En Batılı padişah ve DNA sorunu

TOPKAPI Sarayı’nda "III. Selim Sergisi" açıldı. III. Selim, Osmanlı tarihinin en Avrupalı lideri. Avrupa’yı sarsan 1789 Fransız İhtilali’nin eşiğinde tahta çıktı.

Sergiyi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kültür A.Ş. düzenlemiş. Yenileşme hareketlerinin öncüsü sayılan Osmanlı’nın bu reformcu padişahının, Kabakçı Mustafa İsyanı diye tarihe geçen olayla, yani o zamanın mahalle baskısıyla tahtından olduğunu hatırlatmak gerek. Türk ordusunun temelini oluşturan Nizam-ı Cedid’in kurucusu, yeniliklere tahammülü olmayanlar tarafından yerinden edilmişti, şairdi, müzisyendi, mimardı. Kendisini idama gelen yeniçerilerle boğuşarak öldü.

Avrupa ile kültürel paylaşımımız en üst seviyede padişahlardan geçmiş. Ayrıca İstanbul’un Batı ile bütünleşen bir tarihi var. 500 yıl Avrupa’da olan bir imparatorluğun başkenti olmanın ötesinde, burası Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini de üstlenmiş, hatta bu nedenle şehre İkinci Roma da deniyor.

Bugün Batı’da pek hevesle hatırlanmasa da, Avrupa başkenti Brüksel ile İstanbul arasında da çok eski bir bağ var. Brüksel’in başkent olduğu Belçika topraklarının bir bölümünün hákimi olan Flandre Kontu Baudoin IV. Haçlı seferleri sırasında İstanbul’da tam yüz yıl süren bir Latin İmparatorluğu kurmuş.

Buradan çıkarak diyebiliriz ki, Avrupa kültürü bu şehrin DNA’sında vardır...

* * *

DNA’ya kültürel olarak yaklaştım, ama mademki günümüzde ilkel bir biçimde etnik köken tartışması yapıyoruz, şunu da söylemek gerekir: Tıpkı İstanbul gibi Türkiye’nin her yerinin ayrı bir öyküsü var. Bunun ne kadar büyük bir zenginlik olduğunun farkında olmamak ne acı bir durum.

Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki İzmir milletvekili Canan Arıtman da dahil olmak üzere hiç kimse yedi sülalesinin geçmişte o ya da bu olduğundan emin olamaz, kaldı ki Batı’daki gibi kilise kayıtlarımız da yok.

DNA testi yaptırmak istiyorum, ne olduğumu ispat için değil, acaba neler de varmış diye keşfetmek için, meraktan. Diyelim ki ailesinin Kırım’dan Rumeli’ye göçtüğünü bildiğim anneannemin tarafından Slav kanı taşıdığım ortaya çıkacak. Bu benim bağlı olduğum Türk kimliğimi mi azaltacak?

Asıl uğraşmamız gereken bugünkü "kültürel DNA"mızın aldığı şekil. Avrupa Birliği projesi, kültürel DNA’mızı etkileyen faktörlerden biri. Avrupa’da yaşayan Türklerden de buraya son dönemlerde farklı mesajlar geliyor. Örneğin Alman bölge liginde oynayan Berlin Türkiyemspor, genel kurulunda 8 kişilik yönetim kadrosuna 3 kadın yönetici seçti. Bu bizim erkek yöneticiler ordumuza dolaylı ama güçlü bir mesaj olarak kültürel algımızda kayda geçiyor.

Bir de küçük hatırlatma. Başbakanımızın 19 Ocak’ta ziyaret edeceği Avrupa Birliği’nde liderler kimlik tanımı dini aidiyet üzerinden yapılmaz. Avrupa parası, Avrupa pasaportu derken henüz başarılı olamadılarsa da ulvi amaç herkese ben Avrupalıyım da dedirtebilmek. Sayın Cumhurbaşkanımız "Müslüman Türküm" dediği için bunu hatırlatmak istedim.

Bugünlerde III. Selim’in sergisinin açılması hoş bir tesadüf oldu.
Yazarın Tüm Yazıları