Yok, biz mi kalacaktık Tek?

Ajda Pekkan'ın şahane vecizelerinden biriyle ifade edecek olursak: ‘‘Ekstrem tenakuzlar içindeyim!’’

İbrahim Tatlıses'in Tek Tek'i, üç gündür falan dilime pelesenk oldu. Sokakları, koridorları arşınlarken terennüm ettiğim parçayı duyan tanıdıklar, şöyle bir durup; ‘‘Aman Tanrı'm yorgun kulaklarım neler duyuyor?’’ ifadeleriyle bakıyorlar yüzüme.

Biliyorlar zira, Tatlıses hakkındaki düşüncelerimi... Adamın mentalitesiyle aramızda antagonist farklılıklar bulunduğu için, kendisine amip boyutlarında bile sempati beslememin mümkün olmadığını. Kendini önüne paspas niyetine seren, boynuna etol misali eklemlenen kadınları, Tatlıses'in elinden çekip alıp, bir araba dolusu da benim pataklamak istediğimi...

Zira kabul edersiniz ki, kendisine üç kuruşluk saygısı olan herhangi bir kadının Tatlıses'in adını andıktan sonra, gidip dişlerini falan fırçalaması farzdan sayılır.

Ah, ama kime kızacaksınız? Bunu yapan, adama bu irtifayı kazandıran da kadınlar değil mi neticede? İşbu sebepten, dilimden o nakaratı jiletle kazımak, en olmadı bir posta da kendimi sopalamak istiyorum.

Yerli Pavarotti'miz yine yapmış yapacağını... Ne yalan söyleyelim, Tek Tek, Tatlıses klasikleri arasına gireceği şimdiden mutlak görünen, güzel mi güzel bir şarkı.

Tabii, bünye magazin zehirlenmesine maruz kaldığı için, biz bunun klibini müstehzi de ne, eni konu alaycı bir sırıtkanlığa bürünmeden izlemeyi başaramıyoruz ama heyhat... O sözler, insanın zihninde Japon yapıştırıcısıyla ekleştirilmiş gibi yer ediyor mu, ediyor...

‘‘Tek tek, ağardı bak saçlarım tek tek / Tek tek, damlıyor gözyaşlarım tek tek / Tek tek; bıraktılar beni tek. / Tek tek, uçtu gönül kuşlarım tek tek / Tek tek, terk etti tüm dostlarım tek tek / Tek tek; bıraktılar beni tek.’’

Eh, be adamım; sen kalk, birlikte olduğun bir harem dolusu kadını önce aldat, üstüne bir de eşek sudan gelene kadar döv... Hani itham etmek gibi olmasın ama tesadüfün bu kadarı şüpheciliği aştığı için ortalıkta; ‘‘Tatlıses'le yatan topal kalkar’’ şeklinde sözler dolanmasına vesile olacak kriminal olaylar yaşansın; bütün hatunlar mafyozi saldırılar neticesinde topuğundan kurşunlansın... Programına habersiz bir şekilde katılmayan kadınları ağzın köpüre köpüre tehdit et... Havaalanlarında kafalarına pet şişe geçir... Yetmiyormuş gibi; ‘‘Su gibi gidip gelsin diye şaka yaptım’’ benzeri palavra bahanelere sığın... Kadınlar, senden kurtulmak için memleket sınırları dar gelince Almanyalar'a kaçsın. Sonra da otur, terk edildim edebiyatı döşen...

‘‘Tek tek, çaldım dost kapısını tek tek / Tek tek, tanıdım hepsini tek tek / Tek tek, bıraktılar beni tek.’’

Enteresan ‘‘dostluk ağları’’ sayesinde otel, lahmacun, taşımacılık zincirleri kurulsun... Bu arada Tatlıses Holding'in vergi borçları gırtlağa gelip dayansın... Ellere kelepçeler vurulsun, mahkemelere polis eskortu eşliğinde zorla getilirilene dek kanundan kaçılsın... Buna rağmen aşiretin mensupları tarafından Tanrı muamelesi görülsün... Sonra da nerde bizim dostlar edebiyatına yazılınsın...

Klipte, tek bavulla İstanbul'a gelip, dişiyle tırnağıyla çabalayarak bir imparatorluk yaratan, fakat neyi var neyi yoksa hain bir dost kazığı neticesinde ellere kaptıran, bütün kapılardan kovulan, yetmiyormuş gibi, en sonunda tek varlığı olan bavulunu da çaldıran, gariban bir Tatlıses resmediliyor. Mevzu, tren garında başlayıp, yine orada son buluyor. Tatlıses'te bir melül bakışlar ki, insanın gülmekten ağlayası geliyor...

Klibi tabii ki Tatlıses bizzat kendisi çekmiş. Bu arada gecce.com'da yer alan bir habere göre, yine aynı albümde bulunan Usta şarkısına Bodrum'da klip çekerken, yaşanan aksiliklerden dolayı yine bir işçisine tekme-tokat girmiş beyefendi... Yani takdir edersiniz ki, böyle bir ali kıran başkesen, öyle kolay kolay kimselere günahını koklatmaz. Yemedik yani...

‘‘Bir de yarimin-yavrumun hasreti yüreğime oldu ek / Şu bitmeyen dertlerimle tek başımayım ben tek.’’

Pişkinliğin klibini çekmek de Tatlıses'e nasip olacaktı elbet. Etrafımızda kim varsa, ana avrat ruhuna ve bedenine girişen biz miyiz abicim? Üç vurup bir sayanın şaşkın aritmetiği mi döşendi bu şarkıyı? Ayıptır sorması, ne bekliyordun; biz mi kalacaktık yani tek?
Yazarın Tüm Yazıları