Doğan Hızlan

Sadun Aksüt’ü anarak

24 Kasım 2024
Sadun Aksüt’ün tanburunu da dinledim, müzik programlarını da zevk alarak seyrettim. Anılarının bir bölümünü okudum; müzik tarihimize dair birçok ilgi çekici bölümler vardı.

Dijital albümü hakkında bana ulaşan bilgiyi aktarıyorum: “Rahmetli Hocamız Tanburi Sadun Aksüt’ün 7 eserinin bulunduğu ‘Arzu’ adlı dijital albüm içerisinde 1 saz eseri, 4 şarkı ve 2 türkü yer almaktadır.

Eserlerin icrasında tanbur, kanun, keman icrası mevcut iken türkülerde bağlama ve tanbur icrası öne çıkıyor. 6 eserin vokal icrasında ve tanburda Göknil Bişak Özdemir’in icrasıyla oluşan albümde; kanun Turgut Özüfler, keman Şükrü Özoğuz, vurmalı çalgılar Erkan Kanat, bağlama Erhan Özdemir ve 3 eserde pyn-kontrabas eşliği Şevket Aşıkuzun tarafından icra edilmiştir. Kayıt AKM Stüdyosu’nda yapılmış, ses mühendisi İlhan Harmancı, sanat yönetmeni Göknil Bişak Özdemir. Söz ve müziklerin Tanburi Sadun Aksüt’e ait olduğu albümde yer alan eserlerden Yörük Kızı adlı eserin sözleri Karacaoğlan’a, Aşk İki Kişiliktir eserinin sözleri ise Ataol Behramoğlu’na ait.”

ARZU-SADUN AKSÜT BESTELERİ

- Arzu-Mahur Saz Semaisi 

- Aşk İki Kişiliktir

- Sisli Bir Eylül Gecesi

- Kadıköy’ün Şen Kızı

Yazının Devamını Oku

Ankara günleri

21 Kasım 2024
Ankara’ya ilk kez lise son sınıfta gitmiştim.

Daha sonra Türk Dil Kurumu Üyeliği, Kültür Bakanlığı Danışma Kurulu Üyeliğim nedeniyle de sık sık Ankara’da bulundum. Ankara benim belleğimde acıları da anımsatır. Bedrettin Cömert’in akşam yemeği davetine gitmiştim, ertesi gün öldürüldü, cenaze törenine zamanın Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı ile katıldım, o da öldürüldü.

Zeynep Altıok Akatlı ile Eren Aysan’ın birlikte hazırladıkları Bir Dem Ankara’yı okurken anıları tazeledim.

Zeynep Altıok’un babası Metin Altıok ile Eren Aysan’ın babası Behçet Aysan, Sivas’ta katledildiler.

Kitap, Oğlak Yayınları’nın Gastronomi dizisinden çıktı. Kitapta lokantalar, kulüpler üzerine çeşitli kişilerin yazıları var. Bunlara göz gezdirirken benim tanıdıklarım, yaşadıklarım da aklıma geliyor. Stad Oteli’nde kalıyordum, Türk Dil Kurumu kurultaylarında. Çeşitli kentlerden gelen yazarlar buluşup hasret giderirlerdi, ben özellikle Ankara’da yaşayan yazarlarla orada dost oldum. Sabahları kitapta da adı geçen Piknik’e uğrar, omletle taze sıkılmış vişne suyu içerdim.

Zamanla başta RV olmak üzere başka lokantalara da gittim. Elbette pastane ziyaretlerini de ihmal etmedim. Kitap lokantaları anlatırken Ankara’daki sosyal yaşamdan önemli kesitler içeriyor. Dostluklar, buluşmalar bu kitapta ortaya çıkıyor. Ankara’yı tanımak isteyenler mutlaka bu kitabı okumalılar.  

İçindekiler / Doğan Hızlan’ın seçtikleri

Önsöz Niyetine: Bir Tek Ankara Kalsın!

