WASHINGTON İNSAN kültürel köklerinden kopamıyor: Sabaha karşı alarm zilleriyle uyanıp yatağından fırlamış yarı giyinik insanlarla kaldığım otelin bahçesinde bekleşmek, bende sahura kalkmış duygusu uyandırmazdı yoksa...
Bir yanda yangın araçları, bir yanda ellerinde tarama aletleri otelin çevresini dolaşanlar... Herkes pek sakin, sanki ertesi gün oruç tutacak olmanın huzuru içindeler.
Ben de öyleyim, çünkü bu alarmı odasında sigara içen bir konuğun çaldırdığından neredeyse eminim. Bu insanların bir kısmı dünyanın önde gelen şirketlerinin başı, bir kısmı eski ve yeni bakan vb... Kadınların çoğu bornozlu, erkekler şortlu, herkes eşit, kimse kimsenin kim olduğunu (henüz) bilmiyor. Sonunda odalarımıza geri gönderiliyoruz, yangının nedeni o gün öğleden sonra Washington’da kopan fırtınanın otelin hassas alarm aletlerini bozmuş olması.
Alarmın ertesi günü bu otelde ünlü Bilderberg toplantıları yapılacak.
* * *
Bilderberg toplantılarına bir Avrupa-Amerika forumu olarak bakmak mümkün. Bu toplantıların ilki 54 yıl önce Hollanda’da Bilderberg adlı bir otelde yapıldığında, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Batı dünyasının ortak sorunlarına karşı birlikte çalışmak amaçlanmış. Soğuk savaş bitti, ama ortak meseleler azalmadı. Bilderberg yaklaşımında Amerika ve Avrupa pek çok soruna hálá birlikte yanıt aramak durumundalar.
Toplantılara bu yıl yaklaşık 140 kişi katılıyor. Bunların üçte biri devlet ve siyaset dünyasından, üçte ikisi finans, endüstri, çalışma, eğitim ve iletişim çevrelerinden. Katılımcıların üçte ikisi Avrupa’dan, kalanı Kuzey Amerika’dan.
Türkiye’den de Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ferit Şahenk, Mustafa Koç, CHP Milletvekili Faik Öztrak ve ben varız. Toplantılar herkesin rahatça içini dökebilmesi için kapalı oturum şeklinde düzenleniyor. Basın bildirisinde katılımcıların seçilme ölçütü deneyim, bilgi ve duruş (standing) olarak belirtilmiş.
Bu yıl ele alınacak konuların başında "nükleerden arındırılmış bir dünya" geliyor. "Siber terörizm" ikinci önemli başlık. Bunları "Afrika", "Rusya", "finans", "korunmacılık", "ABD-Avrupa Birliği ilişkileri", "Afganistan", "Pakistan", "İran" ve "Avrupa’da İslam" konuları izliyor.
Yöntem olarak her bir konu, konuyu iyi bilen bir moderatör ve iki konuşmacı ile irdeleniyor. Diğer tüm katılımcıların en fazla üçer dakikalık soru/yorum yapmaları teşvik ediliyor.
Toplantılar "off the record" yani yazılmamak ilkesiyle yapıldığından eleştiri alıyor, ama bazen düşüncelerin özgürce ifade edildiği ortamların yararı da bir başka gerçek. Basın toplantısı da yapılmıyor.
* * *
Washington’a indiğimde Obama’nın başkan adaylığı kesinleşmişti. Amerika yeni yüz istiyor. Bush’lardan, Clinton’lardan bıkkınlık gelmiş. Enflasyon tehlikesi yüzünden doların yükseliş işaretleri de gelmeye başlamış. Amerika biraz da abartarak terörden çok korkuyor.
Aslında alarm zilleri pek çok yerde çalıyor. Bir genel dertler var; iklim değişikliği, nükleer silahlar, siber terörizm, finansal depremler gibi, bir de her ülkenin kendine özgü olanları... Ama işte herkeste bir sahura kalkmışlık edası...