NLP ve Da Vinci’nin Şifresi

Hafta sonu, Mind&Heart Academy’nin düzenlediği NLP seminerine katıldım. Aslında iş hayatıyla ilgili bir şeyler öğrenecektim; ama ben, Dan Brown’ın sürükleyici kitaplarını nasıl yazdığını öğrendim!

Bu hafta, Doğu’dan Batı’ya geçiş yapmak istiyorum. Çünkü nihayet, sayısız kitabını okuduğum, ama bir türlü deneme fırsatı bulamadığım kişisel gelişim tekniği NLP seminerine katıldım. Mind&Heart Academy, Park Orman’daki harika bir mekanda düzenledi bu semineri. Bir sürü yeni arkadaşım oldu. Herkes, en açık ve samimi haliyle oradaydı. Avustralyalı NLP uzmanımız Debra Wylde şahaneydi!

Kimbilir kaç yüz bin tane NLP yazısı okuduğunuzu biliyorum! Çünkü ben de okudum, inanın. O yüzden sizi sıkmadan, minik bir NLP hatırlatmasından sonra aldığım çarpıcı notları ileteceğim. Sonrasında karar sizin. Sınırsız Güç kitabının yazarı Anthony Robbins’in dediği gibi: ‘Yaşantımızı değiştirebiliriz. Yapabiliriz, sahip olabiliriz ve tam istediğimiz gibi olabiliriz.’

Neuro (5 duyunuz gerçekleri nasıl algılıyor?)

Linguistic (ne söylüyorsunuz?)

Programming (düşüncelerinizle davranışlarınızı nasıl programlıyorsunuz?)

NLP’den bahsediyorsak, mükemmellikten bahsediyoruz demektir.

NLP, bir meraklılık durumu. Dolayısıyla verilen bilginin kalitesini, sorduğunuz sorunun kalitesi belirler.

NLP; nereden geldiğinizle değil, şu andan nereye gitmek istediğinizle ilgileniyor. Bunu da dört aşamada gerçekleştiriyor: 1. Hedefi bilmek 2. Duyusal keskinlik (Her şey farkındalık düzeyinizle başlar. Bunun için insanları gözlemlemelisiniz ki her duruma göre davranışınızı ayarlayabilin) 3. Davranış esnekliği (İnsanlar, en çok kendilerine benzeyen insanlardan hoşlanırlar. Bunun için uyum, etkili iletişimin temelidir. İnsanlar 4 farklı dil konuşur: Görsel-İşitsel-Dokunsal-Dijital. Bir insanla uyum sağlamak için önce bunlardan hangisine yatkın olduğunu belirleyin ve o şekilde davranarak dikkatini çekin. Böylece siz ona ayak uydurmuş olursunuz. Sonrasında ise o insanı yönlendirebilirsiniz!) 4. Harekete geçin.

Siz, kendi dünyanızın yaratıcısısınız! Kendi gerçeğinizi yaratın!

Hayatınızın herhangi bir alanındaki başarısızlık korkusu sadece illüzyondur, yanılsamadır.

Başarı, korkutur. O yüzden başarılı insanlar azdır!

Önceliklerinizi sıralayın.

Hedefinizi mutlaka yazın. Çünkü bir şeyi hedefleyenlerin yüzde 5’i yazıyor ve onlar başarılı oluyor!

Başkalarıyla iletişim kurmadan önce kendinizle ilişki kurun. Kendinizi özel hissedeceksiniz. Böylece başkaları da sizi fark edecek. Unutmayın ki, ilk izlenimi vermek için asla ikinci bir şansınız yok!

Hayatınızdaki işleri acil ve çok önemli olarak ikiye ayırın ve sadece onlarla ilgilenen. Diğerlerini başkalarına bırakın.

Unutmayın: Sizin yapmayı sevmediğiniz bir işi yapmaktan hoşlanacak birileri mutlaka vardır!

Yaşadığınız her olayda ‘bunun bana faydası ne?’ diye düşünün.

Tutkunuzu izleyin, iyilik sizi izleyecektir.

Kimse size bir şey hissettiremez, onu hissetmeyi siz seçersiniz.

Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız, çok sert davranmayın. Nasıl rahat olacaksanız öyle kalın, ama davranış şeklinizi değiştirin. Örneğin; sigarayı tamamen bırakamıyorsanız, önce azaltın.

Gelelim Dan Brown’a... İnsanların, görsel, işitsel, duygusal ve dijital duyularla beynini programladığını söylemiştik. Kimi insanın görsel hafızası iyiyken kimisi seslere daha duyarlıdır. Aslında bu konuda yapılmış bir araştırma, insanların yüzde 40’ının görsel; yüzde 12’sinin işitsel, yüzde 40’ının duygusal; yüzde 8’inin de dijital hafızaya sahip olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ne kadar çok bunlara hitap edersek insanların da o kadar dikkatini çekeriz. Da Vinci’nin Şifresi, Melekler ve Şeytanlar, Dijital Kale gibi bestseller kitapların yazarı Dan Brown da bunu mükemmel bir şekilde kullanıyor. Da Vinci’nin Şifresi’ni düşünün: Louvre’u adım adım geziyor (görsel), mermerlerin çıkardığı sesi duyuyor (işitsel), heyecanı her an hissediyor (duygusal) ve şifreleri taşların ölçülerini (dijital) biliyoruz. Bu arada bilinç, ‘hikayeyi bitir’ diyor. Oysa kısa kısa yazılmış bölümler, kitabı elimizden bırakmamızı engelliyor! Böylece Dan Brown insanların büyük bir yüzdesini etkiliyor!

Teşekkürler Debra...

Meditasyon ve Coşku Şenliği

Şimdi size gerçekten Türkiye’nin ilk Meditasyon ve Coşku Şenliği’nin haberini veriyorum!

Yer: Çeşme Kum Beach

Zaman: 2-5 Eylül 2004

Living Yoga Organizasyon tarafından gerçekleştirilecek şenliğin, basın sponsoru sağlıklı yaşam dergisi Formsante. Bu arada etkinliğin tüm ayrıntılarını da Formsante’nin Ekim sayısında bulacaksınız.

Şenlikte neler olacak? Yurt dışından grupların da katılacağı şenlikte, meditasyon çalışmaları 28 yıldır Hindistan’daki Osho Meditasyon Kampı’nda yaşayan ve eğitimlerine devam eden psikolog ve meditasyon uzmanı Ambu tarafından yaptırılacak. İçinde farklı dans çalışmaları da içeren seanslara, Hintli dans öğretmeni Hina ile Fransız dansçı Urmila eşlik edecek. Ayrıca şenliği gelen konuklar, Festiva A.Ş. tarafından gezi alanında hafta sonu boyunca düzenlenecek Doğal Çarşı yakınında bulunan çadır alanında konaklayacaklar.

Meditasyonların yanında katılımcılar, Hindistan Puna’da bulunan Osho Meditasyon Kampı’ndan gelen 20’nin üzerinde terapistle tanışacak ve özel seanslar alabilecekler.

Deniz, güneş, harika bir kum eşliğinde, ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirebileceğiniz bu fırsatı kaçırmayın. Size şu kadarını söyleyeyim: Seks, içki ve uyuşturucu olmadan uçmak istiyorsanız bu şenliğe gidin. Döndüğünüzde yaşadıklarınızı bana da anlatın!
Yazarın Tüm Yazıları