Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

İzmir’in Bornova ilçesinde, neredeyse 250 yıllık Mattheys Köşkü’nün bahçesindeyiz… Uzun bir restorasyon sürecinden sonra geçen hafta kapılarını bir ‘sanat merkezi’ olarak açan köşkün yeni sahibi, kendi aile tarihi köşkten de eski olan bir İzmir âşığı Lucien Arkas… Dedeleri 1700’lerde ta Marsilya’dan kalkıp incir ve üzüm ticareti için yerleşmiş İzmir’e. Ve geliş o geliş... Tam 10 jenerasyondur İzmir’de yaşayan Arkas’la hem aile albümlerini karıştırdık hem de çok yönlü kişiliğiyle el attığı işleri dinledik.

Haberin Devamı

1- Önce bulunduğumuz mekânın tarihiyle başlayalım. 1780 yılında John Maltass adında bir İngiliz tarafından yazlık olarak inşa edilen Mattheys Köşkü’yle ilgili bilgileri, hayatı boyunca burada yaşamış Hortense Wood’un günlüğünden öğreniyoruz; kadın hakları savunucu, şair, yazar, ressam ve bir Atatürk hayranı olan Wood, Atatürk’ün Mattheys Köşkü’nü ziyaret ettiğini not alarak, ‘Mustafa Kemal evime geldi. Yanında İsmet Paşa ve diğer generallerle meşhur Türk kadını Halide Edip vardı’ diye anlatıyor. İşte bu meşhur köşk, bugün bir sanat ve deneyim merkezi olarak tüm İzmirlilere kapısını açtı. Mekânı, 2018 yılında satın alıp aslına uygun şekilde restore ettiren kişiyse çocukluğunda bizzat köşkün bahçesinde oynamış olan, İzmir’in en eski ailelerinden birine mensup, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas…

Haberin Devamı

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

MARSİLYA’DAN EGE’YE...

Arkas’ın kendi aile hikâyesi köşkün tarihinden de çok eskilere gidiyor. Sene 1700’ler... Fransa Kralı 14. Louis, Akdeniz’le ticareti büyütmek için Marsilya’ya da bir ticaret odası kuruyor. Yörenin önde gelen ailesi Pagy’lerin bir mensubu bu fırsattan istifade ederek incir ve üzüm ticareti yapmak üzere 1711 senesinde İzmir’e geliyor. Lucien Bey, “İşte böyle bizim anne tarafı 1700’lerden beri İzmirlidir” diyor. Baba tarafı ise Adriatik kıyısındaki Ragusa/Dubrovnik’e dayanıyor. Aile daha sonra Korfu Adası’na yerleşiyor. 1797’de Venediklilerin elinde olan ada Fransa’ya bağlanıyor. Ancak Napolyon 1815 yılında Waterloo Savaşı’nı kaybedip Korfu Adası İngilizlerin eline geçince aile de 1825 yılında Fransızlarla araları çok iyi olan Osmanlı İmparatorluğu’na gelip İstanbul’a yerleşiyor.

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

 

SENE 1940'LAR

Babası Lucien Gabriel Arkas ile

PAGY’LERLE ARCAS’LAR İZMİR’DE BİRLEŞİYOR

Bir yüzyıl daha geçtikten sonra… Lucien Arkas’ın büyükbabası Gabriel Jean-Baptiste Arcas, Pagy ailesinden genç bir kadınla İzmir’de evleniyor. Ardından1902 yılında iki Fransız ortağıyla bir ithalat şirketi kuruyor. Şehir, bu dönemde limanıyla, Osmanlı’nın Avrupa’ya açılan kapısı konumunda... Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Fransız ortaklar ülkeden ayrılıyor. Arcas, 1935’te hayatını kaybedinceye kadar işi tek başına sürdürüyor. Ölümünden sonra şirketinin başına oğlu Lucien Gabriel Arcas geçiyor. 1944 yılında ithalat işine uluslararası taşımacılık faaliyetlerini ekliyor. Bugün 47 gemisi ile Türkiye’nin ulusal ve uluslararası taşımacılık sektöründeki en büyük şirketlerinden birisi haline gelen Arkas Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas da tam bu aralarda, 1945 yılında Lucien Gabriel Arcas ile Wanda Arcas çiftinin ilk çocuğu olarak Alsancak’ta dünyaya geliyor. Daha sonra aile hep beraber Bornova’ya taşınıyor.

