Buluttaki Küçük Melek

Önce kuş tüylerinin sırrının peşine düştük, şimdi de Buluttaki Küçük Melek’le tanışıyoruz. Yıl sonuna yaklaşırken Çekirge’de ilginç şeyler oluyor!

Geçtiğimiz hafta Çekirge’de Bahar Korçan’ın bana anlattığı ve "Kuş tüylerinin sırrı" başlığıyla yayınladığım yazımla ilgili olarak Zerrin Türe Sütçü’den ilginç bir mail aldım. O da bana kendi hayalini anlatıyordu. Çekirge aracılığıyla bu hayalini gerçekleştirme imkanı bulacağına inanarak kaleme almış düşüncelerini. Umarım bu hayali gerçekleşir.

Zerrin, Atatürk Havalimanı’nda Personel Geliştirme Müdürü olarak çalışıyor. Eşi de Türk Hava Yolları (THY) pilotu. Ona evlilik günü hediyesi olarak çevirip bastırdığı bir kitabını gönderdi bana. Buluttaki Küçük Melek adlı bu kitapta, bir pilotun bulutların arasındayken uçağın kanadında tanıştığı küçük melek sayesinde hayatla ilgili keşiflerini okuyoruz. Tabii bir taraftan da dünyanın pek çok yerine uçuyoruz. 54 sayfalık minicik bir kitap, ama bana kalırsa tıpkı Richard Bach’ın ünlü kitabı Martı gibi bir etki bırakıyor insanda. Kısa ve öz. Zerrin, bu kitabın özellikle anneler tarafından çocuklarına uykudan önce okunmasını arzu ediyor. Olabilir tabii, ama bence önce kanatlarını epey önce yitirmiş yetişkinler okumalı bu kitabı. Kitabı anlamalı ve çocuklarına aktarmalılar... Zerrin, bugüne kadar çocuklarla ilgili pek çok sosyal sorumluluk projesine maddi katkıda bulunmuş, ama en büyük dileği, Buluttaki Küçük Melek’i Unicef ya da Kardelen projesi için bastırıp bütün gelirini bağışlamak. Umarım bir yayınevi bu dileğini gerçekleştirir. Bu hafta da hayalle gerçeğin buluşmasını yaşayacağız Çekirge’de! İnanın, hayat böyle çok güzel!

İşte o mail

"Köşenizi severek okuyan bir okurum. Bahar Korçan’ın ’Kuş tüylerinin sırları’ hikáyesini severek okudum. Yıllar önce eşime evlenme günü hediyesi olarak Almanca’dan çevirdiğim ve özel olarak bastırdığım bir kitap var: Buluttaki Küçük Melek. Bu kitabı size ve Bahar Hanım’a göndermem gerektiğini düşündüm. Kısa bir hikáye, ama benim en kötü anlarda bile insanlara olan inancımı ayakta tutmama yardımcı oldu. Bu hikaye, tüylerin nasıl önümüze düştüğünü, kimler tarafından atıldığını sizlere (ve tabii ki Bahar Hanım’ın kızı Lal’e) de açıklamış olacak.

Kitabı, annelerin çocuklarına uyku öncesi okumalarını hayal ediyorum... Son sayfaya gelince de çocuklarının yanına uzanıp ’Bak, sen bana yukarıdan gönderilen, kanatları düşmüş bir meleksin bebeğim. Ben, baban, arkadaşların, komşular hepimiz birer meleğiz. Sadece bazılarımız bunu unutuyor; içimizdeki ve karşımızdaki meleği göremiyor. Bunu hep hatırlatalım birbirimize...’ deyip sonra da onları öpüp uykuya yatırsalar ve onlar da rüyalarında uçup yolcu uçaklarının kanatlarına konsalar...

Bizim ülkemizde bu inanca, sıcaklığa ve maneviyata çok ihtiyaç var. Ben bir 7/24 eğitimcisi olarak görüyorum kendimi. Her yerde birilerinden bir şey öğrenip bir şeyler verebiliyorum onlara. Ama bunun asıl başlaması gereken yer, evde ve minik çocuklarımızla olmalı, öyle değil mi? İnanın kaptırdım kendimi ve içim pırpır oldu birden. İnşallah güzel şeyler olacak!

Tesadüflere inanmam

Hayalim, bu kitabı bir gün faydalı bir amaç için kullanmaktı. Bu konuda bugüne kadar harekete geçememem, hem biraz çekingenliğimden hem de basından uzak olmamdan ve nereden başlamam gerektiğini bilmemden ileri geliyor galiba.

Ben dindar ve baskıcı olan aileme karşı çıkarak eğitim hayatımı sürdürdüm. Bu nedenle Kardelenler projesine her zaman elimden geldiğince maddi destekte bulundum. Fakat bunların, sıcak bir taşın üzerine düşen küçük bir damla sudan fazla olmadığını da düşünmeden edemedim. İçeriğini ve insanlara vermeye çalıştığı mesajını beğendiğim bu kitabı, tüm gelirlerini bu projeye dahil ederek, bastırmak isterdim. Kitap basım ücretlerinin ne durumda olduğundan emin değilim, ama bu konuda sponsor bile bulabilirim diye düşünüyorum.

Ben hayatta tesadüflere inanmam. Yaşanan her şeyin bize iletmek istediği bir mesaj, bir olanak, bir yol içerdiğini düşünürüm. Sizin köşe yazılarınızı okumam, Bahar Hanım’ın hikáyesinin burada yer alması, bende yarattığı çağrışım ve sonunda size yazmam... Bunlar tesadüf değil bence. Belki artık bu küçük meleğin kitaptan çıkıp, dünyada bir iyilik yapma zamanı gelmiştir. Belki de ben ve siz sadece bunun için bir aracı olacağız... Kim bilir...

Çekirge’nin Notu

Ben de tesadüfe inanmıyorum Zerrin. Ama yine de hayat içinde ’tesadüf’ olarak adlandırdığımız ve bize mutluluk veren olayların evrenin, yaradanın bize küçük oyunları olduğuna inanırım. Bahar Korçan’ın, senin, benim, küçük meleğin ve Çekirge okuyucularının buluşması da böyle oldu sanırım. Bundan sonra olacakları da o tesadüfler belirleyecek!
Yazarın Tüm Yazıları