Yazının Devamını Oku

Türkiye’de felsefe çalışmaları

19 Kasım 2024
BİZDEKİ felsefe çalışmalarını incelediğimizde düşünce yaşamımızdaki gelişmeleri, etkinlikleri öğrenebiliriz.

İşte bu kitap bu konuda bir eksikliğimizi gideriyor.

Mustafa Günay’ın Çağdaş Türk Felsefesinden Kesitler kitabı.

İçindekiler şöyle sıralanıyor:

      Sunuş

Bu kitapta Türkiye’de felsefe ve felsefecilerimizle ilgili olarak yaklaşık otuz yıldır kaleme aldığım yazılar yer almaktadır. Kendi düşünürlerimize yönelik ilgimi ortaya koyan bu yazılarda Cumhuriyet döneminde ülkemizde felsefenin gelişimine katkıda bulunmuş bazı düşünürlerimizi belli yönleriyle ele almaya çalıştım. Elbette incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken düşünürlerimizin tümü hakkında yazma imkânım olmadı. 

Yazıları üç bölümde topladım. İlk bölüm, Cumhuriyet döneminde felsefenin gelişimine tarihsel açıdan bakan ve tarih, aydınlanma vb. kavramları-sorunları ele alan yazılardan oluşmaktadır. İkinci bölümde ise ilk kuşak düşünürlerimiz başta olmak üzere bazı felsefecilerimizle ilgili yazılar yer almaktadır. Son bölümde ise bazı felsefe kitaplarını tanıtan yazılar bulunmaktadır. Yazılarda bazı yazım hatalarının düzeltilmesi ve bazı küçük ekleme ve çıkarmalar dışında değişiklik yapılmamıştır. 

Özellikle 100. kuruluş yıldönümünde Cumhuriyet döneminde oluşan felsefi birikime yönelik ilginin belli bir ölçüde arttığını ve konuyla ilgili yayınların çoğaldığını görmek sevindiricidir. Ancak daha yapılacak pek çok çalışmaya ihtiyaç olduğunu da söylemek yerinde olur. Türkiye’de ve Türkçe’de felsefenin varlığını çeşitli nedenlerle yok saymak ya da görmezden gelmek isteyenler olsa da yüzyıldır oluşagelen düşünce birikimini yadsımak mümkün değildir. 

Cumhuriyet döneminde ortaya konulan felsefenin/felsefi birikimin incelenip değerlendirilmesi, yalnızca geçmişe yönelik bir sorumluluk değil aynı zamanda felsefi düşüncenin gelişimine ve geleceğe ilişkin bir sorumluluktur. Bu bağlamda felsefenin hem genel olarak dünya felsefesi ve insanlık tarihiyle ilişkilerini hem de kendi tarihimiz ve kültürümüzle ilişkilerini göz önünde bulundurmak büyük önem taşımaktadır.

Yazının Devamını Oku

İzahlı müzik

17 Kasım 2024
TELEVİZYONLARDAKİ müzik bölümlerinin bir eksikliğine dikkati çekmek isterim.

Hangi türden olursa olsun bir açıklama, bir tanıtma bölümünün olması gerekir.

Türk Müziği programlarında güfteyi yazan ile bestecisi hakkında bilgi verilmesini bekliyorum. Özellikle Türk Müziği için bu çok gerekli. Zaman zaman bir sözlük sayfalarından alıntılar yapılmasını bilen bir dinleyici kitlesinin yetişmesi için şart koşuyorum.

Anlaşılmadıkça sevilmez. Türkçede birkaç güfte antolojisi yayımlandı ama kaç dinleyici onu yanında bulundurur...

Nevzat Atlığ’ın yönettiği koro konserlerinde dinleyiciye besteci, güfte yazarı hakkında bilgi yer alır, bugünkü dile çevrilen bir de sözlük konurdu. Televizyon progralarında bir zaman besteci ve icracı hakkında bilgi verilirdi. Şimdi o program kaldırıldı. Oysa o konuşma bir müzik sözlüğünden sayfalardı.

