34 yıl gecikme ile gelen zarftan çıkanlar...

Telefondaki ses meramını hemen anlattı. Ayhan Tütel, 1972’de Bulgaristan’a giderken Kırklareli Dereköy sınırında karşılaştığı Türk Yelken Milli Takımı’na araçları bozulduğu için yardım etmiş, onları Burgaz’da yarışırken izleyip, fotoğraflarını çekmiş ve sonra Bulgaristan’daki işini bitirip, Türkiye’ye geri dönmüş.

Çektiği fotoğrafları, kısa bir notla, zamanın Yelken Federasyonu Başkanı Fethi Alpdoğan’a bir mektup ile birlikte göndermiş ancak pulculuk günlerimden çok iyi anımsadığım, 100 kuruşluk "Atatürk" ve 110 kuruşluk "Kendi Uçağını Kendin Yap" pullu zarf, "Tarafımızdan arandı, kaydına rastlanamadı" ibaresi ile geri gelmiş.

O sararmış zarf, içindeki sararmış fotoğraflarla beraber, Ataköy’deki bir apartman dairesindeki bir çekmecede, tam 34 yıl saklanmış.

Sonuç: O zarf dönüp dolaşıp, geçen çarşamba günü bana ulaştı. Zarfı aldığımı söylemek için aradığım Ayhan Tütel de, "Böylece sırtımdan bir yük kalktı" diyerek kendi açısından olayı noktaladı. Teşekkürler.

*

"Sayın Doktor Fethi Alpdoğan, SSK Dahiliye Mütehassıslarından, Yelken Federasyonu Başkanı, İzmir" adresine gönderilen zarftaki 1 Haziran 1972 tarihli mektup, bana muhteremli, hürmetli ve fotoğrafları göndermeyi geciktirdiği için özür dileyen bir İstanbul’u yıllar sonra anımsattığı için kuşkusuz çok değerli.

Bunu bunca yıl saklamak da, bugünlerde pek rastlamadığımız bir özeni ve "nasıl olsa günün birinde yerine ulaştırırım" sabrını yansıtıyor. Hızlı zamanımıza çok güzel bir dokundurma bu. Frene basmak, durup bir etrafa bakmak için hoş bir işaret.

Zarf ve mazruf, bu örnekte birbirini tamamlıyor. 10 fotoğraf; eskilikleri, aynı zarf gibi sararmışlıklarından da belli, bana bakan yüzlerden de. İnsan yüzlerindeki ifade, dönemden döneme değişir mi? İfadeleri yıllayabilir miyiz?

Balkan Şampiyonası yapıldığı, yelken numaralarından belli; Romanya, Bulgaristan, Yunanistan tekneleri var. TK 81 numaralı Türk yarışmacı kimdi acaba? Teknelerin sınıflarını ise ayırt edemiyorum; cehalet işte.

Bir de grup resmi var. Üzeri çarpı işaretli kişi dönemin TYF Başkanı Fethi Alpdoğan olmalı; boynunda dürbün asılı. TYF web-sitesinden, Fethi Alpdoğan’ın öldüğünü ve 2004 yılında Foça’da yapılan Federasyon Kupası Optimist Yarışları’nın ilk gününün, Fethi Alpdoğan Kupası olarak anıldığını öğreniyorum.

Adresini, "SSK Dahiliye mütehassıslarından" olarak veren, tüm Batı Anadolu’yu dolaşan zarfın üzerinde adresi bir ara "SSK Dispanseri Başhekimi, Salihli" diye değiştirilen ve sonunda ona ulaştırılamadığı için mektubu benim masama gelen Alpdoğan’ı merak ediyorum.

*

Merak ediyorum çünkü PTT’nin bütün Batı Anadolu’da arayıp bulamadığı, Alpdoğan gibi anonim kalabilen bir kişinin federasyon başkanlığını başarıyla yürüttüğü bir Türkiye’den bugünlere geldik. Bugünler önemli çünkü yelkenin önde gelenleri, 12 Ekim’de Ankara’da toplanıp, TYF’nin yeni yönetimini belirleyecek.

İşte, 34 yıl öncesinden karşıma gelen bu sararmış zarf, Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 bin dolara ulaştığında büyük patlama yapacak bir spor ve bir yaşam tarzının geleceğine yön vereceklere sanki bir şeyler söylüyor. "Unutmayın," diyor, "35 yıl önce Türk yelkenciliğinin başında yaptığı işlere rağmen anonim kalmaktan gocunmayan ve kendini sadece SSK Dahiliye mütehassıslarından biri olarak niteleyen bir adam vardı. Bugünkü imkánları, o adamı düşünerek kullanın."

Akdeniz’de büyük yarış... Yeniden!