Haberin Devamı

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

SENE 1960'LAR

Babası Lucien Gabriel Arkas ile

2- BORNOVA’DA ÇOCUKLUK

Lucien Bey, “Daha önce yaşadığım ev şu an Arkas Deniz Tarihi Merkezi olarak ziyarete açık” diye başlıyor söze: “Bornova’da yan yana geniş bahçeli, malikâne olarak tanımlanan evler unutulmaz bir çocukluk yaşattı benim neslime. Bahçeden bahçeye geçilir, futbol, basketbol, voleybol oynanır, yeni oyunlar icat edilirdi. Her evin bahçesinde sulama amacıyla yapılmış bir havuz vardı ve kışın yosun tutan havuzu temizlemek, kireçle boyamak ve yüzmeye hazır hale getirmek biz çocuklara düşerdi. Bornova’da çocuk olmak, her daim kahkaha anlamına gelirdi. Çok hareketli bir çocuktum. Çok merak eder, her şeyi kurcalardım. Hani ele avuca sığmayan çocuklardan…” 

Haberin Devamı

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

SENE 1780

“Bornova büyük bahçeli evlerin olduğu bir semtti. Çoğu ev yıkıldı, o güzelim bahçeler yerine apartmanlar dikildi. Yalnızca birkaç aile evlerini koruyabildi. Şimdi ben de elimden geldiğince eski evleri restore ettirip geçmişi hatırlatmaya çalışıyorum. “Sırada iki köşk daha var; Göztepe’deki İzmir’in ilk ortodontisti Ayşe Mayda Köşkü ve Buca’da Eski İzmir Valisi Rahmi Bey Köşkü. Bu binaların da restorasyonu devam ediyor, bitince onlar da sanat merkezi olarak hizmet verecek.”

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

SENE 1840

3- ‘LEVANTEN’ İSMİNİ AVRUPALILAR KOYDU

Arkas, “Çok kültürlü, çok dilli bir ortamda yetiştim. Hem Türk hem Fransız gelenek göreneklerine, yaşam biçimlerine hâkimim. Hepsinden biraz var” diye devam ediyor: “Sofra Fransız usulü kurulur, çatal bıçaklar Fransız usulü yerleştirilir ama tabakta Türk yemekleri olurdu. Evde Fransızca veya İtalyanca konuşulurdu. Türkçe daha çok dışarıda kullanılırdı ama tabii bu nesillerle değişti. Ben bir sentezim. Fransız kültürüyle büyüdüm fakat memleketime bağlı bir insanım. Yerim burası. Ailem 300 yıldır, torunlarımı da sayarsak 10 jenerasyondur burada yaşıyor!” Peki ‘Levanten’ kelimesi nereden geliyor? Şöyle açıklıyor: “Osmanlı İmparatorluğu’ndan tebaalar vardı; Müslüman, Musevi, Rum, Ermeni. Batı’dan gelen, bugün ‘Avrupalı’ dediklerimize ‘Frenk’ diyorlardı. Çünkü Osmanlıların ilk tanıdıkları Avrupalılar, Kanuni döneminde Fransızlardı. Avrupalılarsa burada yaşayanlara ‘Doğu Avrupalı’ diyorlardı. Yani ‘Levanten’ Türkiye’de Avrupalılar için yaratılmış bir tanım değil. Bu, Avrupa’dakilerin kendi ırklarından Doğu’da yaşayanlara koyduğu isim. İzmir’in Bornova ‘köyü’nde ya Fransız ya İngiliz vardı. Alman ve Avusturyalılar Buca’da, İtalyanlar şehirdeydi.”

Haberin Devamı

4- EKSİKLİKLERİ OKUYARAK TAMAMLADIM

İlkokulu İzmir’de İtalyan okulunda okuyor. Lucien Bey, “Okulun arazisini büyük dedem Aliotti bağışlamıştı. Daha modern bir eğitim verilmesi amacıyla hem Ivrea Rahibeleri hem de İtalyan Hayır Cemiyeti ile yapılan protokollerle okulun idaresi Arkas Eğitim ve Kültür Vakfı’na devredildi. Tarihi bir miras olan okulumu destekliyorum” diye anlatıyor. Ortaokulu İzmir Saint Joseph ve liseyi İstanbul’daki Saint Joseph Fransız Lisesi’nde bitiriyor. En büyük merakı tarih. Hiç durmadan kitap okuyor… Ancak henüz 19 yaşındayken ailesi onu şirketlerin başına geçmesi için İzmir’e çağırıyor. Devamını Lucien Bey’den dinleyelim: “Bana ‘İşi al ve yönet’ dediler. İlk gün babamın masasına oturttular. Önüme imza sirküleri verdiler. Ben henüz imza nasıl atılır onu bile bilmiyordum! Babam çok sevilen biri olduğu için hem çalışanlar hem de işinsanları bana yardımcı oldu. Bu saygınlık bana birçok kapıyı açtı. Denizcilik yapacaktım ama okuluna gidemedim, o zaman yurtdışında yayınlanan denizcilik kitaplarından aldım, okudum, öğrendim. İnsan öğrenmek istedikten sonra öğreniyor. Genç yaşıma rağmen aile şirketinin başına geçmem, kendi kararlarımı tek başıma almayı öğretti. Eksikliğini hissettiğim konularda devamlı neşriyat toplayarak, tarih kitaplarından ders alarak yoluma devam ettim.”

