Paylaş
Siyasi olgunluk, toplumda büyük reaksiyon ve nefret yaratan Refah Partisi'ne karşı politik mücadele verebilmekti.
Siyasi beceri, Refah'ı büyüten nedenleri doğru tespit edip, çözüm için strateji geliştirebilmekti. Ve inandırıcı olabilmekti.
Siyasi özgüven, yüzde seksenin, yüzde yirminin dehşetinden ürkmemesiydi.
Siyasi çalışkanlık, ‘onlar kahve dağıtıyor, sabahın köründen itibaren çalışıyor, biz ne yapalım’ deyip rehavete kapılmamaktı.
Siyasi yaptırımcılık, ‘Parti kapandı, ben de kılımı kıpırdatmadan RP’nin oylarını kaparım' hesabını yapan ANAP'a ‘artık yeter’ demekti.
Siyasi kararlılık, çürümüşlüğe ve de çürümüşlükle ittifak yapan RP'ye karşı iki üç kez ışık söndürüp sonra işi, daha başka mercilere ihale etmemekti.
Siyasi takipçilik, kadrolaşıyorlar diye kızdığımız RP'yle aynı yolu izleyen ANAP'a karşı da tepki vermekti. Sadece RP kadrolaşmasına değil bütün keyfi kadrolaşmalara karşı prensipler adına tavır koyabilmekti.
Şartlar böyleyken ben RP kapatıldı diye, ‘oh çekip’ içini ferahlatanlar arasında yer alamıyorum. Çünkü bugün ‘oh çekip yan gelenlerin’ Türkiye'ye yeni ufuklar açabileceğini hiç sanmıyorum.
Sorunları çözmek yerine ertelemek hastalığı yeniden depreşiyor sanki.
Borç alarak problemlerini çözen iş adamları gibi. Devamlı borçla ayakta duran bir yapı iflas etmez mi?
Şimdi ‘RP kapatıldı ne olacak’ın ince ayarı yapılmakta.
Refah'tan kopacak unsurlarla merkez sağı güçlendirmek.
Örneğin, merkez sağın sağına daha yakın olan Abdullah Gül gibi unsurları çekmeye çalışmak.
Belki, RP içinde dialog kurulacak yeni Calplar bulmak...RP'nin Meclis'teki sosyolojik temsili bu şekilde sağlamak.
RP içindeki bölünmeleri yakın takibe almak. Radikal ve ılımlı unsurlar arasındaki gerilimlerin ölçümlerini yapmak.
Parti'nin birliğini temsil eden Erbakan unsurunu daha çok köşeye kıstırmak.
Bu hesapların ne kadarı tutar? Gelişmeler ne olur?
Süratlenmiş zaman, yeni denklemleri çok geçmeden siyasetin gündemine getirecek.
Tarihin geri dönüşü yok.
Refah Partisi'nin de bugün oturup ciddi bir muhasebe yapması gerekiyor. Eğer toplumda bir parti kapatıldı diye ‘oh’ çekenler varsa bunu ittihatçı artıklarının hezeyanına bağlamak da epey bir kolaycılık olur.
Refah Partisi'nin toplumda çok büyük bir nefret ve de reaksiyon yarattığı kesin. ‘İnananlar RP’ye oy verir' diyecek kadar toplumu bölen söylemleri oldu RP'nin.
Küfür, hakaret, nefret, kin, siyasi üslûp haline geldi.
Demokratikleşmeyi kesinlikle beceremedi RP kadroları. Militan kadrolarını kontrol edemedi.
Sivas katliamı sanıklarının avukatlığını üstlenen Şevket Kazan, Adalet Bakanlığı ile ödüllendirildi. Hukuk adına! Hukuk'un üstünlüğü adına!
Konjontüre göre ya şeriatçı ya liberal ya da Atatürkçü oldu Refah kadroları...
Ve de toplumun önemli bir kesimini karşısına alan daha bir sürü davranış, uygulama...
Bugün, RP'nin Müslüman-demokrat kimliğiyle yeniden doğacağı söyleniyor.
RP'nin kimlik tayininden çok bir inandırıcılık sorunu var. Gerçekten ne olmak istiyor?
Bu, Refah kadrolarının ev ödevi...
Refah'ın karşısındakiler de ‘oh çekeceklerine’ zahmet edip kendi zaaflarının bir bilançosunu çıkartsalar.
Eğer cesaretleri varsa.
Tarihi sorumluluk bunu gerektiriyor.
Paylaş