Doğan Hızlan

Yaşar Kemal üzerine

5 Nisan 2024
Feridun Andaç’ın ‘Söz Tufanı: Yaşar Kemal’ kitabı, büyük yazarı değerlendiriyor.

Kitap, Feridun Andaç’ın Yaşar Kemal’i anlama/anlatma yolculuğunun üçüncü eseri:

“Beş kitapta tamamlanacak olan bu çalışmada bir söz büyücüsünün anlatı evreni, hayata bakışı, yapıtlarını var eden coğrafyanın gerçekliği dile getirildiği gibi kurulan bir roman/anlatı dünyasının modern edebiyata kattıkları da değerlendirilecektir.”

Kitabın başında Yaşar Kemal’i yazış serüveni var.


Yazının başında yazardan bir alıntı:

Kendini bilenlerle, hakkı yenenlerle, sömürülenlerle, acı çekenlerle, yoksulluklarla birlikteyim.”

İçindekiler:

Yazının Devamını Oku

Unutulmayanlar

4 Nisan 2024
İyi sinema eleştirmeni Atilla Dorsay’ın film eleştirileri, sinema tarihi üzerine yazıları bu alandaki önemli çalışmalardır.

Yeni kitabı ‘Unutulmaz İnsanlarla Konuşmalar’ sinema, sanat dünyasından birçok kişiyle söyleşilerinden oluşuyor. Onları yakından tanımamızı sağlıyor.

Dorsay, Önsöz’ünde seçimi konusunda bilgi veriyor:

“Seçimimde birkaç faktör rol oynadı. Ele aldığım isimlerin, sanatçı veya değil, mutlaka Türklerin hayatında önemli bir rol oynamaları ve toplumun ortak belleğinde hâlâ belirli yer tutmaları... -Ki bu kolay bir şey değildir. Zirvelere çıkmış ne isimler artık hatırlanmaz, adları pek anılmaz. Ayrıca bir kadın- erkek dengesi, bilinçaltında da olsa sanırım beni yönlendirdi.”

Gerçekten bu tür kitaplar, alanlarına emek vermiş birçok kişiyi hatırlamamızı sağlıyor.

Özellikle genç kuşak bu adları okuduklarında bugün yapılan işlerin, kazanılan başarıların tarihini de öğrenmiş olurlar. Bu kitap sadece sinemayla ilgilenenlerin tarihi değil, ülkemizde; sanata, sanatçıya verilen emeğin de tarihi.

Dorsay

Yazının Devamını Oku

Seçkin bir yorumcu: Münip utandı

31 Mart 2024
Münip Utandı’yı Nevzat Atlığ’ın yönettiği Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda çok dinledim.

Bir kez de Nevzat Atlığ’ın evinde Türk müziğinin önemli bestecilerini seslendirdiği unutulmaz bir gün yaşattı.

Sesinin genişliği ve orijinal rengi ile Klasik Türk Müziği’nin önde gelen yorumcularından biri olarak kabul edilen Münip Utandı’nın, 25 kişisel albümü arasında yer alan ‘Sevda Yolunda’ ve ‘Titrer Yüreğim.’

Birol Yayla (Tanbur), Taner Sayacıoğlu (Kanun), Lütfiye Özer (Kemençe) ve Volkan Ertem’in (Viyolonsel) enstrümantalist olarak yer aldığı albümün kayıtları Ada Stüdyo’da gerçekleştirildi.
‘Sevda Yolunda’ adlı plağında Fehmi Tokay’ın ‘Terket beni artık yetişir sende vefa yok’ adlı Hicaz eserinde konuk sanatçı olarak, sanatçının kızı solist Merve Utandı Kalkan’ı görüyoruz.

Münip Utandı, Nevzat Atlığ yönetimindeki Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun ilk dokuz üyesinden biri oldu. Özgün üslubunu üyeliğinden onur duyduğu bu koroda birlikte olduğu üstatlara borçlu olduğunu söyleyen sanatçı, kendisini Darülelhan (konservatuar) ekolünün içinde konumlandırıyor. Münip Utandı, üslubunu tarif ederken şu sözleri kullanıyor:
“Klasik Türk müziği fazlalıklardan arındıkça çağdaş insana yaklaşır, ruhuna ulaşır. Dinleyiciyi dinginleştiren, nüanslara ve bestecilerin kişiliğine dikkat eden, perdelere sağlam basan, çok çalışılarak hazırlanan icralardan yanayım. Dinleyici şarkıların gölgesinde huzur bulmalı, ruhunun derinliklerine seyahat etmeli.

