Paylaş
“Sevgili... hanım... Kızım sizi çok seviyor ve sizin gibi ünlü olmak istiyor. Aldığınız Chanel marka çantayı takmak, gittiğiniz pahalı kafelerde yemek yemek için sürekli bizden para istiyor.
Fakat biz memur bir aileyiz ve bu imkanları ona sağlamamız mümkün değil. Bu yüzden kızım sürekli mutsuz. Lütfen ona bir mesajla buralara gelmenin kolay olmadığını ve iyi bir eğitim gerektirdiğini yazabilir misiniz. Sevgiler...”
Kendisi cevap verdi mi vermedi mi bilmiyorum ama ben buradan bir cevap vermek isterim:
Öncelikle bu hayran olduğun kadın nasıl bu kadar ünlü oldu, neden bu kadar para kazanıyor, ben de anlamıyorum.
Dolayısıyla diyeceğim şu ki hayat maalesef adil değil.
Ama ben sana ünlülerin hayatından biraz bahsetmek isterim...
Birincisi halka karışmamak için metroyu ve metrobüsü kullanamazlar. Senin 10 dakikada gideceğin yere trafik yüzünden bir saatte anca giderler.
İkincisi ünlü görünceki coşkularını saklamak zorunda kalırlar. Oysa ki içleri çağlıyordur...
Twitter’da kimseyi gömemezler.
En fazla yazabilecekleri, eş dostun yeni başlayan projelerine hayırlı olsun demek.
Pazardan 5 liraya alabilecekleri iç çamaşırına bin lirayı vermek zorunda kalırlar. Bir gören olur filan...
Zaten zengin oldukları için düğünde altın filan takılmaz bunlara... Gece eve gidip çeyrek altınları bir yana, tam altınları bir yana ayırma, kim ne takmış diye gıybetin dibine vurma keyfinden mahrum kalıyorlar. Tek evlenme nedenim olabilir...
Ve en önemlisi ileride kendilerini internette “bir zamanlar ünlüydüler” fotoğraf galerisinde görmemek için sürekli ünlü kalmak zorundalar.
Ama sen hâlâ “ille de ünlü olcam, ille de zengin olcam” diyorsan... Çooooook çalışırsan, en önemlisi yaptığın işte bir fark yaratırsan, başaramayacağın şey yok. KİB by...
¡¡¡
Bu konuyla ilgili izlediğim en iyi film Woddy Allen’ın “Blue Jasmin”i... Şiddetle tavsiye ediyorum. Saygılar...
Paylaş