Paylaş
TOPLUM neden Sezer'in adaylığı ile rahatladı? Bu noktaya nasıl gelindi?
Bu soruların yanıtını aramak birtakım Polyanna yazılarından çok daha önemli. Türk halkı Demirel'i istemediği için ‘‘beş artı beş’’ Meclis'ten geçmedi. Üç ‘‘beş’’ kişinin ‘‘Demirel'in görev süresi uzamazsa istikrar bozulur’’ dayatması tutmadı.
Çünkü Demirel, o makama geldiği günden itibaren cumhurbaşkanlığı görevini yapmak yerine kendi görev süresini uzatma hesaplarıyla uğraştı.
Derin politika yaptı.
Bu nedenle Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı tarihe bir ‘‘dip not’’ olarak geçecek.
Tıpkı Özal'ın cumhurbaşkanlığı gibi.
* * *
Sezer'in adaylığının nasıl gündeme geldiği henüz bilinmiyor.
Ancak Demirel'in cumhurbaşkanlığını istemeyen toplum, Sezer'in adaylığına itiraz etmedi.
Bu kabullenişin nedeni ‘‘beş artı beş’’ bitti, bu kez ‘‘beş genel başkan mutabakatı’’ sağlandı şeklindeki bir kolaycılıkla açıklanamaz.
‘‘Yeni beklentilerin’’ hayata geçme umudu doğduğu için toplum Sezer'e yeşil ışık yaktı. Cumhurbaşkanı koltuğuna oturduktan sonra da ‘‘cumhurbaşkanı’’ olup olamayacağına karar verecek. Türk toplumundaki ‘‘yeni beklentiler’’, dünyada gelişen ‘‘yeni ekonomi’’ gibi bir şey. Aslında Türkiye'nin ‘‘yeni ekonomiyle’’ ve kurallı dünyayla entegrasyonunu sağlayacak olan enerjinin kaynağı da burada.
Sezer bunu yakalayabilecek mi?
‘‘Yeni talepleri’’ olan toplumun ‘‘yeni cumhurbaşkanı’’ olabilecek mi?
‘‘Yeni talepler’’, ‘‘yeni özlemler’’ sokaklara dökülerek gündeme gelmedi. Bir garip ‘‘istikrar’’ tutturması yüzünden doğru dürüst yazılıp çizilmedi bile.
Ama toplumdan duyulamayan, dokunulamayan, ölçülemeyen bir baskı yükseldi.
O sıralarda ‘‘kuralsızlıkla’’ ittifak kurmuş olanlar çeteye devlet bankasını satarken yakalanmış olan bir eski başbakanın cumhurbaşkanlığını pazarlıyorlardı.
Kimileri de hálá ‘‘cumhurbaşkanı dil bilsin, dışarda Türkiye'nin Batılı yüzünü temsil etsin’’ ucuzluğuyla birtakım üçüncü dünyalı komplekslerini kusuyorlardı.
Bir dizi Soğuk Savaş artığı refleks.
Yirmi bin kişinin ölümüyle sonuçlanan depremden sonra toplumun önceliklerini ısrarla görmezlikten gelenlerin geleneksel küstahlığı.
Susurluk'ları unutturmaya ant içmişlerin gündem karambolü yaratma çabası vs.
İşte ‘‘yeni talepler’’ dediğim ilk bakışta pek de ‘‘net’’ olmayan duyarlılıklar bütünü ‘‘bir şeylere’’ ‘‘yeter’’ demeye başladı.
‘‘Yeter’’, yavaş yavaş ‘‘yeni talepleri’’ şekillendirdi.
* * *
Cumhurbaşkanı seçimlerinde ‘‘yeni’’ bir isme duyulan sıcaklık aslında ‘‘yeni taleplerin’’ dinamiğiyle örtüşüyor. Bu, şimdilik sadece bir örtüşme.
Diyelim ki örtüşme sinerjiye dönüşsün.
Hukuk adamı, ‘‘hukuk toplumu’’ yaratma özlemindeki bireylerin cumhurbaşkanı olsun.
Bunun da yolu Helsinki sonrasında oluşan zihniyetle ittifak kurmaktan geçiyor.
Bu ittifak, ülkeyi yıllardır ‘‘kuralsızlığa’’ mahkûm edenlerin tasfiyesini sağlamalı.
Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanından bu kadar çok beklenti olmamıştı. Çünkü bu kadar çok ‘‘yeni beklenti’’ birikmemişti.
Sezer toplumun özlemlerine cevap verebildiği sürece cumhurbaşkanı olacak!
Türkiye artık bu noktada.
Bu aşamada Polyanna üslubu yerine, ‘‘yeni taleplerin’’ takipçisi olan yazılarla Sezer'i desteklemek daha doğru değil mi? Tabii bütün bunları Sezer'in seçilmesi ihtimali üzerine kurguluyoruz!
Paylaş