Paylaş
Doğrudur tarihe geçmenin pek çok yolu var.
Mesut Yılmaz ve Dünya'ya hızlandırılmış ekonomi kursu açan Güneş Taner tarihe geçecekler.
Siyasi tarih, konuyu ‘çeteler ve geri kalmışlık’ başlığı altında inceleyecek. Bu iki siyasetçi, tarih kitabında, çeteye banka pazarlamaktan dolayı düşürülen Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı ve ekonomi bakan olarak yer alacaklar.
Ve de konu başlıkları şöyle devam edecek:
21. yüzyıla girerken Türkiye demokratik normları neden yükseltemedi? İnsan hakları ihlalleri neden küçümsendi?
21. yüzyıla yönelik bir politik dizayn neden yapılamadı?
Merkez sağın çetelerle ilişkilerine hastalıklı bir ehven-i şercilikle göz yuman toplum neden çürümeye seyirci kaldı?
Oysa Başbakan, tarih sayfalarına lâyik gördüğü hükümeti için çok başka bir tanım yapmış. Tüm başarısızlıklarına rağmen ayakta kalma başarısını gösteren Başbakan, Samsun'da yaptığı konuşmada şöyle demiş:
‘Ben inanıyorum ki 55. hükümet, Türk siyasi tarihine, siyasette uzlaşmayı, devlette uyumu, toplumda huzuru sağlayan bir hükümet olarak geçecektir. Bunun da ötesinde bölücü terörle, mafyayla, çetelerle, her türlü kanunsuzlukla en amansız mücadeleyi vermiş bir hükümet olarak geçecektir’.
Başbakanlığa kadar gelen her insanın tarihe demir atmak istemesi doğal. Ama işi kendi kendine tarih ödülü vermeye kadar götürmek de ciddi bir ruh halini gösteriyor.
Başbakan'ın bu açıklaması bana Fransa'nın eski dışişleri bakanlarından Michel Jobert'in bir sözünü anımsattı. Katıksız bir de Gaulle'cü olan Jobert, ‘Her zaman mütevazi ve akılcı olmakta yarar var. Çünkü tarih mütevazi ve akılcı değildir’ diyor.
Bizim siyasi kadrolarımızın duruşu ne kadar mütevazi ve akılcı?
Yolsuzluk iddasıyla düşürüldükten sonra tarihe geçmek için rezervasyon yaptırmaya kalkmak. Bütün Dünya'ya yönelik ekonomi kursları açıp dünya krizini yönetme iddialarıyla gerdan kırmak. Çetelerle mücadele ediyorum deyip çetelerle dialog kurup alışveriş yapmak. Sonra da kalkıp dürüstlük, ahlak dersleri vermek.
Uzayıp giden bir koca liste bu.
Yolsuzluktan düşürülüp sonra ‘Üstün icraatımla tarihe geçeceğim’ diyebilmenin tarihi bir vaka olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Bu ülkede Tansu Çiller bile yolsuzluktan dolayı düşürülmedi. Başarılı icraatıyla tarihte yer edinmeye çalışan Başbakan ve de partisi Tansu Çiller'i akladı.
Böylece siyasi tarihimize onurlu bir sayfa daha eklenmiş oldu.
Tarihe geçecek kadar başarılı olacağına inanan Mesut Yılmaz, seçimlerde yüzde otuz'un üstünü hedeflediklerini söylüyor.
Bir liderin, özellikle Anadolu'da barajı bile geçemeyeceği düşünülen bir partinin yerel yöneticilerine moral vermesi doğal. Ancak ‘blöf’ün bile inandırıcı olursa bir anlamı vardır.
Tabii ki siyasi tarih, yüzde otuz blöfünün yanısara bütün blöfleri yazacak! ‘Kriz yok, kriz bizden korkar, enflasyon havlar, müthiş özelleştirme ve de çetelerle sohbet ederken çete mücadelesi’ gibileri.
Tarihi, ANAP'ın özel tarihçileri yazmayacağına göre!
Paylaş