Münip Utandı hâlâ İstanbul ve Ankara'da iki konservatuvarda öğretim üyesi olarak görevine ve ‘Hanende’ olarak özel konserlerine devam etmektedir.

Kayıtlarından:

Yazının Devamını Oku

Tablodaki kadın

29 Mart 2024
BAZI kitaplar var ki zamanı aşan çalışmalardır.

Sık sık başvurma, yeniden okuma ihtiyacı hissedersiniz.

Bunlardan biri Asuman Kafaoğlu–Büke’nin ‘Tablodaki Kadın’ kitabı.

Kapakta bir yazı daha var:

Sanat Tarihinin Kitap Tutkunu Kadınları.’

Sunumdan başlamalıyım yazıma:

Kadınların yüzyıllar boyunca gezmeleri, kendi başlarına maceraya atılmaları, zekâ ve yeteneklerini gösterecek işlerde çalışmaları toplumsal olarak engellendiği içindir ki, dinledikleri ve okudukları hikâyeler için çok önemli olmuştur. Ancak bu şekilde zihinsel yolculuklara çıkabilir, görmedikleri dünya hakkında bilgi edinebilirlerdi. İşte tam da bu yüzden kadın ile kitap arasında çok özel hatta büyük bir bağ olduğunu düşünmeden edemem.

Ressamlar öteden beri kitap okuyanları, özellikle de kitap okuyan kadınları resmetmeyi sevmişler. Her kitabın farklı mimikler ve duruşla okunduğunu izlemek, ayrıca bir düşünme nedeni olmuş ressamlara. Bizler de okuyan kadınların resimlerine baktığımızda, kim oldukları ne oldukları ne okudukları hakkında bilgi edinebiliriz, çünkü okunan metin bir şekilde bedene yansır. Merak, dikkat, heyecan, hüzün ya da sıkıntı izlerini görebiliriz. Okuma üzerine yoğunlaşmak ayrıca bize kitabın yüzyıllar içinde nasıl farklı şekillere büründüğünü de gösterir

Yazının Devamını Oku

Kültür Yolu Festivali’nin önemi ve işlevi

28 Mart 2024
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u AKM’nin tanıtım toplantısında tanıdım.

Yapılanları anlatırken hiçbir övgü payından söz etmiyordu.

Daha sonra birçok açılışta, toplantıda konuştuk, kültürün birkaç büyük şehre değil, bir ülkeye yayılması gerektiği görüşünü öğrendim.

Bakırköy’deki kütüphanemin açılışına da geldi. Kütüphane politikasını da konuştum.

Kültür Yolu Festivali’nin zenginliğini, kapsama alanının genişliğini gazete haberlerinden okudunuz.

Yıllardır yazdığım, önerdiğim bir genişlemeyi Kültür Yolu Festivali’nde gördüğüm için bu yazımı yazdım.

Büyük kentlerde festivaller yapılır, konserler düzenlenirdi. Peki bu konserlere gelemeyen, sergileri göremeyen, festivale erişemeyen yurttaşlar ne yapacaktı. Koca yaz günü ya da mevsimin başka günlerinde çevreleri içinde kalacaklardı. Hiçbir faaliyetten yararlanamayacaklardı. Bencil bir kültür anlayışı idi.

Yalnız dinleyiciler, sanatçılar için bunun önemini vurgulamıyorum, sanatçılar da her kentte sanata susamış insanlarla buluşacaklar.

Artık günümüzde ulaşım kolaylığına rağmen bir kentten bir kente gitmek gerek ekonomi gerek vakit açısından imkansızlaşıyor.

