır?

Kendilerini ifade edecekleri kanalları sunmak, onları dinlemek, eşit haklara sahip bireyler olarak akıllarına takılan her şeyi, bizim aklımızın ermediği her soruyu birlikte tartışmak, bunun ortamını yaratmak için hiç mi parmağımızı kımıldatmayacağız?

Onlara, 40 yıldır ne değişti ki, mi dedirteceğiz, yoksa 40 yılda epey ilerlemişiz mi?

68’in olumlu ya da olumsuz örnek olarak onlara ilham olmasını mı, yoksa 68’i aşmalarını mı istiyoruz.

Ne istiyoruz, elimizi şakaklarımıza koyu bugün hep birlikte yurdun stadyumlarında toplanıp düşünelim.

68’i, köhne bir zihniyetle, suçlama ve savunma kıskacı içinde tartışarak aşabilir miyiz?

Kadınları yok sayan zihniyetle her hangi bir aşama yapabilir miyiz?
Yazarın Tüm Yazıları