Panter başörtüsü

ÖNÜMDE panter başörtülü bir genç kadın oturuyordu. Onu sadece arkadan gördüm. Sanırım bir meslektaşımızdı; Kadın Girişimciler Derneği’nin toplantısında Avrupa Parlamentosu üyesi Karin Riis Jorgensen’i dinleyip haber yapmaya gelmişti.

Panter hayli iddialı bir desen. Bu desen cinsellik çağrıştıran kışkırtıcı bir algıyla zihinlere yerleşmiş durumda. Bazı kentli erkeklerin buna "avcı" deseni dediklerini bile duydum. Elbette ki kadınlar bu erkeksi algıların esiri olmak zorunda değil, ama aldırmayıp panter desenli giysi taşımak yine de cesaret ister.

Sorum şu: Panter başörtülü genç kadın "muhafazakár" olabilir mi? Yoksa o "modern" midir?

* * *

Burberry ile başlandı, panter desenine geçildi. Sosyologlar türbandaki değişimi iyi yorumlarlarsa değişimin ipuçları hakkında fikir sahibi olabilirler. Şehirli türbanlılar durduk yerde neden önce en bilinen ekose desenini kullanan İngiliz Burberry markasını seçtiler?

Ekose her şeyiyle Batılı bir desen. Kökü İskoçya’dan geliyor. Gel de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Türk ruhu üzerinde düşünürken sarf ettiği "Asıl tarihi mukadderimiz bizim Garb’e iltihakımızdır" sözünü hatırlama! Dallı güllü etnik vurgulu eşarplar atılıp yerini ekose aldıysa, bunun altındaki "Köylü değil kentliyim ve modernleşmek istiyorum" mesajını okumak gerekirdi.

Ve işte şimdi de panter, ekosenin yerini alıyor. Bunu da doğru tercüme etmek gerek.

Buradan hemen KONDA’nın çok önemli bulduğum "Biz Kimiz 2008" araştırmasının sonuçlarına geçmek istiyorum, zira panter başörtüsü üzerinde de düşünmeme yol açtı. Bu araştırma, Türkleri 9 gruba ayırmış. En çarpıcı tarafı Türkiye’de tümüyle laiklik ekseni altına düşen hiçbir grubun olmaması. Araştırmanın babası Tarhan Erdem’e sordum: "Bu tabloya bakarak Türk toplumu sekülerleşmiştir" diyebilir miyiz? Dikkat ettinizse laikleşmiş midir diye sormadım, çünkü sosyolojik olarak tam aynı şey değil.

"Hayır diyemeyiz, ama sekülerleşme yolunda hızla ilerlemektedir" yanıtını aldım.

Eğer öyleyse, ki bunun sağlaması için birkaç yıl sonra aynı araştırmanın tekrarlanmasını beklemek zorundayız, sevinilecek bir tespittir.

Türkiye zenginleştikçe modernleşme de hız kazanacak. Daha önce de yazdım, tekrarlıyorum. Kişi başına milli gelir ortalaması yılda 15 bin doları aştığında farklı bir düzlemde olacağız. Ancak bu değişim, muhafazakárlık yok olacak anlamına gelmeyecek. Kabul edelim ki her yerde olduğu gibi bizde de modernite içinde muhafazakárlık da var. Belki de o gün geldiğinde, kafasına panter desenli toka bile takmaya çekinen bu satırların yazarı, şimdi bulunduğu varsayılan endişeli modernler kümesinden mazbut modernler kümesine geçmiş olacak. Hatta belki daha şimdiden oradadır.

THY kazası için not: THY’yi Amsterdam kazası ardından yaptığı mükemmel kriz yönetimi için kutlamak gerek. İletişimciler, örnek kriz yönetimi vakası olarak bu konudaki haberleri kesip saklamalılar. Aksaklıklar Hollanda’dan gelen eksik bilgilerden kaynaklandı. Bunu önlemenin yolu, THY’nin bundan sonra uluslararası ilişkilere daha fazla önem vermesi.
Yazarın Tüm Yazıları