HER ay kira öder gibi ev sahibi olma sistemini getirmesi umulan mortgage yasası üç yıldır gündemimizde. Ancak yasa bir türlü çıkmıyor.
Ankara’dan gelen bilgiler, sorunun "tüketicinin korunması" etrafında düğümlendiği yönünde. Tüm gelişmiş ülkelerde mortgage için ödenen kredinin faizi, gelir vergisinden düşülüyor. Amaç, bireysel birikimlerin konuta kayması. Bizde bu teşvik atlanmış. Ayrıca konut kredisinin fonlamasını sağlayan bonolara da yüzde 15 stopaj uygulanması, ek maliyet getiriyor.
Bu kadarla kalmıyor. Türkiye riskli ülke. Mortgage’tan yararlananlar ani bir krizde işsiz kaldıklarında ne olur? Türk banka sistemi büyük risk altına girer. Mortgage’ın ekonomiye olan yararları saymakla bitmez; ama işin tüm cephelerini düşünmek gerekiyor. ABD 1929’dan sonra, mortgage sistemindeki aksaklıklar yüzünden ikisi büyük, ikisi küçük dört ekonomik sarsıntı geçirmiş. Kriz ortamlarında işlerini kaybeden insanların taksitleri ödeyememeleri, iflasına ihtimal verilmeyecek şirketleri bile batırmış.
* * *
Babası emekli memur, eşi çalışan, üniversite mezunu ve yabancı dil bilen genç bir dostum, gazeteleri dolduran ev ilanlarını önüme koyup bana şu soruyu sordu:
"Her ay evimize 2 bin YTL para giriyor ve ne zaman gazeteyi açsam karşıma ’Ev Alma Rehberi’ türü yazılar çıkıyor. Evler şöyle konforlu, taksitler şu kadar uzun... Kara kara düşünüyorum yine de. Ev kiram 600 YTL. Buna yakıt, aidat vs ekleyin... İşe öyle çapulcu kıyafetiyle gelinmez, üst baş taksitleri 50 YTL..."
Eh bu arkadaşlar hafta sonu eve tıkılacak değiller, ayda iki kez çıksalar, iki kişi 200 YTL de o ediyor. Yiyecek içecek, yol masrafı vs. derken babadan ona kalan tek şey güler yüz olan genç dostumun canı sıkılıyor.
Üstelik bazı uzmanlara göre mortgage sisteminde evin değerinin yüzde 25’i peşin ödenecek. Genç arkadaşımın beğendiği evin fiyatı 100 bin YTL. Ödenmesi gereken peşinat 25 bin YTL. Hadiborç harç buldu bu parayı diyelim. Geriye kalan 75 bin YTL’nin 20 yıl, yani 240 ay boyunca taksitleri 900 YTL civarında. Çok sıkarsa kemeri belki olur; ama herkes onun kadar şanslı mı?
* * *
Asgari ücretin 380 YTL olduğu güzel ülkemizde her sayfadan evler fışkırıyor. Fiyatlar 400-500 bin YTL. Bu evleri asgari ücretli alamaz, genç arkadaşım da daha uzun bir süre alamaz. O halde kim alır?
Yoksa benim genç arkadaşımın temsil ettiği kitle mi azınlıkta? Mortgage gelince genç arkadaşım gibileri ev alabilecek mi sahiden, yoksa bu da mı bir "dezenformasyon", yani insanları bilgiyle yanıltma süreci? Kitleler hayal kursun diye mi bütün bunlar?
İstanbul’un her iki yakasında da gökdelenler hızla yükseliyor. Her aileye iki anahtar bitti, şimdi de ailenin her ferdine iki anahtar devrine mi girdik? Bu kadar büyüdü mü bu ülke? Topladıkları kiralarla geçinen rantiye nesiller mi yetiştiriyoruz yoksa?