İnternet bağlantılı bir bilgisayarla yapabileceğiniz her şeyin cep telefonuna taşınacağını 10 yıl önce kim tahmin edebilirdi? Benim gibi telefonu ayrı, fotoğraf makinesini ayrı, bilgisayarı ayrı kullanmaktan hoşlananlar için hayat zaten güzeldi, fazlasına gerek yoktu.
Ancak teknoloji harika eserler ortaya çıkardı; üç ayrı cihazı omuzda taşımak, gerektiğinde çantanın derinliklerinden çıkarmaktansa “akıllı” bir telefon taşımanın cazibesine karşı koymak zor. Ofis çalışanı iseniz, bu bir konfor olmaktan çok zorunluluk zaten. Çaresiz, alışverişe çıktım. Akıllı telefon almaya (veya bakmaya) giderken, yanınızda mutlaka bir kağıt kalem götürmelisiniz. Zira, dükkanda telefonları ne kadar detaylı inceleyip, özellikleri öğrenseniz de insan satın almadan bir düşünmek istiyor. Bu düşünme aşamasında da hangi telefonda, ne özellikler vardı diye bakabileceğiniz bir broşür hiçbir dükkanda yok. Orada öğrendiniz, öğrendiniz. Yoksa tekrar gelip baştan almanız gerekiyor tüm bilgileri. Bu nedenle en iyisi giderken bir kağıt kalem götürün, kısaca not alın.
AKILLI DEĞİL SMART
Hazırlıklı olmanız gereken bir diğer konu; mağazaya “akıllı telefon” dediğinizde karşılaşacağınız şaşkın bakış. “Smart phone” demeniz gerekiyor. Tüm satış elemanları sizi doğrudan Blackberry’e yönlendiriyor; akıllı telefonların ilki ve en iyisi! Tabii neye göre en iyisi olduğu sizin hangi özelliğini kullanacağınıza bağlı. Profosyonel düşünüp, “e-postalarımı okuyayım, arada internete bakayım” diyorsanız, gerçekten de Blackberry’nin 9700 modeli tam size göre. Hem şık hem de küçük. Toplantılar sırasında avuç içinde gizlice internet gezintileri yapmaya uygun. İş dışında, sosyal medya ve mesajlaşma seçenekleri açısından da iPhone ile birlikte kullanımı en rahat telefon. Facebook, twitter gibi uygulamaların özel Blackberry versiyonları var. Geçen ay Suudi Arabistan’la Blackberry şirketi arasında kriz çıkartan “Messenger” servisiyse Blackberry’yi diğerlerinden ayıran en önemli özellik. Diğer Blackberry kullanıcılarıyla ücretsiz mesajlaşmak mümkün. Sırf bu özelliği için Blackberry alanlar var. Yaklaşık 900 lirayı gözden çıkardıktan sonra en azından mesajlaşırken tasarruf edebilmek hiç fena değil. Blackberry’nin zayıf noktalarına gelince... Pil ömrü çok kısa. İnternet, messenger ve telefon özelliklerini makul düzeyde kullandığınızda bile ancak bir gün dayanıyor. Küçük boyu ve hafifliğinin yanında, uzun süre eve veya ofise dönmeyecekseniz şarj aletini yanınızda taşımanız gerekiyor. Diğer sıkıntıysa kamera seçenekleri. Çektiği fotoğrafların kalitesi düşük. Rahat rahat twitter’a, facebook’a girebiliyorsunuz, ama yollayacağınız fotoğraflar çok başarılı olmuyor. Karanlıkta çekim ise neredeyse imkansız. Fotoğraf makinesi olarak telefonu kullanmak isteyenler için başka alternatiflere bakmak gerekiyor.
FOTOĞRAF ÇEKMEK ÖNEMLİYSE
Bu alternatiflerin başında Nokia E72 geliyor. Fotoğraf makinesi olarak gündüz, gece, dağda, portrede kullanılabilir. Telefonun görünümü, ağırlığı Blackberry ile neredeyse aynı. Üstelik pazarda daha eski olduğu için menüsü cep telefonu kullanıcıları için tanıdık. Ancak bu artısı, bilgisayar özelliğinde eksiye dönüşüyor. İnternet uygulamaları henüz tam oturmamış. Blackberry ya da Iphone’daki kadar kolay erişim sağlayamıyorsunuz. Ancak zorda kalırsanız basit aramalar için hakkını yememek lazım. Ayrıca “OviStore”’la sosyal medya konusunda kendini geliştiriyor. Tabii herkesin alıştığı iTunes Store’un yerine geçmesi zaman alabilir. Pil ömrü olaraksa çantada şarj aleti taşımayı gerektirmeyecek kadar dayanıyor. Bu da önemli bir artı. Bu arada, bir kadın olarak akıllı telefonların fazlasıyla “erkek görünümlü” olduğunu da belirtmekte fayda var. Çalışan insanlara yönelik geliştirirken bu insanlar arasında kadın da olabileceğini düşünmemişler; hesap makinesi görünümlü, erkeksi hatlara sahipler hep. Renk olarak da siyah hakimiyeti var. Şık bir beyaz akıllı telefon için dokumatik ekranlı Sony Ericsson Xperia öneriyorlar sadece. O da, dokumatik ekranlarla ilgili “aman bozulur bu” paranoyası olan insanlar için pek cazip değil. Ekran geçişlerinin yavaş olduğuyla ilgili uyarılar da bu paranoyayı güçlendirebiliyor. Dokumatik ekranla probleminiz yoksa, renkli, eğlenceli bir cihaz arıyorsanız da iPhone’u inceleyin. Özellikle de profesyonel amaçlardan çok sosyal medyaya meraklıysanız... Geniş ekranında televizyon, video, müzik, haritalar, internet ne ararsanız var. Üstelik web tarayıcılarının “out” olmasına yol açan değişik uygulamalar da cabası. Gazetelerden dergilere, oyunlara, değişik tasarımlara 200 binden fazla değişik uygulamayı bazılarını ücretsiz olmak üzere yükleyebiliyorsunuz.