Spiritüel alemin akıllı insanlarından Hasan Sonsuz Çeliktaş, yeni kurduğu internet sitesiyle ruhumuza dokunan, hayatımızı sorgulatan filmleri tanıtıyor. Tıklayınız efendim...
Bu arada spiritüel film demişken, Türkçe çevirisiyle orijinal The Secret (Sır) DVD’sinin ekim sonunda D&R’larda olacağının haberini vereyim.
ava sonbahara döndükçe sinema daha da çekici olur benim için. Şu sıra sevgili Hasan Sonsuz Çeliktaş sayesinde tam da Çekirge’ye yaraşır filmlerle tanışıyorum! Temelde spiritüel içeriğe sahip bu filmlerden hepimizi haberdar etmek isteyen Sonsuz, bir web sitesi hazırlayarak şahane bir iş yapmış. Daha geniş bilgi için Sonsuz’a yazın, diyebilirim: film@sinematin.com
İşte Sonsuz’dan 10 favori filmi
"Dünyanın ilk, tamamıyla spiritüel filmlere ayrılmış veritabanı olan bu siteyi hazırladım. Kendi izlediğim ve çeşitli forumlarda konuşulanlardan derlediğim 75 farklı film şu anda sizleri bekliyor. Bu sitede filmlerle ilgili bilgilere ulaşabilir, fragmanlarını izleyebilir, benim filmlerle ilgili notumu ve düşüncelerimi okuyabilir, kendiniz not verebilir ve yorum yazabilirsiniz.
1) Un Buddha: Bu filmi çokça duyduğunuza eminim. Arjantin yapımı enfes bir film. Anne babaları öldürülen iki kardeşten biri üniversite profesörü olurken, diğeri kendini meditasyona adıyor ve ikisinin yolu bir Zen tapınağında buluşuyor.
2) Martı: Evet, evet bildiğiniz Martı bu. Richard Bach’ın muhteşem kitabı Martı’nın filmi. 1973 yapımı olması, filmin güzelliğine gölge düşürmüyor. Bilakis o zamana göre düşünüldüğünde olabilecek en güzel şekilde çekilmiş ve Neil Diamond’ın enfes müziği de eklenince ortaya harika bir eser çıkmış.
3) Indigo: Evet, evet bu da bildiğiniz Indigo... Ruhsal özellikleri çok güçlü bir indigo çocuğun hikayesi bu. Hem de başrollerin birinde "Tanrı ile Sohbet"in yazarı Neale Donald Walsh oynuyor.
4) One: The Movie: Geçtiğimiz Mayıs ayında izlemiştim ve bu adamlar yapabiliyorsa, ben neden yapamayım düşüncesini verdi bana. Şöyle ki film çekimiyle alakası olmayan bir adam bir sabah gözlerini açıyor ve diyor ki "Benim hayatın anlamı üzerine bir film yapmam lazım." Sonra şekilleniyor bu konu, iki kişi de katılıyor kendisine ve üçü birlikte bir olmak üzerine bir film çekmeye başlıyorlar. Fakat üçünün de film yapımcılığıyla hiç alakası yok. Zaman içinde dünyanın en önemli spirituel figürlerine ulaşmaya başlıyorlar.
5) Cennette Karşılaşacağınız Beş Kişi: Bu romanın da filmini yapmışlar evet. Bilmeyenler için hatırlatayım, dünyada fırtınalar estirmiş, Türkiye’de de Altın Yayınları’ndan çıkmış spiritüel bir romanın filmi bu. Bir kaza nedeniyle ölüp öte tarafta hayatını etkileyen 5 kişiyle buluşan bir adamın hikayesi.
6) As it is in Heaven: Film değil bu şiir, şiir! Zaten Oscar’a aday olmuş ve İsveç tarihinin en çok izlenen filmi durumunda. Oscar alamadığına yazık. Doğduğu köye dönen dünyaca ünlü bir koro şefinin köyde yaşadıklarının hikayesi. Köyün korosunun başına geçiyor ve bundan itibaren insanın başkaldırısına, ama bir yandan da egosuna dair harika bir öykü izliyoruz.
7) Prenses ve Savaşçı (Der Krieger und Die Kaiserin): Bodo adlı bir adam, Sissi adlı bir kadının hayatını kurtarır. Sissi, akıl hastanesinde çalışan bir hemşiredir ve zamanı geriye döndürme yeteneğine sahiptir. Almanlar’dan alışılmadık bir eş ruh öyküsü. Yönetmeni "Parfum" ve "Koş Lola Koş"un yönetmeni Tom Tykwer.
8) Travellers&Magicians: Himalayaların tepesinde Bhutan isminde bir ülke var. İşte bu film, Bhutan’ın ilk resmi filmi. Konu ise kısaca şöyle: ABD hayranı bir Bhutanlı’nın hayattaki en büyük arzusu, ülkesinden ayrılıp, ABD’ye gitmek. Bunun için yola çıkıyor, fakat daha ilk durakta kalıyor, çünkü günde sadece 1 ya da 2 arabanın geçtiği bir yerde yaşıyor. Bu arada durağa bir Budist keşişi ve bir köylü geliyor. Hikaye bu üçü arasında gelişiyor.
9) Living with Heaven (Talking to Dead): İki ismi var bu filmin. "Cheers" dizisinden hatırlayacağımız Ted Danson başrolünde. Danson çocukluğundan itibaren ölüleri görebilen ve onlarla irtibat kurabilen bir adam rolünde. Anlayacağınız "Sixth Sense" ile "Ghost Whisperer" tadında bir film.
10) If Only: Fena halde hayranı olduğum Jennifer Love Hewitt’in filmografisini incelerken rastlamıştım bu filme. Kız arkadaşını çok seven, ama işleri nedeniyle onunla ilgilenemeyen bir adam var ve bir gün kız arkadaşı gözlerinin önünde trafik kazası geçirip ölüyor. Fakat ertesi sabah gözlerini açtığında "dün"ü tekrar yaşadığını görüyor ve kız arkadaşı da aynen yanıbaşında ve bugün için bir başka seçim yapma fırsatı var.
Anlayacağınız "Bugün Aslında Dündü" filmine çok benziyor. Harika bir aşk filmi izlemek isteyenler de bayılır bu filme.