Ön sırada üçümüz yan yana otururduk; Ayhan Songar, Ahmet Kabaklı, ben. İcralar ve besteciler hakkında konuşurduk.

TRT’de bir zamanlar Türk müziği programını şair Baki Süha Ediboğlu sunardı.

Bir başka programda da Mesut Cemil, halk müziğinin seçkin parçaları üzerine söyleşiler yapardı.

Bazı programlarda enstrümanlar tanıtılırdı. Ünlü bir bestecinin böyle bir bestesi vardı. Çocuklar o aletlerin özelliğini öğrenirlerdi.

Yazının Devamını Oku

Doğan Aksan’dan ‘halk etimolojisi’

15 Kasım 2024
Türkçe’de ‘düşünüp taşınmadan’ anlamında kullandığımız ‘cetvel kalem’ sözünün kökenini biliyor musunuz?

Peki ‘demirhindi şerbeti’ ile demir ve hindinin ne ilgisi olduğunu ya da Unkapanı semtinin adında geçen ‘kapan’ın ne anlama geldiğini merak ettiniz mi? Aksaray, Çankırı, Tahtakale, Tekirdağ, Ilgın gibi yer adları nasıl değişimlere uğrayarak bugünkü halleriyle karşımıza çıktı? Türkçe’de ‘gökkuşağı’ anlamında kullanılan ‘eleğimsağma’ gerçekten Arapça ‘alaimüssema’ sözünün halk diline uyarlanmış hali mi?

Dilbilimci Prof. Dr. Doğan Aksan, 1964 yılında savunduğu doçentlik tezinde bu ve benzeri soruları yanıtlıyor. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Aksan, Türk Dil Kurumu’nda uzun yıllar Dilbilim ve Dilbilgisi Kolu Başkanlığı yapmış; Türkçe’nin anlambilimi ve halk etimolojisi alanında önemli katkılarda bulunmuştu. Türk şiirinin dil yapısını incelediği Şiir Dili ve Türk Şiir Dili (1993), Halk Şiirimizin Gücü (1999), Nazım Hikmet Şiirinin Gücü (2009) gibi eserleriyle de tanınan Aksan, halk etimolojisi yoluyla oluşmuş Türkçe kelime ve yer adlarını araştırdığı bu çalışmayı tamamlayarak, 12 Mayıs 2010’da aramızdan ayrılmadan önce birçok alanda değerli eserler bırakmıştı. Ancak halk etimolojisini ele aldığı bu tez çalışması, birkaç makale dışında daktilo metin olarak kalmıştı.

Bu çalışmanın gün yüzüne çıkması için Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, Aksan ailesinin onayını alarak kitabın yayımlanması sürecini üstlendi. ‘Genel Dilbilimi Yönünden Halk Etimolojisi ve Türkçedeki Örnekleri’ adlı kitabın yayımı sırasında Prof. Dr. Aksan’ın diline ve üslubuna sadık kalındı. Arap alfabesiyle yazılan kelimeler özgün halleriyle sunulurken yanlarına okunuşları ve anlamları eklendi. Kitabın dizgi ve tasarımı Ecem Polat tarafından hazırlandı. Böylece 1964 yılında yazılmış bu eser, 60 yıl sonra ilgililerle buluşturuldu. Ayrıca bir zamanlar doçentlik sürecinde zorunlu olan sözlü sınav ve deneme dersine dair titiz bir akademik çalışmanın somut bir örneğini de ortaya koyuyor.

