Bu yazı, kafanız karışsın ya da çocuklarınızın suratına bakıp ‘Acaba hangisi’ diye düşünün diye yazılmadı. Sadece zaman değişiyor, farkına varın ve olaylara/kişilere, o gözle bakın istedim. Yoksa bu kavramları 800 kelimeyle açıklamak ne mümkün!
‘Uluslararası ilişkiler öğrencisiyim. 23 yaşındayım. 5-6 yıldır, spiritüel camia denen ortamda bilfiil ezoterik çalışmalarla ilgileniyorum. Son 2 yıldır da indigo çocuklar üzerinde çalışmalar yapmaktayım. ‘indigotürkiye’ adında kurucu üyesi olduğum bir mail grubumuz var. Grup, 300 kişiden, çoğunluğu kendini ‘indigo’ olarak tanımlayan üyelerden oluşuyor. Kurulma amacı, benim gibi, bizim gibi algıları erken yaşta açılan ve uyum sorunu yaşayan çocukları bir araya toplamak. Bir de ‘indigo aile’ adında bir grubumuz var. Bu grubun amacı da çocuklarını anlamakta, onlara ulaşmakta zorluk çeken ebeveynlere anne-çocuk iletişimi bilgileriyle yardımcı olabilmek.
İndigo dediğimiz çocuk, kendi özgürlüğünü, kendi istediği, inandığı yolla yaşamak isteyen çocuktur. Siz, ona ne derseniz, ne öğretirseniz, o kendi kafasına yatan, kendi doğrusunu bulacaktır. Çocuklar insanüstü tanımlara sokulup ebeveyn baskısı altında kalıyorlar. ‘Benim çocuğum da indigo’ şeklinde velilerin ego savaşları çıkıyor ortaya...’
İndigo Çocuklar
İrem’le buluştuk ve anlattı: ‘Geçen yıl Steve Rother’ın bir seminerine katıldım. Benim indigo olduğumu söyledi herkesin içinde. Aydınlanmak diyoruz, tekamül diyoruz, bir olmaya çalışıyoruz. Tam da bu sırada, birinin bana ‘indigo’ olduğumu söylemesine sinirlenmiştim. O zaman Steve bana; ‘İndigo, auranın rengidir; insanlar, puzzle’ın parçalarıdır. Bir araya gelip bütün oluştururlar. Senin de görevin mavi olmak. Bu, seni diğerlerinden özel ve değerli yapmaz. İndigo’lar yaratıcı, mutlak otoriteye karşı olan, toplumsal normlara uyum sağlayamayan insanlardır’ dedi. Ben de o güne kadar, kendimde bir sorun olduğunu düşünürdüm. Okulda hiperaktiftim, psikologlarda geçti ömrüm, okumayı çözdüğümde Kur’an’ı okumuştum. Ama o gün yalnız olmadığımı anladım.
İndigolar, 1982’den beri gözleniyor. Ama bu demek değil ki o yıldan itibaren doğdular! İndigolar, özel ya da seçilmiş değil; farklıdırlar. Otoriteye ve dik hiyerarşiye gelemiyorlar. Sevgi olmayan ortama tepki gösterirler.
İndigo çocuğu olan aileler çocuğu tanımalı, onun kendisini tanımasına yardım etmeli, çocuğu olduğu gibi bırakmalı.
İnsan, önce kök çakradan başlar, dünyayla bir ilişki kurar. Sonra sakrale geçer ve cinsel enerjiyi kullanmayı öğrenir. Solar pleksusa geçer ve insan ilişkileri başlar. Kalp çakrasıyla sevgi ilişkileri başlar. Boğaz çakrasıyla kendini tanır ve ifade eder. Maddenin ötesini sorgular ve felsefeyle ilgilenir. Yaşlılık evrelerinde de kendini dine verir, tanrısal boyutla ilgilenir; o da taç çarkadır. İndigo çocuklar ise dünyaya geldiklerinde titreşimleri çok yüksektir. Doğduklarında 6. çakraya kadar açık dünyaya gelirler. Çocuklukta yaşadıkları baskılar ve travmalar, dikkat eksikliği, hiperaktiflik olarak kendini gösteriyor.
İrem’e soru sormak için;
indigo_turkey ve yenicocuklar yahoo mail gruplarından ulaşabilir ya da 5 Kasım’da Naturel Festivali’nde düzenleyeceği seminere katılabilirsiniz.
Kristal Çocuklar
‘Kristal Çocuklar, İndigo Çocuklar’dan sonra dünyaya gelmiş olan yeni kuşaktır. Aşağı yukarı sıfır ile yedi yaş arasında bulunan bu kuşak, önceki kuşaklardan farklıdır. Birçok bakımdan ideal olan bu çocuklar insanlığın nereye doğru yöneldiğini göstermektedirler... ve bu çok olumlu bir yöndür! Bu çocuklar, İndigolar gibi son derece psişik ve duyarlıdırlar, ama onlar gibi savaşçı ruhlu ve öfkeli değil, mutlu, bağışlayıcı ve sakin yaradılışlıdırlar. Kristal Çocuklar içsel ve dışsal olarak çok güzeldirler; gözlerine bir kez baktığınızda, onlardaki Tanrısal sevgiyi ve bilgeliği görebilirsiniz. Onların auraları parlak ve harelidir; onlar adeta içlerinden ışık saçarlar! Onlar geçmiş yaşamlarından, uzak galaksilerden, barış ve sevgiyle ilgili derin içgörülerinden söz ederler’ diyor ‘Kristal Çocuklar’ kitabının yazarı Doreen Virtue. Haftaya, 2 yaşında bir ‘kristal çocuğu’ olan Burçak, kristal çocukları anlatacak...
Işık Çocuklar
Onlara, ‘yeni çağ çocukları’ da diyebiliriz. Maddenin alabileceği en yüksek form, ışıktır. Titreşimi çok yükseldiğinde ışık olur. O yüzden ışık çocuklar deniyor. Ama hiçbir çocuk arasında ayrım yapılmıyor, yani zamane çocukları ‘ışık çocuklar’ olarak adlandırılıyor. Çünkü bu çocuklar, donanımlı ve daha farkında olarak dünyaya geliyorlar. Daha iyi eğitime ve anlaşılmaya ihtiyaçları var. Bunun için 36 dönümlük bir arazide, yaz kampı olarak düşünülen bir tesis kuruluyor. Bunda amaç, sağlıklı aile-çocuk iletişimi sağlamak. Burada, anne-baba-çocuk farkındalık ve sağlıklı çocuk yetiştirme bilgileri alacak.
NOT: Geçtiğimiz haftalarda yaptığım Bujinkan Ninjutsu eğitmeni Ercan Şarbat röportajında ‘Ninjutsu öğreten başka birileri varsa sahtekardır’ ifadesi vardı. Yanlış anlamaya sebep olmak istemem: Ercan Bey, ‘Bujinkan’ Ninjutsu uzmanıdır. Ve Bujinkan Ninjutsu’da Türkiye’deki tek yetkili kişidir. Ninjutsu’nun başka bir ekolü olan ‘Genbukan’la bir ilgisi yoktur. Bilginize...