Yazının Devamını Oku

Türk bestecileri dinleyin

24 Mart 2024
İki Türk müzisyenin CD’si genç icracıların başarısını gösteriyor.

CD’lerinin adı: “Kırsallardan Ezgiler

Adnan Saygun (1907-1991) Demet / Keman ve Piyano İçin Süit / Op. 33 (1955)

1 Prelüde............................................. 3.14  

2 Horon.............................................. 3.27

3 Ağır Zeybek...................................... 3.30

4 Sepetçioğlu....................................... 4.00

Muammer Sun

Yazının Devamını Oku

Bugün bir şiir okuyun

22 Mart 2024
21 Mart Dünya Şiir Günü, benim kutlamaktan sevinç duyduğum günlerden biri.

Bütün okurlarımdan bir ricam var. Hiç olmazsa bugün bir şiir okuyun. İnanın tek dize bile yaşamınızı değiştirir. Bizim edebiyat tarihimizin yoğun bölümü şiirlerle zenginleşmiştir. Her zaman tekrarlarım, derdimizi, sevincimizi en iyi ifade eden şiirdir. Nicemiz belleğimizde dizeleri yaşatırız.

Edebiyat matinelerinde şairleri kendi sesinden dinlemek için ben ve arkadaşlarım koşardık. Eminönü Halkevi bu mekânların başında gelirdi. Okullarda da şiir günleri, edebiyat matineleri düzenlenirdi. Ben Behçet Necatigil, Attilâ İlhan, Özdemir Asaf ile bu matinelerde tanıştım.

Yıllar sonra da Hürriyet Gösteri’de okurlara şiir kaseti armağan ettik.

Kitaplığınızda mutlaka bir şiir antolojisi bulundurun. Ne yazık ki bu yasal açıdan artık mümkün olmuyor. Telif Kanunu antoloji türünü öldürdü. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu sorunu çözmesini bütün edebiyat severler bekliyor.

ENİS BATUR’DAN 2024 ŞİİR BİLDİRİSİ

PEN Türkiye Yazarlar Derneği, 2024 Şiir Ödülü’ne Enis Batur’u değer gördü. Batur’a ödülü bugün 18.30’da Kırmızı Kedi Pera’da düzenlenecek bir törenle sunulacak. Törende Güven Turan, Oğuz Demiralp, Yalçın Armağan, Haydar Ergülen birer konuşma yapacaklar. Enis Batur’un kaleme aldığı 2024 Şiir Bildirisi şöyle:

“PEN Şiir Ödülü’ne lâyık bulunan şairden, ödül geleneği böyle, bir bildiri kaleme alması bekleniyor.

Düşündüm: Ülkenin bu halinde, Dünyanın şu halinde bir şairin bildirecek nesi kalmış olabilir? Gizlisi saklısı yok: Ahval konusunda safkan karamsarım. Ama bu, beni ‘iş’ime özen ve inatla bakmaktan alıkoymuyor.

Yazının Devamını Oku

İlk kitabın heyecanı

19 Mart 2024
Edebiyat dünyasında her kitabın yazılışından yayımlanışına kadar bir serüveni vardır. Bu hem yazanın hem okuyanın hem de yayımlayanın üçlü öyküsüdür.

Murat Batmankaya’nın hazırladığı ‘İmzalı Müze-İmzalı ve Birinci Baskı Kitaplar Müzesi’ kitabı bu açıdan her edebiyat okurunun ilgisini çekecektir.

İlk baskının belirtilmesi, yazanın müdahalesi konusunda da bilgi vermektedir.

Giriş yazısında Murat Batmankaya konuyu bazı yazar ve kitap adları vererek irdelemektedir:

Şair yahut bir yazar, onu yayımlamakla zaten okuru yeterince şımartmış sayılır. Lakin okur oburdur daha fazlasını daha lezzetlisini daha nadirini arzular iştahla. Biricik ve farklı olma yarışı mıdır bu bilinemez sanırım, belki biraz kendini özel hissetme ihtiyacı... Lakin ben, bunu şairin ya da yazarın emeğine bir saygı duruşu olarak görür, onun emeğine karşılık kendi emeğini koyup ilk baskılı imzalı kitabın peşine düştüğüne inanırım.”

Batmankaya bazı kitaplarla düşüncesini temellendiriyor. Hangi yazarlar, şairler, kitaplar? Şu sorunun yanıtını aramaktadır. Şimdi her okur, farklı baskıları alıp okuyan her okur ‘aynı’ kitabı mı okumuştur?

Ahmet Arif

Hasretinden Prangalar Eskittim

Yazının Devamını Oku