Yeter artık! başlarımızı kumdan çıkaralım...

SEVGİLİ okurlar hepinizin bayramını kutlar, mutluluklar dilerim.

Sizlerin bayramını geleceğe güven içinde umutla bakabildiğimiz bir ortamda kutlamak isterdim.

Ama olmadı.

İnanıyorum ki bu günler geçecek, Türkiye hakkı olan güzel, aydınlık günlere kavuşacaktır.

Türkiye bugün hak etmediği bir anlayış tarafından yönetiliyor.

Geçenlerde Prof. Besim Üstünel Hoca ile dertleşiyorduk.

Hoca yılların deneyimi ve birikimiyle ekonominin iyiye gitmediğini anlatıyordu.

Bu arada bir anısını aktardı.

Yıl 1955... Demokrat parti dönemi. Adnan Menderes Başbakan.

Menderes’in önüne Türkiye’de çalışan ünlü ekonomist Profesör Hollis Chenery’nin raporunu koymuşlar.

* * *

Prof.
Chenery raporunda çöküşün başladığını ve önlem alınmazsa büyük bir kriz yaşanacağını vurguluyor, çarpıcı değerlendirmeler yapıyor.

Menderes rapora şöyle bir göz atıp öfkeyle bağırıyor:

"Bu adamı derhal sınır ışı edin."

Prof. Chenery’nin raporundaki öngörüler yıllar içinde tek tek gerçekleşiyor ve Türkiye 1960’ta ihtilalle sonuçlanan ciddi bir ekonomik ve sosyal krize sürükleniyor.

Besim Hoca, "Bugün de durum aynı. Çöküş başladı. Akıllarını başlarına almazlarsa ekonomik kriz kaçınılmaz olur. Yüzde 46.6’ya güvenmesinler. Her şey tersine dönüverir" diyor.

* * *

Bütçe görüşmelerinin son günü CHP adına konuşan İlhan Kesici çok gerçekçi ama o oranda da çarpıcı bir konuşma yaptı.

AKP’liler başlarını kuma gömdükleri için İlhan Kesici’nin yaptığı şu gerçekçi saptamalardan hiçbirinden hoşlanmadılar:

"2002-2007 arasında Türkiye’nin ödediği faiz tam 184 milyar dolar.

Türkiye yüzde 17.21 ile dünyada verilen en yüksek faizi ödüyor.

Büyüme hızı düşüyor, enflasyon ise yükseliyor.

2002’de toplam borç 218 milyar dolarken bu oran 2007’de 436 milyar dolar oldu. Bu borcun tamamını bu iktidar yaptı.

Cari açık tehlike sınırını çoktan aştı. Dış ticaret açığı 65 milyar doları buldu.

Bu ekonomik açıdan sürdürülebilir bir durum değildir."

* * *

Şimdi AKP’nin desteğiyle İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı’na seçilen Murat Yalçıntaş’ın şu uyarısına kulak verelim:

"Eğer büyümedeki düşüş 2007’nin üçüncü çeyreğindeki gibi olursa 2008 için öngörülen büyüme hedefi tutturulamaz. 2008 zor bir yıl olacak."

AKP’nin atadığı Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın söyledikleri de hiç iç açıcı değil:

"Hem kur, hem faiz kontrol edilemez. Frene basma, pedala basma, gazı da serbest bırak. Peki, arabayı kim kontrol edecek?

Enflasyonda hedefi iki yıl üst üste tutturamadık. Vicdanımız rahat değil. Hedeften saptık. Gerekirse utancını da taşırız."

Başbakan’ın, bakanların Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın bu duygularını ve endişelerini paylaştığını hiç sanmıyorum.

Çünkü onlar yanıp tutuştukları Avrupa Birliği’ni bile bir kenara ittiler.

"Sosyal devlet"i "ulufeci devlet"e dönüştürdüler.

Çünkü onlar türban peşindeler, İslam şalını toplumun başına geçirme düşü içindeler.
Yazarın Tüm Yazıları