Semra, Zerrin, Selma, Ümit... ‘Her yerde var olan evrensel yaşam enerjisi’, yani geçen haftaki yazım Reiki sayesinde tanıdım onları. Bana tüm içtenlikleriyle Reiki ile tanışmalarını, hikayelerini anlattılar. Teşekkür ediyor ve söz verdiğim gibi burada yazıyorum.
Siz de benim gibi ‘ikna olmadan kabullenemeyenlerden’seniz, bu yazıyı iyi okuyun. Çünkü buradaki insanlar, samimi bir şekilde yaşadıklarını anlattılar. Eğer Reiki ve Reiki deneyimleriyle ilgili daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız www.reikievi.com adresini sakın atlamayın. Geçen haftaki yazımın büyük bölümüne de kaynak olan bu site ve kurucusu Gülüm Omay’ı tanımanızda fayda var. Kendisinin ‘Reiki Evrensel Yaşam Enerjisi’ adlı kitabı Reikievi Yayınları’ndan çıktı. Bu konuda okuyabileceğiniz bir diğer kitap, Petek Kitamura’nın ‘Şifa Kaynağı Reiki’. Ayrıca Brigitte Müller&Horst H.Günther’in ‘Reiki Uygulamalı Şifacılık Teknikleri’ adlı kitabı da size yol gösterici olacak, kafanızda oluşan soruları yanıtlayacaktır. Bu, bir sevgi enerjisi. Ama burada mucizelerden, gül kokulu hümanist yaklaşımlardan, pembe bir dünyadan bahsetmiyorum. Sanki bir tişört alır gibi, ‘Arkadaşım Reiki almış, çok memnun; ben de almak istiyorum’ şeklindeki basit yaklaşımlardan uzak duralım; at gözlüklerimizi çıkaralım, kendimizin farkına varalım ve bize sunulan imkanları kullanalım diyorum. Çünkü bu, öyle bir deniz ki biz daha parmak ucumuzu bile ıslatmış sayılmayız!
Ben Reiki’yi bir dost toplantısında bulunan bir üstat hanım sayesinde öğrendim; çok hoşuma gitti ve uyumlandım. Yalova’nın Esenköy köyüne gitmiştik. Yolun ortasında beyaz bir köpek gördüm. Hayvan birden sendeledi, arka ayakları tutmaz oldu, kalkmak istedi, ama kalkamadı ve yere uzandı. Oğlum, ben ve eşim hemen hayvanın yanına gittik; ağzından salyalar akıyordu ve gözleri kaymıştı. Benim Reiki ile uyumlanmam daha 1 hafta olmuştu ve hayvanlara nasıl yapılacağını bilmiyordum. Kendi kendime, bu köpek ölecek, belli ki acı çekiyor, en azından acısını azaltayım, dedim. Eşim hayvancağızın karnında iğne yarası gördü; zehirli iğneyle öldürmek istemişlerdi besbelli. Hemen elimi o yaranın üstüne koydum, bir elimi de başına ve Reiki enerjisini köpeğe aktardım. 20 dakika boyunca elimi hayvanın bacaklarında dolaştırdım ve içimden iyi olsun diye dua ettim. Birden gözlerini açtı ve etrafımıza toplanan köylülerin önünde başını kaldırdı, ayağa fırladı ve yürümeye başladı! İşte o anki mutluluğumu size anlatamam, çünkü uyumlanmıştım, ama o enerjiyi kullanıp kullanamayacağımı bilmiyordum. Bunu bana o köpek hissettirdi. O günden beri kendimi çok mutlu hissediyorum. Her zaman birilerine yardım edebilir olacağımı bilmemden ötürü huzur duyuyorum. Sevgiyle kalın.
Selma Binyıldız
Nasırı yok ettim
Ben Reiki 3’üm. İkinci Reiki’yi aldıktan 1 gün sonra bir arkadaşımla buluştuk. Bana, ayağında nasır olduğunu söyledi ve uzaktan şifa göndermemi istedi. Çok yeni olduğumu söyledim tereddütle. O, denemek istedi. Ben de gece gönderdim. Ertesi sabah aradığımda nasırın kaybolduğunu söyledi! Ayrıca gönderdiğim saatte nasır üzerinde çok ağrı olduğunu da söyledi. Annemin ve bir başka arkadaşımın da aynı şekilde nasırını iyileştirebildik. İş yerimde de arkadaşlarımın baş ağrısı, halsizliği, depresyonu olduğunda onlara Reiki veriyorum. Her biri farklı şeyler hissediyor, fakat hepsi enerjiyi aldıklarını çok kuvvetle duyumsuyor. Bir şifa metodu olmasının yanında işi bozuk olanların işlerinin düzelmesine yardımcı olduğunu da gördüm. Bir arkadaşımın eşinin işleri çok kötüydü. Bir gece Reiki göndermemi istedi. Çok ısrar edince gönderdim. Kısa bir süre sonra bir ortakla fabrika kurdu. Başka bir arkadaşımın annesi ameliyat oldu. Ben ve arkadaşlarım ona Reiki gönderdik. İyileşmesi gerekenden çok daha önce ayağa kalkınca şaşırdım. Kendi üzerimde de deneyimlerim çok başarılı. Reiki’yi meditasyonla desteklemek, insana hayat sevinci veriyor ve moral oluyor. Sevgiyle kalın.
