2001'in soruları

YIL sonu değerlendirmeleri dönemine adım attığımız bugünlerde, ben de en çok karşılaştığım soruları bulmaya çalıştım.

Bu yıl, en sık hangi sorularla karşılaştım?

Durmadan sorulan, üstelik de format bile değiştirmeyen sorular bunlar.

Katıldığım bir televizyon programında; markette, kuyrukta beklerken; sınıfta öğrencilerimle tartışırken; annemin ağzından ve elektronik postadan gelenler arasında hep aynı sorularla karşılaşıyorum.

Bu soruları sizinle de paylaşmak istiyorum. Kısa yanıtlarıyla birlikte.

Önce, son günlerin en moda sorusundan başlayalım.

* * *

. ABD IRAK'a girecek mi?

. Hemen değil. Sonrası da koşullara bağlı. Önce Saddam'ın önüne, kendi kuyusunu kendisine kazdıracak kararlar sürecek. Amaç, Saddam'sız bir Irak. O yüzden sonra ne gerekiyorsa yapılacak.

. Irak bölünecek mi?

. Irak, şu anda bölünmüş durumda. Irak ordusuna ait uçakların ülkenin kuzey ve güneyinde seyretmesi yasak. Bölünmüşlük Habur'dan itibaren, ‘‘Welcome to Kurdistan’’ tabelasıyla başlar. Buna göre, Irak üçe ayrılmıştır. Kuzey Irak (kendi içinde ikiye ayrılır, Barzani ve Talabani'nin bölgeleri) Saddam'ın Irak'ı (36-33'üncü paraleller arası) ve güneyde Şiilerin çoğunlukta olduğu Basra eyaleti. (Saddam, bu bölgeye uçak gönderemez fakat yönetim onun elindedir ve halkın üzerinde ağır bir baskı vardır.) Sorulması gereken soru, 'Irak, bölünmüşlükten ne zaman kurtulur' olmalıdır. Yanıtı: Saddam'dan kurtulup, demokratik bir ülke olarak uluslararası toplumda yerini alınca.

* * *

. AVRUPA, Türkiye'yi alacak mı? (Bu, genellikle kötümserlerin yönelttiği bir sorudur ve kaşlar kalkık, gözler kısılarak sorulur.)

. Evet. Güçlü bir ekonomi, insan haklarına saygılı demokratik bir rejim, bu rejimin garantisi güçlü kurumlara ve eğitim düzeyi yüksek bir nüfusa sahip olduğumuzda Avrupa Türkiye'yi alacak.

. AB üyesi olmak, milli egemenliğimizi Avrupa'ya teslim anlamına gelmez mi?

. Hayır. Avrupalı da milli egemenliğini teslim etmiyor. AB üyesi ülkelerde yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, yanıt verenlerin yüzde 89'u, ulusal kimliklerinin Avrupalı kimliğinden önce geldiğini söylüyor.

* * *

. KIBRIS'ı veriyor muyuz?

. Hayır vermiyoruz. Her şeyden önce, bizim olmadığı için veremiyoruz. Kıbrıs, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumlarına ait. O yüzden de Ada'daki Türk ve Rum toplumlarının kabul edeceği, Türkiye ve Yunanistan'ın kaygı duymayacağı bir çözüm amacıyla başlayan görüşmeleri destekliyoruz.

. Kıbrıs'ta çözüm olacak mı?

. Evet olacak. Çünkü: 1. Ege ve Doğu Akdeniz'in istikrarı 11 Eylül'den sonra çok önem kazandı. 2. Avrupa Birliği'nin, 2002 yılı sonunda genişleme programını gözden geçirecek olması, Türk ve Rum toplumları kadar Türkiye ve Yunanistan üzerinde de baskı yaratıyor.

* * *

. ORTA ASYA'yı kaybettik mi?

. Hayır, çünkü daha Orta Asya'yı kazanamadık. Ama 11 Eylül sonrasında ortaya çıkan yeni ortam, Türkiye'ye Orta Asya'yı kazanma şansı da veriyor. Türkiye-ABD ve Rusya'nın işbirliği dönemi başladı bölgede. Özellikle, askeri eğitim konularında Türkiye etkili oluyor. Folklorik kıyafetli öpüşüp koklaşma sahnelerinin yerini çalışma komisyonları aldıkça Türkiye Orta Asya'yı kazanıyor.

. Bakü-Ceyhan hayal mi?

. Hayır. En hayal gibi göründüğü zamanlarda bile inandım Bakü-Ceyhan'ın gerçekleşeceğine. Şimdi çok daha gerçek.

* * *

. Neden bu kadar iyimsersiniz?

. Çünkü, iyimser olmak kendine güven, mücadele etme ve kazanma gücü verir de ondan.
Yazarın Tüm Yazıları