BAŞBAKAN’ın damadının yöneticisi olduğu şirket tarafından satın alındığından bu yana Sabah gazetesine değişik bir üslup hákim oldu.
Birileri, yeni patronlara yaranmak için "böyle isterler herhalde" diyerek, haberlere takla attırıyorlar.
Cumartesi günkü Sabah’taki bir haberi dikkatinize sunuyorum, kararı siz verin:
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) geçtiğimiz haftanın son günlerinde Anneler Günü nedeniyle gazetelere bir ilan verdi.
İlanda Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın bir fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafın üstünde "Unutulmaz anneler", altına da daha büyük puntolarla "Anneler unutulmaz" yazılmış.
İlanda herhangi bir marka öne çıkartılmadığı gibi, satışa yönelik bir mesaj da yok.
Yerli markalar tarafından kurulan dernek, Zübeyde Hanım nezdinde "unutulmayacak annelere" bir gönderme yapıyor ve bu arada Mustafa Kemal Atatürk’ü de yad etmiş oluyor.
Hepsi bu.
Sabah bu ilan ile ilgili bir haber yapmış ve başlığı alaycı bir havada vermiş: "Zübeyde anne" kurtar bizi!
Sayfaya ilanın bir küçük kopyası da konulmuş ve resim altı başlığı şu: Markaların "unutulmaz" annesi!
"Unutulmaz" kelimesi tırnak içine alınmış. Bir kelimenin tırnak içine alınarak cümle içinde kullanılması da biliyorsunuz Türkçe’de "istihza" ifade ediyor!
Haber, Zübeyde Hanım ile mi dalga geçiyor, BMD ile mi dalga geçiyor diye insan kendi kendine soruyor ister istemez.
İlanın veriliş nedenini, Sabah’taki haberde BMD yetkilileri, "ticari değil, Türkiye’nin bugünkü koşullarında bir birlik mesajı vermek istedik. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu mücadele verilecekse hepimizin bunda payı olmalı" diye açıklıyor.
Belli ki Sabah’ın editörleri, bu açıklamadan pek rahatsız olmuşlar. Akılları sıra ilan ile dalga geçmek istemişler ama bunun Zübeyde Hanım’a yönelik bir saygısızlık olduğunu bile fark edemeyecek kadar şaşkınlar.
Ben fazla iyi niyetli olduğum için "şaşkınlık" diyor da olabilirim tabii, karar sizin.
’Adi yazılar yazan kalitesiz yazarlar’
İNGİLTERE’nin ciddi dergilerinden The Economist’in 8 Mayıs 2008 tarihli sayısında, AKP hükümetinin kendine bağlı medya yaratma çabalarıyla ilgili bir haber yayımlandı.
Haberde Sabah ve ATV’nin hükümet yanlısı bir grup tarafından satın alınmasına değinildi ve Sabah ile ilgili şöyle bir cümle yayımlandı:
"It has been stuffed with pro-government hacks."
Türkçesi, bir kelime hariç şöyle: Hükümet yanlısı "hack"lerle dolduruldu.
"Hack"in, "düşük kaliteli yazarlar" anlamına geldiğini biliyordum ama yine de değişik sözlüklerden bilgimi kontrol etme ihtiyacını hissettim.
Redhouse İngilizce-Türkçe Sözlük "hack" karşılığı olarak şunu veriyor:
"s- adi yazılar yazan kalitesiz yazar. f- para için adi yazı yazmak."
Seslisozluk.com’da "hack"in Türkçesi şöyle: "Çok sayıda düşük kaliteli eser yazan yazar."
Aynı sitede İngilizce karşılık olarak da şu verilmiş: "One who compromises his artistic integrity for money."
Bunu da Türkçe’ye "para için sanatından taviz veren biri" diye çevirebiliriz.
Websters New World Dictionary’de ayrıca şöyle bir karşılık da var: "Bir politik parti için çalışan kişi."
Sabah’a TMSF döneminde alınan yazarlar ile ilgili bu yorumu okuyunca, isimleri gözümün önünden şöyle bir geçirdim.
Aralarında sevdiğim arkadaşlarım da var ve böyle "topyekûn" bir yargıyı hak etmediklerine de eminim.
Sabah Gazetesi demek ki dışarıdan böyle görünüyor.
Başbakan’ı memnun etmek için 1 milyar 100 milyon dolarlık borcun altına giren ve Başbakan sabah gazetesini okurken mutlu olsun diye bazı yazarları oraya dolduran Ahmet Çalık’a ciddi bir uyarı olmalı bu.
AKP medyası ’adam olmaz’
SÖZ AKP medyasından açıldı, bugün öyle bitirelim.Cuma günü İstanbul Ticaret Odası’nda, vergi rekortmenlerinin ödüllendirildiği bir toplantı yapıldı. Maliye Bakanı ile Sanayi ve Ticaret Bakanı da bu törene katıldılar ve birer konuşma yaptılar.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, yaptığı konuşmada "Bizden adam olmaz" gibi deyimlerin günlük yaşamımızdan çıkması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
"Bizden bal gibi adam olur. Bizden bal gibi Koç’lar olur, Aydın Doğan’lar olur."
O anda başka isimler de sayabilirdi elbette ama konuştuğu kürsünün tam karşısında o gün ödül verilen Mustafa Koç ile Aydın Doğan oturuyordu, onların isimlerini söyledi.
Bu sözleri Fethullah Hocacıların gazetesi Zaman’da şu hale getirilerek yayımlandı:
"Bizden bal gibi adam olur, Koç olur, Sabancı olur."
Sıradan bir haberdeki küçük bir detay bile belli ki gazetenin siyasi komiserlerinin gözünden kaçmamış ve bir kalem dokunuşu ile haber değiştirilmiş. Bu yaptıkları, çok önemli bir şeyi bize tekrar hatırlatıyor:
AKP medyası, tırnak içinde verilen sözleri bile çarpıtıp, değiştirmek konusunda muazzam bir reflekse sahip.
Söze gelince Müslümanlıktan dem vuruyorlar ama "en büyük günah" yalancılıktan bir türlü kurtulamıyorlar.