Paylaş
Bugün, Suriyeli sığınmacılar nedeniyle yaşanılan tartışmaları demografik olarak doğabilecek potansiyel durum ve entegrasyonun yetersizliği haricinde ‘siyasi polemik’ sınıfına sokabiliriz.
Zira bu toprakların ‘zor duruma düşen, düşürülen insanlığa’ tarih boyunca kucak açtığı aşikârdır. Daha önce ifade ettiğimizi tekrarlayalım:
“Türkler, ayrıca ellerinde tutup egemen oldukları topraklarda soyuna sopuna, dinine inancına bakmadan engizisyondan kaçan Seferad Yahudilerine, Rus mezaliminden kaçan Çerkes ve Kafkas halklarına, Saddam’ın kimyasal bombasından kurtulan Kürtler’e ve birçoğuna sorgusuz sualsiz kucağını açmış yüce bir millettir.”
‘Yahudi milleti’ bir çok defa Osmanlı topraklarına sığınmak zorunda kalmıştır, her defasında kabul’ ile karşılaşmıştır. Örneğin 1376’da Macaristan’dan, 1394’te Fransa’dan, 15. yüzyılın başında Sicilya’dan,1420’de Venedik’ten ve 1470’te Bavyera’dan kovulan veya kaçan Yahudiler gibi...
Diğer yandan Rıfat Bali adlı yazar aksini ifade etse dahi Türk Dışişleri’nin (kısmen) övündüğü önemli faaliyetlerinden biri 2. Dünya Savaşı yıllarında bazı konsolosluk veya elçilik görevlilerinin Türkiye Cumhuriyeti kimliği vererek Avrupalı Yahudileri kurtarmasıdır. Bu kişilerden önde gelenler Necdet Kent (oğlu daha sonra küresel Coca Cola başkanı olan Muhtar Kent), Behiç Erkin, Selahattin Ülkümen ve Namık Kemal Yolga’dır.
Bu kurtarmalardan bazılarında bölgesel olarak da olsa ‘demografik değişimler‘ yaşanmış, Türkiye’de İstanbul, İzmir, Edirne ve (Selanik’te) bazı yerler ‘Yahudi mahallesi’ olarak tarihte yer almıştır. İstanbul’da Balat, İzmir’de Kemeraltı buna örnektir.
Bir de İsmet İnönü döneminde Romanya’dan Struma vapuru ile kaçan yaklaşık 800 Yahudi yolcunun Almanlarca katledilmesine ‘izin veren’ bir anlayış vardır. Gerçi, ‘özel’ ve ‘güçlü’ o dönemde de ‘işini görebilmiştir’. Vehbi Koç’un araya girmesi ile İçişleri Bakanı Faik Öztrak ve İstanbul Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil’in destekleriyle Standart Oil Romanya Müdürü Martin Segal vapurdan indirilmiştir.
Burada sayılanların hiçbiri Recep Tayyip Erdoğan döneminde gerçekleşmemiştir.
Recep Tayyip Erdoğan ‘dünya lideridir’, çünkü döneminde Türkiye ırk, din, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin ihtiyaç duyulan yerlere, süratle ve imkânların elverdiği ölçüde insani yardım ulaştırmaya gayret etmiştir ve etmektedir.
Dışişleri listelemiştir: Türkiye, 2021 yılında gayrısafi milli gelirinin yüzde 0.86’sını insani yardım için ayırarak 2015’ten beri sahip olduğu “dünyanın en cömert ülkesi” konumunu sürdürmüştür
Ülkemizin yakın geçmişte yaptığı insani yardım faaliyetleri arasında 2004 sonunda meydana gelen Güneydoğu Asya depremi, 2005’teki Pakistan depremi, 2006’da Lübnan’da yaşanan insani kriz, 2008 yılının sonunda patlak veren Gazze krizi, 2010 yılında meydana gelen Haiti ve Şili depremleri ile Pakistan’da yaşanan sel felaketi, 2011 yılında meydana gelen Japonya depremi, 2013 yılında Filipinler’de meydana gelen tayfun, 2014 yılında Balkanlar’da meydana gelen sel felaketi ve Gazze’ye yönelik saldırı, 2015’de Nepal depremi ile Irak’taki çatışma kaynaklı insani kriz, 2015 ve 2016’da Yemen ve Libya’daki insani kriz ile 2016’da Makedonya’daki sel felaketi sonrasında gerçekleştirilen yardım operasyonları önemli yer tutmaktadır. 2017 yılında Kolombiya ve Gürcistan’da, 2018 yılında Vietnam, Laos ve Endonezya’da, 2019 yılında Mozambik, Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Bosna-Hersek, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Etiyopya, Filistin, Gambiya, Güney Sudan, Gürcistan, Irak, İran, Kamerun, Kolombiya, Komorlar, KKTC, Lübnan, Moğolistan, Myanmar, Namibya, Nijer, OAC, Özbekistan, Pakistan, Somali, Sudan, Ürdün ve Yemen’de, 2020 yılında Afganistan, Arnavutluk, Bangladeş, Çad, Cibuti, Etiyopya, Filipinler, Filistin, Fiji, Güney Sudan, Kamboçya, KKTC, Kuzey Makedonya, Myanmar, Nijer, Özbekistan, Pakistan, Romanya, Somali, Tanzanya, Tunus, Ukrayna, Ürdün ve Yemen’de, 2021 yılında Bosna-Hersek, Fiji, Guatemala, Güney Sudan, Haiti, Hırvatistan, Honduras, Moğolistan, Mozambik, Panama, Saint Vincent ve Grenadinler, Tacikistan’da, 2022 yılında Afganistan, Brezilya, Irak, Madagaskar ve Pakistan’da meydana gelen sel felaketi, orman yangını, deprem, kasırga, yanardağ patlaması gibi doğal afetler nedeniyle nakdi ve ayni yardımlar gerçekleştirilmiştir.
Şimdi yine aklıevveller, “Bizim ihtiyacımız varken başkasına ne yardım ediyoruz?” diyeceklerdir!
İşte o aradaki bakış farkı ‘insanlıktır’ ve dünya ‘insan‘ olana ‘lider’ gözüyle bakabilmektedir.
Paylaş