Semra Hoşgör
Her şey yolunda gitmeye başladı
Aynı dernekte çalıştığımız bir arkadaşın aracılığıyla bir anda kendimi Reiki 1’e uyumlanmış olarak buldum! Uyumlama öncesi, öğreticinin anlattıklarını dinlerken kendimi çok komik hissettim. Uyumlama sırasında da kendimi gülmemek için zor tuttum. Yani o kadar bilinçsiz ve inançsız olarak bu işe başladım. Uyumlama işlemim bittikten sonra avuçlarımın içinde yanma hissettim. Öyle ki gidip ellerimi suyun altına tuttum! O günden bu yana kendime ve aileme Reiki uyguluyorum. Özellikle basit ağrıların giderilmesinde çok yararlı oluyor. Halen komik geliyor! Kendi yaptığıma inanamıyorum! ‘Ağrı geçti’ dediklerinde ‘Beni kandırmıyorsunuz, değil mi?’ diyorum! Sanki yaşamımda da her şey daha bir yolunda gitmeye başladı. Reikiyi çok fazla yaşamımın içine sokmadım. Çünkü neler yapmak gerektiğini tam olarak bilemiyorum, ama içimde bir şeylerin değiştiğini ve her şeyin düzelmeye başladığını hissediyorum. Mucize türünden anlatacak bir şeyim yok, ama benim için en ilginç olan şey, bazı insanların yanındayken ellerimin aşırı derecede yanması ve ağrıyan yere ellerimi koyduğumda ağrının kaynağını ellerimin altında seyirme şeklinde hissetmem. Tüm bunların bana hálá inanılmaz gelmesi de işin en komik yanı. Sevgiler.
Zerrin E.
Babamın ameliyatı kolay geçti
43 yaşındayım. Güvendiğim bir arkadaşım sayesinde, 2002’nin sonunda Reiki ile ilgilenmeye başladım. Nisan 2003’te, şeker hastası olan 74 yaşındaki babam, evde düştü. Kemikleri üç yerden kırıldı. Reiki ile ne yapacağımı bilemedim. Benden daha tecrübeli olanlar, ‘Sadece baban için iyi şeyler düşün, geri kalanı evrene bırak. Ameliyat öncesinin, ameliyatının ve sonrasının iyi geçmesi için dilekte bulun’ dediler. Babamın ameliyatı 3,5 saat sürdü. Doktor, 28 santimlik platini başarıyla taktıklarını söyledi, ama yaralarının iyileşmesinden şüpheliydi şeker dolayısıyla. Babam, narkozdan bebek gibi uyandı. O sırada bir arkadaşım da uzaktan şifa gönderdi. Babam, gözlerini açınca ‘Oğlum, anlamıyorum, sanki başımdan bir elektrik giriyor, ayağıma kadar gidip duruyor’ dedi. Annem ve babam Reiki ile ilgilendiğimi bilmiyor. 15 gün sonra doktor dikişleri alırken (80 tane) tek bir damla kan aktı. Şeker hastası için imkansız gibi bir şey! Sonra öğrendik ki doktor da Reiki yapıyormuş! İnsanlara kızmadan, sevgiyle yaklaştığınızda, evrene havale ettiğinizde her şey çözülüyor. Reiki, bir sevgi. İhtiyacı olan, arayan, buluyor.
Ümit
İyi ki şöhret olmamışım...
Gösteri dünyasının tanınmış sanatçılarına nasıl da özeniyorsunuz değil mi? Onların masalsı hayatları belki de rüyalarınızı süslüyor. Şimdi şöhretlerin katlanmak zorunda oldukları fedakarlıkları sıralayınca, ‘iyi ki şöhretli bir kadın değilim’ diyeceksiniz.
1. Yakın bir gelecekte, göğsünüzün dekoltesine bir mikrofonun sokuşturulması söz konusu olmayacak.
2. Eğer kapı önüne çıkarsanız, hiç kimse, sizin fotoğrafınızı çekmez.
3. Canınız pasta mı istedi? Buyrun, yiyebilirsiniz. Kilo sorununuz nasıl olsa kimseyi ilgilendirmeyecek.
4. Hoşlandığınız erkekle flört etmenizi kimse engelleyemez.
5. Çocuğunuza dikkat çekecek bir isim aramak zorunda kalmayacaksınız.
6. Tanımadığınız kişilerin sorularına cevap vermek zorunda olmayacaksınız.
7. Her dakikanızı özel sekreter, makyaj uzmanı, özel kuaför gibi elemanlarla geçirmek zorunda olmayacaksınız.
8. Hiç kimse sizin okul albümlerindeki fotoğraflarınızı bulup, ‘bir zamanlar böyleydi’ diye yayınlamayacak
9. Annenizin, magazin dergilerinden birinde sizi kınayan sözlerinin yayınlanması söz konusu olmayacak.
10. Ateşli seks sahneleri için bir dublörün sizin yerinizi alması gerekmeyecek.