Geçen yaz Cannes-İstanbul arasında yapılan, Akdeniz’in en uzun açık deniz yarışı, 2007 yılında farklı bir rota ile tekrarlanıyor. Cap Istanbul adı altında yapılacak yarışın önemi, Fransa Yelken Federasyonu’nun bu etkinliği Fransa Açıkdeniz Yarış Şampiyonu’nu belirleyecek iki yarıştan biri haline getirmesi ile katlanarak arttı. Marsilya yakınlarındaki Cassis’den kalkan teknelerin İstanbul’da tamamlayacağı yarış, Yunanistan’ın başkenti Atina’nın devreye girmesine rağmen, geçen yılki başarı nedeniyle Türkiye’ye verildi.

Cannes - İstanbul yarışının başarısı, yelkenin en önemli sporlardan biri olduğu Fransa’da, Akdeniz’in iki açık deniz yarışını birleştirip, tek yarış haline getirmesini ve bu yarışın bitiş noktasının İstanbul olmasını sağladı.

Beneteau Figaro II tipi 10.10 metrelik teknelerle yapılan bu iki yarışın teke inmesiyle oluşturulan yeni yarış, Cap Istanbul olarak adlandırıldı. Marsilya yakınlarındaki Cassis’den yelken basacak teknelerin İtalya’nın Sicilya Adası’nda, Yunanistan’ın Girit Adası’nda ve İzmir’de mola verdikten sonra yarışı İstanbul’da bitirmeleri planlandı. Geçen yıldan farklı olarak, tek tip tekneleri bir kişinin yöneteceği yarışa, Fransa’nın en önde gelen yelkencilerinin, aynı geçen yıl olduğu gibi katılmaları bekleniyor. Bunun nedeni, Fransa Yelken Federasyonu’nun, ülkenin açık deniz şampiyonunu belirleyecek iki yarıştan birinin Cap Istanbul olduğunu açıklaması.

BU SENE TEKNELER BİR KİŞİLİK

Yaklaşık 1600 deniz millik yarışın 26 Mayıs 2007’de Cassis’den başlaması ve 14 Haziran’da İstanbul’da bitmesi bekleniyor. Yarışın organizatörü Olay Nautic Şirketi’nin sahibi Cumali Varer, Akdeniz’deki en önemli yelken ülkesi olan Fransa’da federasyonun iki açık deniz yarışını birleştirerek, İstanbul bitişli bir yarışı takvimine almasının çok önemli olduğunu belirtirken "Tüm anlaşmalarımızı yaptık. Yacht Club de la Grand Motte ile Olay Nautic arasındaki protokol ve Classe Figaro Beneteau’nun onay yazısı ile Cap Istanbul yarışı kesinleşti. Tekneler 14 Haziran 2007’de İstanbul’a varacak ve 16 Haziran’daki Boğaz Yarışı ile etkinlik sona erecek.

Teknelerde artık ekip yok, her biri yarış makinesi olan bireyler birbirinin aynı tekneleri ile mücadele edecek; makine-insan uyumunu göreceğiz. Tümünün büyük okyanus deneyimi olacak ama Akdeniz çok zor, çünkü rüzgar sürekli değişiyor. Yarışçılar uyuyamayacak, o yüzden üç gün yarış-iki gün mola sistemi getirip, ara duraklar koyduk. Çok rekabetçi, çok iyi bir yarış olacak ve her yıl tekrarlayacağız" dedi.

Cannes- İstanbul yarışından sonra Yunanistan’ın başkentinde, belediyenin yarışı Atina’ya getirmek için harekete geçtiğini belirten Varer, son ana kadar durumun belli olmadığını Nice - Malta - Atina parkuru ile ilgili ciddi lobi yapıldığını ancak sonunda parkurun Cassis - İstanbul olarak belirlendiğini anlattı.

Donanma Kupası yat yarışı yapıldı

İstanbul’daki marinalardan geçen cumartesi günü sabah saatlerinde ayrılan yatların hedefi, Donanma Komutanlığı’nın bulunduğu Gölcük’tü. Akşamüzeri Denizaltı ve Poyraz Limanları’na ulaşan teknelerin ekipleri ertesi gün başlayacak yarış öncesinde Donanma Komutanı Oramiral Metin Ataç’ın ev sahipliğindeki resepsiyona katıldı.

Yarış, 24 Eylül sabahı 09.00’da, Gölcük açıklarında başladı. İstanbul Yelken Kulübü tarafından düzenlenen yarışa Deniz Harp Okulu teknesi Zıpkın ekibine Donanma Komutanı Oramiral Ataç da katıldı. Deniz Eğitim Komutanı Koramiral Murat Bilgel ve Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Halit Özkoç da farklı teknelerde yarıştılar.

Oğuzhan Too teknesi, 16.27’de yarışı ilk tamamlayan yat oldu. Tüm yatlar arasında en iyi zamanı ise Deniz Harp Okulu’nun Levent yatı oldu.

Donanma Kupası birincileri

IRC 1:Orient Express III

IRC 2:Mad Max

IRC 3: Bootes

IRC 4:Relax

IRC 5:Levent

Destek:Pupa Yelken 1
Yazarın Tüm Yazıları