Paylaş
“Anne memleketin Gostivar’dan resim getirdim, Topkapı Sarayı’na gel de bak” dedi... Bölünmüş ruhum o sırada Halep Türkmeni olan Gaziantepli babaannemin tarafındaydı, zira Suriye sınırında Vize Muafiyeti Anlaşması imza törenine henüz katılmıştım.
Ortadoğu açılımlarını destekleyen Ortaylı, konu Suriye ile vize muafiyetine gelince “O iş yaş, AB’ye gireceğiz diye yeniden koymasalar” deyip devam etti: “Ama zaten bu kadar hırlı yeri AB’ye almazlar...”
Türkiye’nin 1295 kilometrelik problemli güney sınırı güvenli bölge olmadan içeride Kürtlerle olan “hırı” bitirmek mümkün değil. Dolayısıyla AB işi de buna bağlı.
Suriye ile vizenin kalkmasının AB üzerindeki etkisini Halep’teki basın toplantısında Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na sordum ama net bir yanıt alamadım. Bakan, Türkiye’nin komşularıyla yeni ilişkileri sayesinde AB nezdinde daha güçlü hale geleceğini tekrarladı.
* * *
Vizenin kalkması Gaziantep-Halep ekseninde bölgeyi cazibe merkezi haline getirmeye yarayacaksa elimizi hızlı tutalım. Diyelim ki Yunanistan’ın iyimser Dışişleri Bakanı Papandreu’nun dileği tutar da Türkiye 2015’te AB’ye tam üye olursa bu sınırda tekrar vize uygulamasına başlamak zorunda kalırız.
İktisadi Kalkınma Vakfı’nın Başkanı Prof. Haluk Kabaalioğlu da hatırlattı: “Türkiye AB’ye üye olursa Schengen’i aynen uygulamak zorunda kalır. AB kime vize uyguluyorsa biz de aynısını yapacağız...”
Tabii bu arada yarın öbür gün Suriye’den yola çıkıp salkım saçak Yunan kıyılarına çıkarma yapan mülteciler olursa, AB’den “Sınırlarına hâkim ol” uyarısı da gelebilir. Ukrayna ve Beyaz Rusya’dan geçişleri önlesin diye AB Polonya’ya milyonlarca Euro yardım yaptı. Polonya sınırı güçlendirildi.
* * *
AB İlerleme Raporu arifesinde hızlanan resmi Brüksel ziyaretlerine rağmen toplumda AB’yi giderek daha az ciddiye alma hali artıyor. Halep seyahatinde rastladığım YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a Hukuk Fakülteleri’nde AB kürsülerini neden kaldırdıklarını sorduğumda aldığım yanıt da bunu teyit eder doğrultudaydı. YÖK Başkanı önce dünyanın hiçbir yerinde AB hukukunun ana bilim dalı olmadığını söyledi, sonra da “Zaten bu hukukçuları yetiştirsek ve sonra da AB kalmazsa bu insanlar ne iş yapacak” diye endişesini dile getirdi.
Bunu da Prof. Kabaalioğlu’na sordum. “AB kürsüsü olmaz olur mu, dolu var. AB hukuku öğretsinler diye destek alanlar var ki bunlara Jean Monnet hocası denir, sayıları 950” dedi. Prof. Kabaalioğlu, ticaret ve sanayii etkileyen kanunların yüzde 80’inin Brüksel kaynaklı olduğunu hatırlattı. AB hukuku artık kendi içinde de branşlara ayrılan apayrı bir alan.
* * *
Paylaş