AKMESCİT’te, Bahçesaray’da, Akyar’da güllerin açtığı mevsim. 18 Mayıs 1944’ü 19’una bağlayan gecenin yarısında 200 bin kişi yük trenlerine dolduruluyor. Apansızın uykularından uyandırılıp sürgüne gönderilen Kırım Tatarlarından sadece biriydi Mustafa adlı küçük bebek.
Gül parfümü çok gerilerde kalıyor.
Özbekistan’ın Andican kentinde devam etti hayat. Ama sıra üniversiteye geldiğinde Sovyetler’e düşman bir ırktan olduğu gerekçesiyle üniversiteye sokulmadı genç Mustafa.
Aralıklarla toplam 18 yıl en ağır koşullarda zindan, Sibirya’da sürgün, 303 gün süren açlık grevi... Ünlü Sovyet fizikçisi Andrey Saharov ve General Piyotr Grigorenko gibi önemli Sovyet aydınlarıyla dayanışma... 1968’de Çekoslovakya’nın Kızıl Ordu tarafından işgalini protesto... Kırım’da Türk Medeniyeti yazısı nedeniyle sonradan zar zor yazıldığı Taşkent Üniversitesi’nden atılma...
Mustafa Cemilev hiçbir zaman silaha başvurmadı.
Ve sonunda büyük demokrasi ve insan hakları mücadelesinde galip geldi.
* * *
Bugün Ukrayna’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Kırım’da Tatar Milli Meclisi Başkanı olan Mustafa Cemilev, iki gün önce sona eren Dünya Demokrasi Kongresi’nin bitiminde Demokrasi Cesaret Ödülü’nü alırken 124 ülkeden İstanbul’a gelen 500 demokrasi eylemcisi tarafından ayakta alkışlandı.
Cemilev, İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koruması altında dolaştı.
Cemilev’in ödül töreni sırasında mükemmel bir Türkçe ile yaptığı konuşmasında bağımsızlık için silaha başvuranlara gönderme vardı. "Masum bir tek insanın bile canını acıtmışsanız, bağımsız kalsanız bile o bağımsızlık mücadelesi hiçbir zaman zaferle sonuçlanmış sayılamaz" dedi.
"Her yol mübah" anlayışının hákim olduğu bir dünyaya ne müthiş bir ders.
* * *
Türkiye’de kimi araştırmalara göre yaklaşık 2 milyon Kırım göçmeni yaşıyor. Anadolu’da yüzlerce Tatar köyü var. O nedenle Mustafa Cemilev bizim de kahramanımız sayılır. Dünyada onun gibi lider çok az. Tatar Milli Meclis Başkanı, yüksek bir "etik zeká" sahibi.
Duygusal zekánın ardından ortaya atılan "etik zeká", yeni bir kavram, aynı başlığı taşıyan kitap Türkçe’de de yayınlandı. Kitapta liderlik başarısı ile sahip olunan etik zeká arasında bağ kuruluyor. Etik zeká sahibi bir lider, mücadelesini Mustafa Cemilev gibi ruhunu satmadan yapıyor. Silaha dokunmuyor. Onun nezdinde amaç ne kadar ulvi olursa olsun, hiçbir zaman araçları haklı kılmıyor.
Mustafa Cemilev,"Kırım’da ayrımcılığın önünü kesmek için elimizden geleni yaptığımız için bize teşekkür edilmeli" diyor.
Ve sonunda Dünya Demokrasi Ödülü’nü eli silahlı teröristler değil Mustafa Cemiloğlu kazanıyor. Dünya onu ayakta alkışlıyor.