Paylaş
1) İstanbul malum üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir kent. Peki, gündelik hayat içinde bunun ne kadar farkında oluyoruz? Tarihi yapılara kafamızı kaldırıp bakıyor muyuz? Şehirdeki yüzlerce yıllık eserleri ne kadar görüyoruz? İBB Kültür Varlıkları Dairesi çatısı altında 2019’da kurulan İBB Miras, son dönemlerde yaptığı restorasyonlarla kamuyu pek çok eski yapıyla ücretsiz buluşturuyor; Botter Apartmanı, Hasanpaşa Gazhanesi, Çubuklu Silolar, Büyükada Taşmektep…
Fotoğraf: Murat ŞAKA
BULGUR KRALI HABİB BEY’İN KONAĞI
Böyle yakın zamanda açılan bir mekândayız; Fatih semtindeki Bulgur Palas. 1912 yılında Bolu Milletvekili Bolulu Habib Bey tarafından yaptırılmış. Anadolu’dan aldığı buğday, bulgur ve arpa gibi ürünleri devlete satarak zenginleşmesinin ardından aldığı ‘Bulgur Kralı Habib Bey’ unvanı konağa da adını vermiş. Bina uzun süre atıl kaldıktan sonra 2021 yılında İBB iştirakleri tarafından satın alınarak birkaç ay önce kapılarını açtı. Bugün turistler kadar mahallenin gençleri ve çocukları arasında da popüler bir buluşma yeri.
BİR TEK DOĞDUĞUM EVİ YAPAMADIM
Bizim randevumuzsa bütün bu restorasyonları yapan İBB Miras’ın kurucusu Mahir Polat ile… Polat’ın kendi hikâyesi 1976 yılında Erzincan’ın Ahmetli Köyü’nde başlıyor. Doğduğu ev heyelan sebebiyle yok olmuş. Polat gülerek, “İnsanlar ‘Her yeri restore ediyorsun, doğduğun evi neden yapmıyorsun?’ diye takılıyorlar” diye başlıyor anlatmaya: “Erzincan ya heyelandan ya depremden hep etkilenmiş bir yer. Böyle bir kentte büyüyünce küçük yaşlardan itibaren kültürel miras konularına ilgi duydum. Kendi aile tarihimiz de 1720’lere dayanıyor; Osmanlı arşivlerinden araştırdım.”
Sene 1989/Botter Apartmanı ( Kaynak: Salt Arşiv)- Sene 2023
2) NENEM AY VE NEHİRLERLE KONUŞURDU
Polat, karayolu işçisi bir baba ile ev hanımı bir annenin altı çocuktan en küçüğü olarak doğuyor. Çocukluğu Erzincan’ın uçsuz bucaksız coğrafyasında geçiyor. Nenesiyle doğa içinde vakit geçiriyor, ayla, nehirlerle, yıldızlarla, güneşle sohbetler ediyor. Dedesinden de etkileniyor: “Dedem 1915 Rus işgali sırasında esir düşüyor. Bir süre Erzincan’daki toplama kampında tutulduktan sonra Rusya’ya götürülüyor. Altı sene orada kalıyor. Erzincan biraz yalnız bir coğrafyadır. Can sıkıntısından merakla beslenirsiniz, geçmişe ilişkin anıları dinlersiniz.”
Sene 2003/Yeğeni Poyraz Uygur ile-Annesi ve eşiyle
3) TEPELERE YAPILMIŞ EVLERE ŞAŞIRDIM
Aile, Polat 13 yaşındayken çocukların daha iyi bir eğitim alması için İstanbul’a taşınıyor. Önce Kocamustafapaşa’ya, oradan Bahçelievler’e yerleşiyorlar. Onları mahallede akrabaları ve Erzincanlı hemşeriler bekliyor ama uçsuz bucaksız coğrafyadan sonra kent Polat’ı şaşırtıyor: “Erzincan dümdüzdür. Bahçelievler’e ilk geldiğimizde yamaçların, tepelerin üstüne yapılmış evlere, neredeyse bitişik balkonlara çok şaşırmıştım.” Sene 1990’lar... İstanbul’da sosyolojik olarak da ‘sert bir iklim’ var. Polat, “1980 sonrası etkilerini yaşayan kent hem fırsatçı hem tekinsizdi. Şehir zorbalığının, herkesin kendi derebeyliklerinin had safhada olduğu yıllardı” diye anlatıyor.
Sene 1999/İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi A3 Amfi’de
4) USTA KASAPLIK GÜNLERİ
Bütün bu gerilim sebebiyle bir buhran içine düşüyor ve lise ikinci sınıfta okulu bırakıp futbolcu olmaya karar veriyor. Ancak babası onunla aynı fikirde değil. Madem okula devam etmeyecek; çalışacak. Aile meslekleri et tüccarlığı. İkitelli, Bağcılar ve Atakent’te dükkanları var. Baba, Polat’ı bu dükkanlardan birinin tezgahına koyuyor. Mahir Bey, “Etle ilgili her işi yaptım. Bayağı usta kasabımdır” diye gülerek ellerindeki o dönemden kalma ‘bıçak kazası izleri’ni gösteriyor.
