Zirve’den beklentiler

NATO Zirvesi öncesinde ABD Başkanı Bush ile Avrupa Birliği liderleri arasında İrlanda’da yapılan ABD-AB Zirvesi, İstanbul’da neler beklendiğini net biçimde ortaya koydu.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte, Sovyet yayılmasına karşı Avrupa’nın savunması amacıyla kurulmuş olan NATO, yeni çağın ihtiyaçlarına göre yeni bir kimlik kazanıyor. İstanbul Zirvesi, bu yeni kimliğin tanımlanması açısından önemli.

Ancak, yeni kimlik NATO’nun askeri ve siyasi görevlerini çeşitlendirmekle kalmıyor, üyelerden daha fazla katkı bekliyor.

Afganistan’daki deneyimin de gösterdiği gibi, örgütün terörizme karşı sadece askeri değil, siyasi bir mücadele misyonu da üstlenmesi, üye ülkelerin daha fazla asker ve sivil, daha fazla malzeme ve daha fazla maddi katkısını gerektiriyor.

Soğuk savaş sonrası, birçok üye ülkenin gerçekleştirdiği askeri reformların, ülke savunması çerçevesinde ve bu ihtiyaçlara göre yapıldığını anımsayacak olursak, NATO’nun ihtiyaçları nasıl karşılanacak, bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

NATO’nun beklentilerine yanıt vermek için herkes bir başkasından katkı bekliyor. Gözler en çok da yeni üyeler ile Türkiye’ye çevriliyor.

Geçen hafta Macaristan’da görüştüğüm uzmanlar, ‘Afganistan’da varız, Irak’ta varız, Bosna’da varız, Kosova’da varız, Kıbrıs’ta varız. Kendi koşullarımıza göre bu sorumluluk çok iddialı ve kamuoyumuz artık buna karşı çıkıyor’ diyorlardı.

* * *

ABD Başkanı Bush, beş yüz kişilik kalabalık bir heyetle önce İrlanda’ya ardından Türkiye’ye geldi. Bu heyette çok sayıda gizli servis ajanı var. Yüksek yetenekli silahlara sahipler, zırhlı araçlara işleyen silahlar, bomba etkisine dayanıklı araçlarla dolaşan ABD Başkanı’nın bu zirveden en büyük beklentisi, ülkesinin Irak savaşı öncesi başlayan yalnızlığını aşmak. Transatlantik ilişkilerin düzeldiği mesajını vermek.

Nitekim, İrlanda’da Emerald Island’da Avrupa Birliği liderleri ile gerçekleşen zirve sonrası yaptığı açıklamada Başkan Bush, ‘Hepimiz bir konuda anlaştık. Demokratik bir Irak, Barış içinde bir Irak ve toprak bütünlüğünü koruyan bir Irak hepimizin çıkarınadır’ sözleriyle, Avrupa ile ülkesi arasında Irak ile ilgili yeni bir uzlaşma döneminin açıldığını göstermek istedi.

Başkan ile birlikte İrlanda’dan Türkiye’ye gelen gazetecilere de, Avrupa semalarında kimliklerinin açıklanmaması kaydıyla bazı Amerikalı diplomatlar bu mesajı güçlendirecek açıklamalarda bulunmuşlar. Örneğin, Avrupa Liderleri zirvesinden çıkan sonucun, ‘Irak halkına güvenlik sağlamak için yardımcı olan uluslararası güce destek’ anlamı taşıdığı vurgulanmış diplomatlar tarafından.

Başkan Bush’un Zirve’den bir beklentisi de bu. Böylece, kendisini ABD’yi yalnızlaştırmakla suçlayan rakibi Demokrat aday Kerry’nin en etkili seçim silahını da elinden almış olacak.

Irak’a NATO’nun müdahalesi ise Washington’un, uzun zamandan beri beklentisi. Ancak Brüksel’de görüştüğümüz yetkililer, bu konudaki soruları, ‘Biz NATO’da Polonya ile birlikteyiz zaten’ diye yanıtladılar ve ancak Irak askerlerinin eğitilmesine katkıda bulunabileceklerini söylediler. O da Irak dışında, üçüncü bir ülkede.

Her şeye rağmen, Avrupa ile ABD arasındaki ilişkiler, bir yıl öncesine göre olumlu yönde gelişiyor. Her iki taraf da geçmişten ders çıkartarak pozisyonlarından birer adım geri atmış durumda.

İrlanda Zirvesi’nde belki Irak konusunda değil ama ABD-Avrupa ilişkilerini daha sağlam temellerde yakınlaştıracak olan girişimlere yeniden destek verildi. Avrupa ve ABD uydu sisteminin 2008’e kadar entegrasyonu, gümrüklerdeki işbirliği, hava yollarının güvenliği konusundaki işbirliği gibi, küçük ama sistemleri birbirlerine bağımlı kılarak bütünleştiren girişimler gibi.

* * *

BUGÜN İstanbul’da başlayan zirveyi daha çok yönüyle konuşacağız. Ama benim de bu zirveden bir beklentim var. Onu söylemek istiyorum.

Zirve nedeniyle, İstanbul’da ‘NATO vadisi’ olarak vaftiz edilen bölgedeki sokak çocukları ve tinerci gençler ‘gözden uzaklaştırıldı’. Benim talebim, zirveden sonra bu çocukların kendi kaderlerine terk edilmemeleri ve sahip çıkılarak topluma yeniden kazandırılmaları için gereken adımların atılması.
Yazarın Tüm Yazıları