Paylaş
- Bugün konumuz “Okul Sütü” programı. Ana sınıfı ve ilkokuldaki 6 milyon 330 bin 215 öğrenciye 10 Şubat’tan itibaren haftada 3 gün sağlıklı, ambalajlı, güvenli 200 mililitre süt dağıtılacak.
Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile birlikte yürüttükleri programa bu yıl 60 milyon lira harcadıklarını belirtti:
- Asıl hedefimiz çocuklarımızın temel besin olan sütü içmesini sağlamak. Süt içme alışkanlığını yaymak. 17.4 milyon tonluk toplam üretimin 60 bin tonunu öğrencilere dağıtmanın sektörün arz fazlasını eritmekle ilgili yoktur.
“Okul Sütü” programına destek sözü alıp, sorular üzerine kuru fasulyeye geçti:
- Bir ay önceki Dermason fasulyenin fiyatını bugünkü İspir fasulyenin fiyatıyla karşılaştırıp “aşırı yükselme” olduğunu iddia ediyorlar. Bunu ithalat lobisi yapıyor. İspir fasulyesi zaten çok özel bir türdür ve fiyatı yüksektir.
Bakanlığın asıl sorumluluğunun ürünlerin piyasada ihtiyacı karşılayacak düzeyde bulunup bulunmaması olduğunu vurguladı:
- Ülkemizin yıllık kuru fasulye üretimi 200 bin ton dolayında. 2013’te de 195 bin ton üretildi. 2011’den beri ithalat 27-28 bin ton düzeyinde seyrediyor. Büyük bölümü de Türkler’in üretim yaptırdığı Kırgızistan’dan geliyor. Üretim de, ithalat da düşmedi.
- Fiyatı neden yükseldi?
- Ben 26 Nisan 2010’dan beri 10’dan fazla marketten hergün perakende et fiyatlarını izlerim. Bakanlığımız ekipleri, fotoğraf çekip bana fiyatları gönderir. Kuru fasulye ve patateste de fiyatları yakından izledim. İki üründe de fiyatı yüksek göstermeye çalışan spekülatörler var.
Bakanlığın yetkisinin altını çizdi:
- Piyasada yeteri kadar kuru fasulye de var, patates de. Fiyatlarına müdahale etme yetkim yok. Kimi dükkan kirası, kimi hizmetinin kalitesi gerekçesiyle kuru fasulyenin, patatesin, etin veya birbaşka ürünün fiyatını yüksek tutuyor. Ancak, piyasada uygun seçenekler de var.
Aşırı fiyat oynamalarına odaklandığını kaydetti:
- Bir üründe aşırı fiyat oynaması görünce “piyasada darlık” sorunu olup olmadığını araştırırız. Öyle bir durum varsa, talebe yetecek ürünün piyasaya girmesi için gerekeni yaparız.
Kuru fasulyedeki sorun birilerinin önce Dermason’u, sonra İspir’i gösterip, “fiyatı uçtu” numarası çekmesiyse, anında çözüm bulunur.
Ya değilse?
TRT, enflasyon için patlıcanı gösterince Genel Müdürü aradım
MEHDİ Eker, kurufasulyede spekülatörlerin gazetecileri kullandığını savundu:
- Alıyor gazeteciyi yanına, fiyatın aşırı yükseldiği havasını yayıyor.
Meslektaşlarım anımsattı:
- Kuru fasulye fiyatının yükselmesine ilişkin ilk haberi Anadolu Ajansı, TZOB Başkanı’na (Şemsi Bayraktar) dayandırarak geçmişti.
Eker, bunun üzerine şu örneğe sarıldı:
- TRT, enflasyonun yükselişiyle ilgili haberlerinde kış ortasında patlıcan tezgahı gösteriyor. TRT Genel Müdürü’nü (İbrahim Şahin) aradım, “Kış ortasında fiyat artışına patlıcan, biber gerekçe gösterilir mi? Onla kışın serada yetişiyor, fiyatı yüksek oluyor, insaf” dedim.
Gazeteciler şimdi de spekülatif fiyat artışlarının faili mi sayılacak?
Kutuda ‘alerji’ yazıyor Bakan ‘hassasiyet’ diyor
MEHDİ Eker, “Okul Sütü” programıyla dar gelirli ailelerden dua aldıklarını vurguladı:
- İlk yıl sütten rahatsızlanan öğrencilerimiz oldu. O rahatsızlıklar zehirlenme şeklinde nitelenip, “Sütünüz batsın” başlıkları atıldı. Oysa zehirlenme söz konusu değildi.
- Alerji miydi?
- Ona “alerji” de denmez. Yaşanan “laktoz”, yani “süt şekeri” duyarlılığıdır. Geçici sindirim sistemi rahatsızlığı yaratır. Bu, düzenli süt içmeyen çocuklarda daha çok görülür. Süt içmeye devam edilince sorun aşılır.
- Bu durumu kısaca nasıl tanımlamak gerekir?
- Doğrusu “Süt hasassiyeti”dir.
Masaya konulan “Okul Sütü” kutularındaki “Uyarılar” bölümünde şu ibareyi gördük:
- Süte alerjisi olanlar öğretmenine haber vermelidir.
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun Çallı, hemen notunu aldı:
- Bu ibareyi düzelttirelim.
Paylaş