5) KENAR SEMTTE NEDEN KÜLTÜR MERKEZİ YOK
Bu arada okumaya, kültür ve sanata merakı çok. İstiklal Caddesi’ndeki kafeleri, vakıfları, sınırlı sayıdaki sergileri gezmeyi seviyor. Kendi deyimiyle ‘varoşta kültür merkezi olmaması’na hayıflanıyor. Arkadaşlarıyla böyle bir mekân kurma girişimi de oluyor ama iflasla sonuçlanıyor. Polat, “Biz haftada bir İstiklal Caddesi’ne gelebiliyorduk. Oysa kenar mahallelerdeki çocukların da soluklanmaya ihtiyaçları var. Buraları bu yüzden açıyoruz” diyor.
Kara surları/ Kaynak: Salt Arşiv
6) ‘KÜLTÜR TARİHÇİLİĞİ’
İki yılın sonunda ‘proletarya’ hayatın zorluklarını anlayıp, okula dönüyor. Bu arada 1994 yılında ekonomik kriz yaşanıyor. Aile iflas ediyor. Polat, lise mezuniyetinden sonra batan dükkanların idaresini üstleniyor. İşleri yoluna koyduktan sonra üniversite sınavına giriyor. Gönlünden geçen halk bilimi konusu üstüne çalışmak... Buna en yakın alan olarak İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ne giriyor. Halk bilimiyle sanat tarihinin ne ilgisi var? Polat, “Sanat tarihi, insanı ve toplumu kültür üzerinden anlamak için büyük bir anahtar. Şimdilerde ‘Kültür tarihçiliği’ deniyor” diye yanıtlıyor.
7) 2000’LERDE SANAT EKOSİSTEMİ YOKTU
Uzmanlığını Türk İslam Eserleri üzerine yapıyor. Batı sanatı ve küratörlük üzerine yüksek lisans eğitimi alıyor. Polat, “2000’li yılların başında sergi ve çağdaş sanat alanında henüz bir ekosistem üretilmiyordu” diye anlatıyor: “2005 yılında İstanbul’da Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne uzman olarak göreve başladım. Tarihi yapıların restorasyonu üzerine 15 sene geçirdim. 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı’yken Ekrem İmamoğlu ile tanıştık. 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçtim.”
9 KİLOMETRELİK SUR RESTORASYONU
Heyecanla beklediğimiz restorasyonlar neler? Polat: “Süleymaniye’yi yeniden ayağa kaldırmayı istiyoruz. Kara Surları’nın 9 kilometrelik restorasyonu şu anda dünyanın en büyük restorasyon şantiyesi hüviyetinde.”
İSTİKLAL’İN PERİLİ KÖŞKÜ
Yıllarca İstiklal Caddesi’ndeki bir ‘perili köşk’ olarak duran Botter Apartmanı’nın hikâyesi: “Bina Ferit Edgü’nün direnişiyle ayakta kalmaya çalışıyordu. Sonra yıllarca metruk kaldı. Pandemi zamanı arka binadan camı kırıp içeri girdik ve ilk tespitlerini yaptık. Zemini çökmek üzereydi. Mal sahibiyle irtibat kurduk.”
MEGAKENTİN HAZİNELERİ
İstanbul’un gözümüzün önündeki bilmediğimiz tarihi yapıları neler? Polat: “Boğaz kenarındaki tabya kaleler, Poyrazköy’deki metruk kaleler, Anadolu Kavağı’ndaki Yoros Kalesi, Beyazıt’ta Ali Paşa Sarayı, Azatlık Baruthanesi, Yarımburgaz Mağarası…”
Sene 1900'ler/ Feshane
ÇEŞMELER, TÜRBELER, ANIT ESERLER...
İBB Miras, bugüne kadar 974 tarihi eserin bakım-onarım, restorasyon çalışmalarını yürütmüş. Metruk vaziyetteki 63 anıtsal yapı restore edilmiş, 35 müze ve sergi mekânı açılmış; Müze Gazhane, Feshane, Yerebatan Sarnıcı, Çubuklu Siloları ve Botter Apartmanı.
Sene 2023
BİR EVLAT GİBİ SEVMELİYİZ
“İstanbul’da hiçbir duvar sadece ‘bir duvar’ değil. İmrahor İlyas Bey Camisi diye geçen Studios Manastırı vardır; günümüze ulaşabilen en eski Bizans Dönemi dini yapısıdır. 300 yılında yapılmıştır ve sizi bir anda 1700 yıl geriye götürür. Tarihi semtlerdeki sokaklar en az 2000 yıllık tarih barındırır. İstanbul’un tarihi dokusunu evladımızı sever gibi şefkatle bakıp, sevmeliyiz…. İstanbul’da 36 bin kültürel miras var. Bunların ancak yaklaşık 5 bin kadarı kamunun elindedir. ”
Paylaş