Bu kitapta, Türkçe’ye halk etimolojisi yoluyla kazandırılmış kelime ve yer adları inceleniyor. Aksan, Ağlasun, Ankara, Çankırı, Gelendost, Ilgın, Kartal, Ulubat gibi yer adlarının Türkçeleşme sürecini; demirhindi, ortanca gibi bitki adlarının ve akıl kârı, hile hurda, senet sepet gibi deyimlerin geçirdiği değişimleri anlatıyor. Pek çok kişinin Arapça ‘alaimüssema’dan geldiğini dillendirdiği, sözlüklerimizde de Arapça kökenli olarak etiketlenen ‘gökkuşağı’ anlamındaki ‘eleğimsağma’ sözünün Türkçe olduğunu, Arapça’da ‘alaimüssema’ diye bir sözün hiçbir zaman var olmadığını bilimsel kanıtlarıyla ortaya koyuyor Prof. Dr. Aksan... Halk ağzındaki Türkçe kökenli bu sözün Arapça veya Farsça hayranlarınca dilimizin unsurlarını bu dillerle açıklama çabasının sonucunda ortaya çıkarıldığını açıklıyor.

Türkçe’nin söz yapım yollarından biri olan halk etimolojisine dair zengin örnekler sunan Prof. Dr. Aksan’ın ‘Genel Dilbilimi Yönünden Halk Etimolojisi ve Türkçedeki Örnekleri’ adlı eseri Erkmen Yayımcılık tarafından basıldı ve Kitapyurdu’ndan temin edilebilir.

Yazının Devamını Oku

İlter Türkmen’in anısına

14 Kasım 2024
İlter Türkmen ile bir süre aynı gazetede çalıştım.

Yazılarından çok şey öğrendim. Dış politika ve devlet adamlığı üzerine ayrıntılı bilgi için aşağıdaki kitabı okumalısınız.

 İlter Türkmen - Diplomasi Ustalığından Kanaat Önderliğine - Füsun Türkmen, Selim Kuneralp

Geleceğin diplomatlarına...

Sevgili kızı Lale’nin anısına...

Önsöz

Hikmet Çetin

“Ünlü Amerikalı tarihçi Roderic Davison, Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform başlıklı önemli eserinde “Dünyada dört büyük diplomasi geleneği vardır, en başında da Osmanlı diplomasisi gelir. Bu gelenek modern Türkiye’de yaşamaktadır” tespitinde bulunur.

Yazının Devamını Oku

Kırtasiye tutkusu

12 Kasım 2024
CUMARTESİ günü Çırağan Oteli’ndeki Penfest’e gittim.

Beni sevindiren ziyaretçi çoğunluğunun genç kuşaktan olmasıydı. İki yıldır düzenlenen bu etkinlikte tanınmış yerli ve yabancı firmalar ürünlerini sergilediler. Özel girişimciler de meraklılarla buluştular. Onların stantlarının önü de kalabalıktı.

Benim gibi kırtasiye meraklıları da seyirle seçim arasında gidip geldiler. Firma dışında dolma kalem yapanlar da hobisi olanların ilgisini çekti. Kalem, özellikle dolma kalem tutkunlarına  iki kitap tavsiye edeceğim.

İkisinin de yazarı Muhittin Şimşek

Alfa Yayınları 

Önsöz

Kalemlerle ilgili ilk kitabım (Altıncı Parmak) tarafımdan kaleme alındı, TRT tarafından 4 bölümlük belgesel haline getirilip yayınlandı. Onunla ilgili birçok dergide yazı ve röportajları yayımlandı.

...

Aynı şekilde

Yazının Devamını Oku

Hulki Aktunç: Kemal Tahir’in edebiyat dünyasına armağanı

7 Kasım 2024
GÜNLÜKLER, bir yazarın türler dışındaki düşüncelerini yansıtır, belki de yorumlarıdır.

Hulki Aktunç’un benim dergicilik yaşamımda önemli yeri vardır.

Yeni Edebiyat’ı çıkarırken Selim İleri bir öneride bulundu, ustalar genç bir yazarın yapıtını seçecek ve seçilen eserler dergide yayımlanacaktı.

Genç okurların gönderdiği şiirleri Behçet Necatigil, öyküleri de Kemal Tahir seçecekti. Kemal Tahir, Hulki Aktunç’un öyküsünü seçti ve onu yayımladık.

Yazacağım kitap:

Daktilo Günlük

Günlükler (1970 – 1999)

Hazırlayan: Doğan Yarıcı

Sunum:

Yazının Devamını Oku