Haberin Devamı

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

SENE 2023

“2018 yılında burayı Lucy de Cramer’den sonra köşkün sahipleri olan Renée Steinbüchel ve Sonia Whithall’un çocuklarından satın aldık. Mekân, bugün babaları Tony Mattheys’in adıyla anılıyor. Cumhuriyet tarihinde bu kadar önemli bir yere sahip bu köşk, beş yıl süren izin ve restorasyon sürecinin ardından geçen hafta kapılarını açtı.”

5- KUTUYA İNANDIM KAPI KAPI DOLAŞTIM

Şirket, genç Arkas’ın işinin başına geçmesinden sonra en önemli değişimleri 1970’lerde yaşamış. Lucien Bey, “Yaptığın işi sevdiğinde zor diye bir şey yoktur” diyor: “1964’te geldiğimde üçte bir turizm, üçte bir ithalat, üçte bir de denizcilik vardı. İthalat ve turizmi bıraktım. Bizi denizcilik var etti. İşin başına geçmemden 14 sene sonra konteyner işi başladı. O işe başta kimse inanmadı; ‘kutudan bir şey çıkmaz’ dediler. Ben o kutuya inandım ve kapı kapı dolaşıp insanları ikna ettim. Kırılan malların peşine düştüm; Şişecam’ın şişeleri, İbrahim Bodur’un seramikleri, Ülker’in bisküvileri… Getirilen kakaonun yüzde 20-25’i fire veriyordu. Konteynere koyduk, fire sıfır! Yavaş yavaş bu güveni yakaladık. Şimdi dünyanın yüzde 85’i konteynerle taşınıyor. İş hayatında 59 seneyi geride bıraktım. Evde kaldım gibi; hep kendi şirketimde kaldım (gülüyor).” 1990’larda Türkiye’de özel limanlara müsaade edilmesi ve 1996’da kendi liman ve filolarını yaratmasıyla Arkas bugün Türkiye’nin en büyük konteyner gemi filosuna ve önemli konteyner limanlarından Marport’a sahip…

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: İncir ve üzüm için geldik 10 kuşaktır İzmir’deyiz

KASAPLARDAN YUNANCA ÖĞRENDİM

Arkas, “Lisan ticaret dünyasında çok önemli. Bir İtalyanla İtalyanca konuştuğumda karşımdaki kişinin bana güveni yüzde 50 yükseliyor. Ben beş dil konuşuyorum. Türkçe, İtalyanca, Fransızca, İngilizce’yi öğrendikten sonra gördüm ki denizcilik dili Yunanca. Eskiden Bornova’da esnaf hep Giritliydi. Kasaplardan Yunanca öğrendim” diyor.

EN İYİ YATIRIM SANATTIR

Lucien Arkas’ın İzmir sevgisi herkesçe biliniyor: “Şirketin merkezini İzmir’de tuttum. Gelişen teknoloji ile İzmir’de olmak büyümeye engel değil.” Yaptığı en büyük yatırımlardan biri de sanat alanındakiler… Arkas, “Keyif aldığım şeyleri geniş kitlelerle paylaşmayı seviyorum” diye anlatıyor: “Eski Roma’da, zengin Romalılar vergi olmadığı için şehre yatırım yapardı; oyun tertip eder, binalar, kütüphaneler yapardı. Mesela Efes’teki Celsus Kütüphanesi… Celsus kim? Vali değil, kumandan değil. Zengin bir Romalı. İsmi hâlâ yaşıyor.” 2011’de açılan Arkas Sanat Merkezi’nde şu an ‘Pencereler’ ismini taşıyan 25. sergi var. Arkas Sanat Merkezi’ni 2012 yılında Arkas Deniz Tarihi Merkezi ve 2020’de Arkas Sanat Urla takip etmiş. Mattheys Köşkü’ndeki Arkas Sanat Bornova, 12 yılda açılan dördüncü sanat merkezleri.

HALILARIMIZI KORUMALIYIZ

Arkas Sanat Bornova Mattheys Köşkü, yeni kimliğiyle ilk ev sahipliğini Arkas Halı Koleksiyonu’na yapıyor. Bu bir tesadüf değil… Lucien Bey, “Neyi, nerede sergilediğiniz mühim ve ben bir klasikçiyim” diye anlatıyor: “Ağırlıklı olarak 18. yüzyıldan 20. yüzyıl başına uzanan döneme ait eserleri topluyorum. Onları üretildikleri döneme ait ortamlarda sergilemeyi tercih ediyorum. Halı kültürü ve sevgisi ailemden geliyor. Halı sanatı da bu köşkler gibi unutulmaya yüz tutmuş... Binlerce yıllık geleneği yansıtan halı, Türkiye’nin en önemli kültürel miraslarından biri, korunması ve desteklenmesi gereken bir değer.” Arkas Halı Koleksiyonu’nda 16. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan Anadolu halı sanatının çok önemli örnekleri yer alıyor.

Yazarın Tüm Yazıları